WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Hukuk Mahkemesinin 2019/1006 Esas, 2020/177 Karar sayılı dosyasında verilen davanın kabulü kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine istinaf incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilen ve heyetçe incelenen dosyada; İSTEM : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, alacaklının boşanma davasına dayanarak maddi tazminat talebinde bulunduğunu, kararda söz konusu alacak için faize ilişkin herhangi bir hükmün yer almadığını, davalının ancak karar tarihi olan 24/10/2019 tarihinden itibaren faiz isteme hakkı varken, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe göre 94.241,10 TL işlemiş faiz talebinde bulunmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İzmir 1. İcra Müdürlüğünün 2019/15337 Esas sayılı icra takibinin ve icra emrinin işlemiş faiz ve fer'ileri yönünden iptalini istemiştir....

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 19/09/2022 NUMARASI : 2022/752 ESAS 2022/809 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Anlaşmalı)) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı ile 2014 yılından bu yana evli olduklarını, müşterek iki çocuklarının bulunduğunu, davalıdan kaynaklanan kusurlu davranışlar nedeniyle evlilik birliğinin çekilmez hal aldığını, anlaşmalı boşanma hususunda protokol düzenlediklerini ve bu protokol çerçevesinde boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Dosya arasında bulunan ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.5.2008 gün ve 2008/148-153 sayılı ilamından, davacı eşin davalı kocası borçlu hakkında 23.5.2008 tarihinde boşanma davası açtığı, davalı tarafın davayı kabul ettiği ve tarafların anlaşmaları sonucu ilk oturumda 26.5.2008 tarihinde boşanmalarına karar verildiği anlaşılmaktadır. Alacak ise 15.5.2007 keşide tarihli çeke dayalı olup icra takibi 13.5.2008 tarihinde, boşanma davası açılmadan on gün önce başlamıştır. Kaldı ki, davacı 3.kişi ile borçlu eşi her nekadar 23.5.2008 tarihinde açılan dava ile boşanmış iseler de ödeme emri boşanma davası açılmadan hemen önce, 17.5.2008 tarihinde "birlikte oturan eşi ..." imzasına tebliğ edilmiştir. Bu hale göre boşanmanın danışıklı olarak alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla yapıldığı ortadır. Bu durumda mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek kabulüne karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir....

    Davalıdan boşanma sebebi ile eşya alacağı, maddi ve manevi tazminat, kendim için nafaka, ziynet eşyası ile mal rejimine ilişkin alacak talebim yoktur. Müşterek 3 çocuğumuz vardır. Velayetinin tarafıma verilmesini istiyorum. Çocuklar ile babası arasındaki şahsi ilişkinin protokolde belirlediğimiz şekilde kabulünü talep ediyorum. Davalı bana her bir çocuk için 150,00 TL olmak üzere toplam 450,00 TL iştirak nafakası ödeyecektir. Yargılama giderlerinin üzerimde kalmasını kabul ediyorum. Boşanmamıza karar verilsin " şeklinde beyanda bulunmuştur. SAVUNMA:Davalı duruşmadaki beyanında;"Davacının beyanlarına aynen iştirak ederim. Uzun süredir anlaşmazlık içerisindeyiz. Evlilik birliğini yeniden tesis etme imkanımız yoktur. Anlaşmalı olarak boşanmaya karar verdik. Protokoldeki imza bana aittir. Boşanma sebebi ile karşı taraftan eşya alacağı, nafaka , maddi ve manevi tazminat ile mal rejimine ilişkin alacak talebim yoktur. Müşterek 3 çocuğumuz vardır....

    durumu dikkate alındığında, yargılama süresince TMK'nun 169 maddesi uyarınca kadın ve müşterek çocuk için takdir edilen tedbir nafakası ile müşterek çocuk için kararın kesinleşmesinden itibaren geçerli olmak üzere TMK'nun 182/2, 328/1, 330/1 maddeleri uyarınca takdir edilen iştirak nafakası ve miktarlarının, davacı- karşı davalı kadının boşanma ile en azından erkeğin maddi desteğinden yoksun kalacak olması, boşanmaya neden olan olaylarda kişilik haklarının zarar görmesi nedeni ile boşanma nedeni ile TMK'nun 174/1- 2 maddesi uyarınca takdir edilen maddi ve manevi tazminat ve miktarlarının toplanan delillere, usul ve yasaya aykırı olduğu anlaşılmıştır....

    "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, boşanma davası yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hükmü temyiz eden davalı ..., 26.06.2012 tarihli dilekçesiyle temyiz talebinden feragat ettiğini bildirdiğinden, temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz dilekçesinin yukarıda açıklanan sebeple REDDİNE, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oybirliğiyle karar verildi. 09.07.2012 (Pzt.)...

      Somut olayda; davacı, açtığı baoşanma davasında boşanma yanında davalı ve ailesinin borçlarının ödenmesi için 10000,00 TL değerindeki altın bileziklarini borç olarak eşine verdiğini iddia ederek 10000,00 Tl nin davalıdan tahsilini talep etmiştir. Aile mahkemesince iş bu alacak talebi boşanma davasından tefrik edilerek görevsizlik kararı verilmiştir. Davanın Türk Medeni Yasasının yürürlük tarihi olan 01.01.2002 tarihinden sonra açıldığı, boşanma davası devam ettiği için halen evli olan taraflar arasındaki alacak talebinin aile mahkemesi tarafından tartışılması gerektiği, bu hususun Türk Medeni Yasasının 2. kitabında yer aldığı ve aile mahkemesinin görevi kapsamında olduğu anlaşılmakla, davanın aile mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ...10. Aile Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.09.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Toplanan delil ve tüm dosya kapsamına göre; tarla vasfıyla tapuda kayıtlı dava konusu 2031 parsel sayılı taşınmazın 600/1559 hissesi 27.07.1989 tarihinde 3. kişiden satın alınarak davalı eş adına tapuya tescil edilmiştir. Taraflar 1978 yılında evlenmişler, daha sonra Türkiye'de tanınmasına karar verilen yabancı mahkemede 2001 yılında açılıp 2002 yılında verilen boşanma kararı ile boşanmışlardır. Davacı evlilik birliği içinde edinilen bir parça taşınmazın alımındaki katkısı nedeniyle yarı payı oranında tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuş, daha sonra davasını 29.05.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile 7.000,00 TL alacak isteği olarak tamamen ıslah etmiştir. Artık davanın tapu iptali ve tescil davası olarak değil katkı payı sebebiyle alacak davası olarak incelenmesi gerekirken mahkemece ıslah edilmeden önceki tapu iptali ve tescil davası yönünden inceleme yapılıp yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır....

          "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı-Tazminat Taraflar arasındaki "boşanma", "karşı boşanma", "ziynet alacağı" ve "tazminat" davalarının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı (kadın) tarafından; kusur belirlemesi, ziynetler, tazminatların reddi ve manevi tazminatın miktarı yönünden, davalı-karşı davacı (koca) tarafından ise; kusur belirlemesi, manevi tazminat, kendi tazminat taleplerinin reddi, davacı-karşı davalının kabul edilen alacak talebi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna...

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı ... vekili, davalı eş adına evlilik birliği içinde alınan araç için çektiği tüketici kredisinin boşanma davasından sonra ödemeye devam ettiğini belirterek 23.618,00 TL alacağın tahsline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ..., davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile kredi nedeni ile icra takibine konulan 23.618,00 TL alacağın 1/2'si olan 11.809,00 TL alacağın tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir....

              UYAP Entegrasyonu