Tıpkı ölen malik olmayan eşin mirasçılarına husumet düşmeyeceği gibi. Husumet sadece “evlilik birliğinin sürdüğü” hallerde düşer. Çünkü evlilik birliği sürdüğü için aile konutu şerhinin malik olan eşin tek yanlı beyanı ile kaldırılması malik olmayan eşin hukuki yararlarını zedelediği gibi aile konutu şerhinin kaldırılması davasında da evlilik birliği sürmekte ise aile konutu şerhinin kaldırılması aynı şekilde malik olmayan eşin hukuki yararlarını zedelediği için elbette ona husumet yöneltilmeli, gösterdiği takdirde delilleri toplanmalı ve sonucu uyarınca karar verilmelidir. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 1019 f. I hükmüne göre tapu memuru, ilgililerin bilgisi dışında yaptığı işlemleri onlara tebliğ etmekle yükümlüdür. 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 1019 f....
Bir an için mevzuatın böyle bir duruma izin verdiğini düşünmüş olsak dahi bilhassa kız çocuklarının velayetinin anneye verilmesi halinde annenin kendi soyadını çocuğa verdikten sonra evlenmesi veya haysiyetsiz bir hayat sürmesi ya da sonradan gelişen sebeplerden dolayı çocuğun yararı açısından velayetin babaya yeniden verilmesi hallerinde bu kez baba, velayet hakkına dayanarak tekrar çocuğun soyadını değiştirmek isteyecektir. Madem ki velayet kimde ise çocuk onun soyadını taşıyacaktır o halde baba bu haktan mahrum edilemez. Böyle bir uygulamanın nüfus kütüklerindeki kaydın güvenilirliği ve istikrarı zedeleyeceği gibi asıl bu gibi uygulamalar çocuğun ruh hali üzerinde çok derin ve etkili travmalar yaratacaktır....
İnceleme konusu davada mahkemece gerekli araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla; ... görevlilerince gerçekleştirilen soruşturmadaki somut veri ve saptamalar, dinlenen davacı ve boşanılan eşin beyanları, davacının ve boşanılan eşin elektrik ve gaz aboneliğinin olmaması, ... cevabi yazısı, davacının Telekom aboneliğinin olmaması, Emniyet Müdürlüğünce yapılan araştırmada boşanılan eşin adresinde boşanılan eşi tanıyan ve bilenin olmadığı ve adreste başka birinin ikamet ediyor olması, yargılama sırasında dinlenen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, davacı ile boşandığı eşinin fiili olarak birlikte yaşadıkları belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
in boşandığı eşi .... ile müşterek çocuğu ...'in hanesinin annesinin hanesine kaydının yapılmasını istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu'nun 321. maddesine göre "Çocuk, ana ve baba evli ise ailenin; soyadını taşır. Ancak, ana önceki evliliğinden dolayı çifte soyadı taşıyorsa çocuk onun bekarlık soyadını taşır."...
İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; 1- Mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, 2- Davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, 3- Davalıya yapılan sağlık yardımlarının davalının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı hususu gözetildiğinde yersiz yapıldığı konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, Gerekçeleri ve resen tespit edilecek gerekçelerle kararın kaldırılmasına ve talep doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın yasal dayanağını oluşturan ve 1.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinin son fıkrasında “ Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır” kuralı getirilmiştir....
Sulh Hukuk Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, davacının boşandığı eşinin soyadını kullanarak soyadının değiştirilmesi istemine ilişkindir. HMK.’nın 22/II. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 02/10/2013 günlü kararının davacı tarafından temyiz edildiği anlaşılmakla, yargı yeri belirleme olanağı bulunmayan dosyanın, davanın niteliği gözetilerek temyiz incelemesi yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 18.Hukuk Dairesi Başkanlığına gönderilmesi gerekmektedir....
Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının 14.02.2006 tarihinde eşinden boşandığı, vefat eden babasından dolayı davacıya ölüm aylığı bağlandığı, davacının 14.05.2013 tarihinde boşandığı eşiyle tekrar evlendiği Kuruma yapılan ihbarda davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının belirtildiği, Kurum tarafından yapılan araştırmada davacının boşandığı eşiyle birlikte yaşadığının tespit edildiği, Kurumunda bu tespite dayanarak düzenlediği 31.07.2014 tarihli rapora istinaden davacıya bağlanan ölüm aylığını iptal edilerek davacının yeniden evlendiği tarihe kadar ödenen aylıkların iadesinin istendiği, eski eşin yerleşim yeri adresinin boşandıktan sonra 2 kez değiştiği, son yerleşim yeri adresinin ise davacının oturduğu binanın alt katı olduğu, bu yerin aynı zamanda eski eşin annesinin ikamet ettiği adres olduğu, bu adresde kolluk araştırması yaptırıldığı görülmüştür. 5510 sayılı ... ve ......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava, davacının boşandığı eşinin soyadını kullanmasına dair verilen iznin kaldırılarak, soyadının bekarlık hanesindeki soyadı olan "..." olarak değiştirilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu'nun 173. maddesinden kaynaklanan davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Y A R G I T A Y K A R A R I Dava; boşanan kadının, boşandığı eşinin soyadını kullanması ve bunun nüfusa tescil edilmesi istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 173. maddesinin ikinci fıkrasına göre görülmesi gereken davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 12.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili, dava dilekçesinde davacının velayeti altındaki kızının babası (davacının boşandığı eşi) ...'un soyadını taşıdığını, bunun kendi soyadı olan Akyol olarak değiştirilmesini istemiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı ... idaresi temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 321.maddesi hükmüne göre, evlilik birliği içinde doğan çocuk ailenin yani babanın soyadını taşır. Boşanma veya ölüm üzerine velayetin annede olması soyadında herhangi bir değişikliğe sebep olamaz. Ayrıca; 2525 Sayılı Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrası da evliliğin feshi veya boşanma hallerinde çocuk anasına tevdi edilmiş olsa bile babanın seçtiği veya seçeceği soyadını alacağı emredici kuralını getirmiştir....