Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanan Kadının Kocasının Soyadını Kullanma İzninin Kaldırılması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı tarafından açılan “Boşanan kadının kocasının soyadını kullanma izninin kaldırılması” davasının yapılan yargılamasında ilk derece mahkemesince davanın reddine hükmedilmiş, hükmün davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine bölge adliye mahkemesi 16.06.2021 tarihli kararıyla davacının istinaf başvurusunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Bu hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 21.12.2021 tarihli bozma ilamıyla davanın reddi gerektiği belirtilerek hüküm bozulmuş ve dosya bölge adliye mahkemesine gönderilmiştir....

    Mahkemece kadına ailesinden kalan mirasın ne kadar olduğu, bankada mevduatının bulunup bulunmadığı, bu mirasın boşanma halinde kadını yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağı hususları araştırılarak sonucuna göre yoksulluk nafakası (TMK m. 175) hakkında hüküm tesisi gerekirken, bu hususta eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

      sebebiyet veren vakıalarda ağır kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Ortak çocuklar 08.12.2000 doğumlu afından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir....

        Türk Medeni Kanununa göre, boşanan kadın, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ve bunun kocaya zarar vermeyeceğini ispatlaması halinde istemi üzerine kocasının soyadını kullanmasına verilir (TMK. m.173/2). Tarafların boşanmalarına ilişkin karar 14.10.2014 kesinleşmiş, işbu dava ise 21.10.2014 tarihinde açılmıştır. Yasal düzenlemeye göre, davacı, boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğunu ispat etmelidir. Çocukların menfaatinin olması yeterli değildir. Gösterilen gerekçe, menfaat olgusunun varlığı için yeterli kabul edilmesi durumunda, ebeveynleri boşanmış olan bütün çocuklar için aynı durumun sözkonusu olması gerekir. Oysa, Kanun, çocukların değil, kadının menfaatinin varlığını esas almıştır. Davacı, gösterdiği delillerle boşandığı kocasının soyadını kullanmakta menfaati bulunduğu ispat edememiştir. O halde, davanın reddi gerekirken yetersiz gerekçe ile isteğin kabulüne karar verilmesi doğru bulunmamıştır....

          Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

            Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

              Davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa'nın 56. maddesinde oldukça yalın olarak " eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen" ibareleri yer almakta olup, kanun koyuca tarafından örneğin; "sosyal güvenlik kanunları kapsamında ölüm aylığına hak kazanmak amacıyla eşinden boşanan", " hak sahibi sıfatını haksız yere elde etme amacıyla eşinden boşanan", "gerçek boşanma iradesi söz konusu olmaksızın (muvazaalı olarak) eşinden boşanan" veya bunlara benzer ifadelere yer verilmemiş, sade olarak kaleme alınan metinle uygulama alanı genişletilmiştir....

                Sözleşmesinin 3 ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Mahkemece çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmadığı gibi, kişisel ilişkinin düzenlenmesine esas olmak üzere çocukla görüşülerek uzman incelemesi de yaptırılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; davacı baba ile kişisel ilişki kurulması ile ilgili tercihinin sorulması ve mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzman veya uzmanlardan rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının saptanması, hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir. Açıklanan hususların üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                  Çocuk Hakları Sözleşmesinin 12. ve Çocuk Haklarının Kullanılmasına ilişkin ....Sözleşmesinin 3. ve 6. maddeleri, iç hukuk tarafından çocuğun idrak gücüne sahip olduğunun kabul edildiği durumlarda, çocuğa adli merci önündeki kendilerini ilgilendiren davalarda kendi görüşünü ifade etmesine müsaade edilmesini ve yüksek çıkarına açıkça ters düşmediği takdirde ifade ettiği görüşe gereken önemin verilmesi gerektiğini öngörmektedir. Mahkemece çocuğa görüşünü ifade etmesi olanağı tanınmadığı gibi, kişisel ilişkinin düzenlenmesine esas olmak üzere herhangi bir uzman incelemesi de yaptırılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; davacı baba ile kişisel ilişki kurulması ile ilgili tercihinin sorulması ve mahkeme nezdindeki aile mahkemesi uzman veya uzmanlardan rapor alınması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek, çocuğun üstün yararının saptanması, hasıl olacak sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

                    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suçlar : Çocuğa karşı cinsel taciz, özel hayatın gizliliğini ihlal Suç Tarihleri : 09/05/2015-09/06/2015 Hükümler : 1- Çocuğa karşı cinsel taciz suçundan TCK’nın 105/1-2....

                      UYAP Entegrasyonu