WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere ve kural olarak, yanlar arasındaki mal rejimi TMK'nun 225/ 2. maddesi gereğince boşanma davasının açıldığı tarihte sona ermekte olup mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak hakkı boşanma dava tarihi itibariyle doğar. Ancak, bu hakkın kullanılabilmesi ve tasfiyeye karar verilebilmesi için boşanma davasının olumlu sonuçlanarak kesinleşmesi zorunludur. Somut olayda, taraflar arasındaki ... 4. Aile Mahkemesi'nin 2010/770 Esasında kayıtlı boşanma davası karara bağlanmamıştır. Öte yandan, HGK'nun 27.06.2012 tarih, 2012/8-268 Esas ve 2012/420 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere, boşanma davası mal rejiminin tasfiyesinden doğan alacak davası için bekletici mesele yapılması ve boşanma davasının olumlu sonuçlanması halinde iş bu davada toplanacak tüm delillere göre bir değerlendirme yapılarak hasıl olacak sonucuna göre bir karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerindedir....

    sadakatsizliği, aldatması nedeniyle de TMK.nun 236/2. madde hükmünce zina veya hayata kast nedeniyle boşanma hâlinde hâkim, kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verebileceğini, müvekkili aleyhine açılan iş bu dava hem dava şartı yokluğundan hem de süre ve esasa dair hukuka aykırılıklardan ve talebin haksızlığından dolayı davanın reddini talep zorunlu olduğunu bildirerek haksız ve mesnetsiz davanın öncelikle dava şartı yokluğundan ve usul ve esasa dair sebeplerle reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Mahkemece, taraflar arasında 21.11.2012 tarihinde düzenlenip ve boşanma davasını gören mahkemeye sunulan dilekçe içeriğine ve 30.11.2012 tarihli oturumdaki beyanlarına göre davacının boşanma davasındaki nafaka, tazminat ve alacak talepleri olmadığı yönündeki imzalı beyanlarının mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğu, boşanma davasından sonra alacak talebinde bulunmasının TMK'nun 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırılık teşkil ettiği, alacak talebinde bulunmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir....

      Anlaşılan mali konularla kastedilenin boşanmanın fer'i nitelikte mali konularla birlikte, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak talebini içerip içermediği ancak yorum yoluyla ulaşılacak sonuca bağlıdır. Kanımca, davacı yararına tazminat ve yoksulluk nafakasına hükmedildiğine, taşınmaz için boşanma davasında talepte bulunulmuş olmasına ve bu taşınmaz dışında paylaşıma konu önemli bir malvarlığı bulunmadığına göre; protokoldeki "mali konular" ibaresinin talep edilmeyen boşanmanın fer'i nitelikteki diğer mali taleplerle mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak haklarını da kapsadığı kabul edilmelidir. Temyiz edilen davanın reddi kararının bu nedenle onanması gerektiğini düşünüyor; değerli çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum....

        Anlaşmalı boşanma için; taraflar boşanma mahkemesine imzalarını taşıyan yazılı protokol (anlaşma) sunmuşlar, bu anlaşmanın mahkemece de uygun bulunduğu, mahkeme hükmünün gerekçesinde açıklanmış; ancak protokol hükümleri kararın hüküm fıkrasına mahkemece geçirilmemiştir. Mahkemenin gerekçesi kesin hüküm gücünde olmamakla birlikte; hükümle sıkı sıkıya bağlıdır. Bu nedenle hüküm sonucunun (nihai hüküm) yorumlanmasında aydınlatma ve açıklama işlevine sahiptir. Anlaşmalı boşanmada, tarafların yazılı anlaşmalarının hüküm fıkrasına geçirilmesi asıldır. Anlaşmadaki eda hükümlerinin hükme geçirilmesi aynı zamanda asıldır. Bu karşılık tespit hükümleri, hüküm fıkrasına alınmamış ise, yoruma başvurulmalıdır. Anlaşmalı boşanma kararında, mahkemenin uygun bulduğuna gerekçesinde açıkladığı yazılı boşanma anlaşmasının 4. maddesi "dava bittikten sonra taraflar birbirlerinin aleyhine alacak, tazminat ve nafakası davası açmayacaklardır" metnini taşımaktadır....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı erkek tarafından; altın takılara dayalı alacak yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olmasına, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmamasına ve özellikle görülmekte olan davanın karşılıklı boşanma ve kadın tarafından açılan ziynete dayalı alacak davası, asıl dava tarihinin 23.09.2014, karşı dava tarihinin 18.11.2014, ...'ın davacı-davalı olduğu, ...'ın davalı-davacı olduğu halde gerekçeli kararın karar başlığında davanın boşanma, dava tarihinin 15.12.2014, ...'ın davacı, ...'...

            Dava, boşanma protokolüne aykırılıktan doğan tazminat talebine ilişkin olup, davacı, kesinleşen boşanma kararına esas boşanma protokolünün 2. maddesinde yer alan edimin davalı tarafça yerine getirilmediğinden bahisle doğan zararın tazminini istemiş, davalı ise bu taşınmazı satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı müteahhitten satın aldığını, tapunun kendisinde değil dava dışı arsa sahibinde olduğunu, tapuyu devretmesinin imkansız olduğunu, protokol gereği sözleşmeden doğan tüm hak ve alacaklarını boşanma sonrası davacıya devrettiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, sözleşme gereği davalının ediminin tapu devri değil sözleşmenin devri olduğu ve bu ediminde yerine getirilmiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir....

              Aile Mahkemesinin görevsizlik kararı üzerine, mahkemece davacı ile davalının boşanma davası açıldığı sırada resmi olarak evli oldukları ve aralarında alacak-borç ilişkisinin bulunmadığı, davadan önce davacı ile davalı arasında alacak-borç ilişkisi bulunmadığı gibi tasarrufun iptali istenen işlemden önce de davalı tarafın davacıya borcunun olmadığı anlaşıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve davacı ve davalının boşanma davasının red edilerek kesinleşmiş olmasına, davacının davalıdan bir alacağının bulunmamasına göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 26,70 TL kalan onama harcının temyiz eden davacıdan alınmasına 07/07/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Boşanma kararıyla birlikte hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2), boşanma kararının kesinleşmesiyle muaccel hale gelir....

                  Mahkemece, davacının boşanma davası açıldıktan ve dolayısı ile mal rejiminin sona erdiği tarihten sonra edinilen tasfiyeye konu taşınmaz ve araçlara yönelik alacak talebine ilişkin görevsizlik kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmemiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında; davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak buna ilişkin aşağıdaki hükmün kurulması uygun görülmüştür....

                  UYAP Entegrasyonu