Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından, tazminatların miktarı, kadın lehine hükmedilen tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, her üç dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında kadının ağır kusurlu olduğu, davacı-karşı davalı erkeğin kusurununun bulunmadığı belirtilerek, davalı-karşı davacı kadının boşanma davasının reddine, davacı-karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulüne ve tarafların boşanmalarına karar verilmiş ise de; mahkemece belirlenen ve gerçekleşen kadının kusurlu davranışları yanında, yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı-karşı davalı erkeğinde eşine fiziksel şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır....

    Öyleyse erkeğin davasının da kabulü ile boşanmaya karar verilecek yerde, davasının reddi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3- Davacı-karşı davalı, kadının ziynet ve çeyiz alacağı talebi reddedildiğine göre reddedilen miktar üzerinden kendisini vekil ile temsil ettiren davalı-karşı davacı erkek lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince nispi vekalet ücreti takdir edilmemesi doğru görülmemiştir. 4- Davacı-karşı davalı kadın boşanma davası ile birlikte ziynet ve çeyiz eşya alacağı taleplerinde bulunmuş, boşanma davası kabul edilmiş, ziynet ve çeyiz alacağı davası reddedilmiş olduğu halde, ziynet ve çeyiz eşya alacağı davasına yönelik yapılan yargılama giderleri boşanma davasında yapılan giderlerden ayrılarak davacı-karşı davalı kadın üzerinde bırakılması gerekirken, yazılı şekilde bir bütün olarak değerlendirilip erkeğe yüklenmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir....

      Affedilen veya hoşgörü ile karşılanan olaylara dayanılarak boşanma kararı verilemez. Tarafların boşanmayı gerektirecek kusurlu başkaca bir davranışı da kanıtlanamamıştır. Gerçekleşen bu durum karşısında, her iki tarafın boşanma davalarının reddi gerekirken, yazılı şekilde kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacı-davalı kadının ziynet alacağı davasının reddine yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince; Davacı-davalı kadın tarafından ziynet eşyalarının erkek tarafından alındığı halen de erkeğin ailesinin evinde olduğu iddia edilerek ziynet talebinde bulunulmuş; davalı-davacı erkek ise talep edilen ziynetlerin miktarının yanlış olduğunu, miktarın mal bildiriminde görüleceğini ve ziynetlerin, eşin ve çocuğun tedavisi için harcandığını, bir kısmının ise kadının rızası ile katıldıkları düğünlerde hediye ettiklerini savunmuştur....

        Dosyanın incelenmesinde; davacı erkek tarafından açılan geçici velâyet davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece erkeğin velâyet talebinin reddine, davacı baba ile ortak çocuklar arasında kişisel ilişki düzenlenmesine dair verilen hüküm, davalı kadının temyizi üzerine Dairemizin 16.02.2017 tarih ve 2016/25714 Esas ve 2017/1604 Karar sayılı ilamı ile kişisel ilişki yönünden bozulmuştur. Bozma sonrası erkek tarafından 21.02.2018 tarihinde evlilik birliğinin temelden sarsılması nedenine dayalı boşanma davası açılmış, kadın ise 18.04.2018 tarihinde erkeğin boşanma davasına karşı boşanma ve ziynet alacağı davası açmıştır. Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davaları ile kadının açtığı ziynet alacağı davası, erkeğin açtığı asıl dava dosyası ile birleştirilmiştir....

          Mahkemece, geri çevirme kararı üzerine, taraflar arasında görülen boşanma dosyasının onaylı suretinin dosya içerisine konulduğu fakat tefrik işlemlerinin usulüne uygun olarak tamamlanması yönünde hiçbir işlem yapılmadığı, ayrıca boşanma dosyasındaki evrakların da düzensiz şekilde hiçbir sıralama gözetilmeksizin gelişigüzel dizildiği, bu haliyle geri çevirme kararının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır. Dosyanın bu kez tetkikinde; boşanma davası dosyasında yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının ziynet eşyası alacağı istemine ilişkin iş bu davanın, boşanma davası ile birlikte değil, boşanma davasından sonra ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/509 esas sayılı dosyası ile açıldığı, bu ziynet alacağı dosyasının, başlangıçta boşanma davası dosyası ile birleştirilmesine, ardından ise tekrar tefrikine karar verilerek, ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/885 esasına kaydedildiği anlaşılmaktadır....

            Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde sıralanan ve müvekkilden talep edilen ziynet eşyalarının miktarı ve evlilik içinde müvekkilinin şahsi borçları için satıldığı iddiasını kabul etmediklerini, anlaşmalı boşanma davasında taraflarca düzenlenen ve imzalanan protokolün "Eşler bu protokolün imzaı ile protokol hükümleri haricinde birbirlerinden başkaca hiçbir talepte bulunmayacaklarını kabul ve taahhüt ederler." şeklindeki 7 nolu hükmünden de açıkça anlaşılacağı üzere; evlilik birliği tüm yönleri ile tasfiye edildiğini, davacının açmış olduğu boşanma davasında ve dava sırasındaki anlaşma aşamasında ziynet eşyası ile ilgili bir beyanı veya talebi olmayışı işbu davanın haksız olduğunu, müvekkilin yeniden evlenmesi ve taraflarca boşanılmasının ardından 2 yıl geçmesine rağmen davalıya duyulan hınç, kin ve maddi manevi zarar verme saiki ile işbu davanın açıldığını, davacının işbu davayı açmak için bu kadar zaman beklemesi, bozdurulup borçların ödendiği iddiasına ilişkin...

              Bu durumda, mahkemece, davacı tarafın dava dilekçesindeki beyan ve taleplerine göre usulünce dava konusu edilen ziynet eşyaları yönünden (1 adet set takımı ile 1 adet gerdanlık olarak belirtilen eşyaların da kapsamına göre) delillerin, sübutun ve talebin değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece bedele ilişkin miktara dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verildiği, dava tarihinin hükümde gösterilmediği, gerekçeli kararda dava tarihinin 09/11/2017 olarak belirtildiği, oysa boşanma davasında kadının karşı dava dilekçesi ile açtığı boşanma ve alacak dava tarihinin 16/01/2018 olduğu, bu haliyle faiz başlangıç tarihi olarak infazda tereddüt oluşacağı, gerekçeli karardaki 09/11/2017 tarihin ise erkeğin açtığı boşanma dava tarihi olması sebebiyle davalı aleyhine faizin başlama tarihinde yanlışlık yapıldığı anlaşılmıştır....

              "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet Nedeniyle Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm boşanma davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 13.01.2009 (Salı)...

                Asıl ve karşı dava, TMK 166/1.madde gereğince evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Karşı davacı kadının ziynet eşyası davası da vardır. İlk derece mahkemesince, daha önce verilen karar istinaf incelemesinden geçmiş, karşı davacı kadının yoksulluk nafakasına yıllık nafaka artışı talebi konusunda karar verilmemesi ve ziynet eşyası alacağı davası yönünden kararın kaldırılmasına dair karar verilmiş, yine boşanma ve ferilerine ilişkin diğer yönlerden verilen kararın temyiz edilmesi üzerine istinaf kararı onanmıştır. HMK 26/1.madde gereğince, "Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır. Ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." TMK 176/son madde gereğince, "Hakim, istem halinde irat biçiminde ödenmesine karar verilen maddi tazminat veya nafakanın gelecek yıllarda sosyal ve ekonomik durumlarına göre ne miktarda ödeneceğini karara bağlayabilir."...

                Somut olayda davacı vekilinin sunduğu 24.09.2012 havale tarihli delil listesine bakıldığında, deliller arasında ....sayılı boşanma dava dosyasının bulunduğu görülmektedir. .... sayılı boşanma ilamı incelendiğinde; mahkemenin gerekçeli kararında aynen ''...birlik görevlerini ihmal eden, eşine ilgisiz kalan, şiddet uygulayan eşinin son olayda şiddet görmesi üzerine yakınları yanına sığınması akabinde eşine ve çocuğuna yönelik rahatsız edici ve baskı oluşturan eylem .../... -2- ve davranışları ile asıl davalı kocanın tamamen kendi kusuruyla neden olması karşısında tümüyle kendi kusuruyla boşanmaya neden olan tarafın davasının korunamayacağı ve haksız tarafın boşanma hakkı elde edemeyeceği nazara alınarak haksız ve yersiz olarak açılan kusurlu asıl davalı tarafın birleşen boşanma davasının reddine...'' gerekçesi ile davalı kocanın açtığı boşanma davasının reddedildiği, iş bu kararın derecattan geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu