Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabul edilmesi doğru değilse de; boşanma davasında verilen boşanma kararı sonuç itibariyle doğru olup, bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün kusura ilişkin gerekçenin düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir (HUMK m.438/son). b-Davalı kadına, dava dilekçesi 28.10.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı kadın ise, süresi geçtikten sonra 23.02.2015 tarihinde sunduğu cevap dilekçesinde maddi ve manevi tazminat talebi ile yoksuluk nafakası talebinde bulunmuştur. Bu durumda, davalı kadının usulüne uygun olarak dilekçelerin karşılıklı olarak verilmesi aşamasında yer almayan maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talepleri, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir. Bu taleplere davacı erkeğin açık rızası bulunmadığına ve ıslah da sözkonusu olmadığına göre davalı kadının bu talepleri artık incelenemez....
Yapılan soruşturma ve toplanan delillerden; 19.02.2006 tarihinde kesinleşen tarafların boşanmalarına ilişkin kararda kadın lehine dava tarihinden itibaren 100,00 TL tedbir nafakası ile 3000,00 TL maddi tazminat, 2000,00 TL manevi tazminat ve 130,00 TL yoksulluk nafakasına hükmolunduğu, yoksulluk nafakasının icra takibine konu edilmediği, tazminatlar ile tedbir nafakasının ... İcra Müdürlüğü'nün E.2005/1372 sayılı doyasında tahsilinin yapıldığı ve tahsilatın boşanma kararının kesinleştiği tarihten sonra da devam ettiği anlaşılmaktadır. Boşanma kararı eldeki davanın açıldığı tarihten önce kesinleştiğine göre, davalı yararına hükmolunan ve takibe konu edilmeyen yoksulluk nafakası ile tazminat istekleri de dava tarihi itibariyle istenebilir hale gelmiştir. Mahkemece bu husus usul ekonomisi kapsamında dikkate alınarak, davalı kadının boşanma ilamına bağlı tüm alacaklarının tespiti ile ......
O halde: ön inceleme duruşmasına kadar usule uygun şekilde dava veya cevaba cevap dilekçesi ile tazminat ve yoksulluk nafakası talebinde bulunmayan davacı-davalı kadının feragat nedeniyle reddedilen erkeğin birleşen davasına verdiği 13.11.2018 tarihli cevap dilekçesi ile talep ettiği maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174/1-2) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) talepleri hakkında davalı-davacı erkeğin bu taleplere açık rızası bulunmadığı gibi, bu konuda usulünce yapılmış bir ıslah (HMK.m.176) işlemi de mevcut olmadığından, mahkemece olumlu ya da olumsuz karar verilebilecek nitelikte, bir maddi ve manevi tazminat ile yoksulluk nafakası talebi mevcut değildir. Talepten fazlasına hükmedilemez (HMK.m.26)....
İki boşanma davası kabul edilmiş, müşterek çocuğun velayeti anneye verilmiş, babayla kişisel ilişki tesis edilmiş, erkek için 2.500,00'er TL maddi-manevi tazminata hükmedilmiş, kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir. Bu karar davalı-davacı kadın yönünden erkeğin kabul edilen boşanma davasının tamamı, kusur tespiti, reddedilen tazminat talepleri ve nafaka yönünden istinaf edilmiş, davacı-davalı erkek tarafından katılma yoluyla velayet, tedbir-iştirak nafakasının miktarı, lehine takdir edilen tazminatların miktarı yönünden istinaf edilmiştir. İstinaf incelemesi sonucunda kadının boşanma davasının boşanma kısmı istinaf edilmediğinden, kadının kabul edilen boşanma davasındaki boşanma kısmı hariç, kadına kusur yüklemeden kocanın davasının kabulüne karar verildiği tespiti ile tarafların istinaf taleplerinin usulden kabulü ile mahkeme kararı kadının davasındaki boşanma kısmı hariç gerekçesizlikten kaldırılmıştır....
Mahkemece ilamın kesinleşmediği, tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra yoksulluk nafakasına dönüşeceği, yoksulluk nafakasının, manevi tazminat, yargılama gideri ve vekalet ücretinin boşanmanın ferisi olup kesinleşmeden takibe konulamayacağı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmesi üzerine hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı Kanuna eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanması gereken HUMK 443/4 (HMK 367) maddesi gereğince aile ve şahsın hukuku ile ilgili hükümler kesinleşmedikçe takibe konu edilemezler. Ayrıca boşanma kararının eklentisi olan yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama giderine yönelik hükümleri de aynı kurala tabidirler. Boşanma ilamı daha önce kesinleşmiş ise iştirak-yoksulluk nafakası, tazminat, vekalet ücreti ve yargılama gideri isteklerinin takibe konulabilmesi için nitelikleri gözetildiğinde kesinleşmeleri gerekli değildir (HGK. 28.2.2001 tarih 2001/12-206 E. 2001/217 ....)...
KARŞI OY YAZISI Tarafların karşılıklı olarak evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma davası açtıkları; kocanın boşanma davasının reddine , kadının boşanma davasının kabulüne karar verildiği, boşanmaya sebep olan olaylarda kocanın tam kusurlu olduğu, davacı kadına 150.000 YTL maddî tazminat (TMK. m. 174 f. I) , 150.000 YTL manevî tazminat (TMK. m. 174 f. II) verildiği boşanma kararı ile birlikte tazminat hükmünün de temyiz edilmemek suretiyle kesinleştiği ve davacı kadının yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle yoksulluk nafakası (TMK. m. 175) isteminin reddedildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır. Çekişme nedir?; Değerli çoğunluk tarafından davacı kadın yoksulluğa düşüncemize göre düşmediği halde ...davacı kadına uygun bir yoksulluk nafakası verilmelidir görüşü sergilenmiştir....
davalı kadın tarafından toplu yoksulluk nafakası, manevi tazminat talebinin reddi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise her iki boşanma davası yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur....
Hukuk Dairesinin 02.11.2021 tarihli, 2021/1442 Esas, 2021/1723 Karar sayılı ilamı ile davalı-karşı davacı kadının reddedilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tedbir nafakası ve davacı-karşı davalı erkek yararına hükmedilen tazminat miktarları yönünden istinaf taleplerinin kabulüne, hükmün yeniden tesisine karar verilmiş, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, davalı-karşı davacı kadın yararına tedbir nafakasına, davacı-karşı davalı erkek yararına maddi ve manevi tazminata, davalı-karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiş, karar davacı-karşı davalı erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat miktarları ve tedbir nafakası yönünden, davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, yoksulluk nafakasının reddi ve tedbir nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmiştir....
Sonuç olarak davalı vekilinin boşanma, kusur tespiti, davacı lehine maddi manevi tazminat, yoksulluk nafakası takdir edilmesi, yoksulluk nafakası miktarına ilişkin istinaf itirazlarının reddine, kadın için takdir edilen maddi manevi tazminat miktarları ile yoksulluk nafakasının süresine yönelik istinaf talebinin kısmen kabulü yönünde karar verilmesi gerektiği kanaati ile, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkemece verilen hükme karşı davalı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu tarafın davacı kadın olduğunu, bu nedenle davacı kadının şartları oluşmayan yoksulluk nafakası ve maddi manevi tazminat taleplerinin reddine, müvekkilinin manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, aksine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle belirtilen yönlerden kararın kaldırılarak davacının, maddi manevi tazminat ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, müvekkilinin manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın konusu TMK 166/1 maddesi uyarınca boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. HMK'nun 355.maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....