SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen 1. ve 2. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, yukarıda 1. bentte gösterilen bozma sebebine göre davacı-davalı kadının boşanma davası hakkında yeniden karar tesisi gerekli olduğundan davacı-davalı kadının boşanma davası ve fer'ilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 27.09.2016 (Salı)...
maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemez. Ayrıca, boşanma kararının "eklentisi" olan alacak kalemleri de aynı kurala tabi olup, icra takibine konu edilebilmesi için boşanma hükmünün kesinleşmesi gerekir. Somut olayda takip dayanağı ilamda; hükme bağlanan maddi-manevi tazminat ve diğer alacaklar ilamın ferileri niteliğinde olup boşanma hükmünün kesinleşmesi ile takibe konulabilir hale gelirler. Bu durumda boşanma hükmünün 18.03.2015 tarihinde kesinleşmesi nedeniyle feri kalemler yönünden 13.07.2015 tarihinde yapılan takipte bir usulsüzlük bulunmamaktadır. O halde, mahkemece diğer şikayet nedenlerinin incelenip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile takibin iptali doğru olmamıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Alacak-İtirazın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm * taraflar arasında evlilik birliğinin devamı sırasında düzenlenen 19.3.2003 tarihli sözleşmeden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın dayanağı sözleşme boşanma ve ayrılığın fer'i sonuçlarına ilişkin değildir. Sözleşmenin ifasının boşanma şartına bağlanmış olması, sözleşmeyi boşanma protokolü haline getirmez. Buna göre inceleme görevi Yargıtay * 13. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Dosyanın görevli Yargıtay * 13. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 14.05.2009 (Prş.)...
Bu durumda; mahkemece alacağın miktarının belirlenmesi yönünden taraf delilerinin değerlendirilmesi, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yapılması ve gerçekleşecek sonucu uyarınca işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, boşanma ilamında alacak miktarının kesin ve net olarak belirlenmediği gerekçesiyle davanın reddedilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 17.02.2015 (Salı)...
Bu sebeple davacı erkeğin mal rejimine ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tarafların boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesinde "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği" hükme bağlanmıştır. Bu hükmü, tamamen kusurlu eşin de dava açabileceği ve yararına boşanma hükmü elde edebileceği biçiminde yorumlamak ve değerlendirmek doğru değildir. Çünkü böyle bir düşünce, kimsenin kendi eylemine ve tamamen kendi kusuruna dayanarak bir hak elde edemeyeceği yönündeki temel hukuk ilkesine aykırı düşer. Diğer taraftan gene böyle bir düşünce tek taraflı irade ile sistemimize aykırı bir boşanma olgusunu ortaya çıkarır....
Mahkemece, davacının 10.08.2011 tarihli ibranamede nafaka, tazminat, menkul ve gayrimenkul alacağının olmadığını ibra ettiğinin imzalı ibra belgesi olduğu, bundan sonra davacının boşandığı eşine tazminat ve alacak davası açma durumu olamayacağı gerekçesiyle edinilmiş mallara katılma rejiminin tasfiyesi ve katılma alacağı ve değer artış payı ve atık değerin 1/2 sinin ödenmesi, düğün takıları, ziynet eşyalarının ve kişisel malların değerlerinin ödenmesi bu konuda şimdilik 2.000.00 TL.sının ödenmesine ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Tarafların boşanmasına ilişkin karar 14.09.2011 tarihinde kesinleşmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi de evliliğin sona ermesi koşuluyla, boşanma dava tarihinden geçerli olarak sona ermiştir ( TMK 225/2 md.)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma, Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm ziynet ve eşya bedeline dayalı alacak davası karşı boşanma davası, nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Davacı-karşılık davalı ... vekili Av. ... 15.1.2010 tarihli dilekçesiyle temyizden feragat ettiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan nedenle REDDİNE, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 08.02.2010 (Pzt.)...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm kadının açtığı boşanma davası ve ferileri ile ziynet eşyasına dayalı alacak davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı-karşı davacı ... 15/08/2016 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan sebeple REDDİNE, oybirliğiyle karar verildi. 19.09.2016 (Pzt.)...
Aksini düşünmek kanun koyucunun amacı ve toplumsal gerçeklerle bağdaşmaz. Zira eşlerin belki başkalarıyla yaptıkları ikinci ve daha sonraki evliliklerini takiben yıllar önce boşandıkları eşin mal rejiminden kaynaklanan istekleri ve dava tehdidi altında yaşamalarının hem kendileri hem toplum düzeni bakımından olağan ve katlanılması gereken bir durum olduğunu söylemek doğru ve mümkün değildir. Eşlerin birbirlerine karşı manevi bağları boşanma ile tamamen kopmuş olup, eğer bir haksızlığa uğradıkları, karşı taraftan maddi ve manevi alacak ve istekleri bulunduğu düşüncesinde iseler, boşanma kararının kesinleşmesinin hemen akabinde dava açarak birbirlerinden alacaklarını istemelerine bir engel bulunmadığı gibi dava açmak için uzun yıllar beklemelerini gerektirecek makul ve mantıklı bir neden olabileceği de söylenemez....
Davacıdan tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacak taleplerim yoktur. Protokolde belirtilen hususlara göre boşanmamıza karar verilmesini istiyorum" şeklinde beyanda bulunmuştur. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Açılan davanın kabulü ile tarafların T.M.K'nın 166/3.maddesi gereğince boşanmalarına, taraflar karşılıklı olarak birbirlerinden tedbir ve yoksulluk nafakası, maddi ve manevi tazminat ile mal rejiminden kaynaklanan alacak istemediklerinden bu hususlarda karar verilmesine yer olmadığına, taraflarca müşterek imzalı olarak sunulan 11/04/2023 tarihli boşanma protokolünün aynen tasdikine karar verilmiştir....