Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dosya arasında bulunan SGK kaydına göre davadan 1 ay önce iş kaydının sonlandığı görülmüş ise de, davacı kadın tanıklarının dava esnasında kadının avukatlık bürosunda ofis elemanı olarak çalışır iken eşinin rahatsızlık verdiğinden ve düzenli, verimli çalışamadığını söyleyerek işten ayrıldığını beyan ettikleri görülmüş olup, mahkemece davacının sosyal ve ekonomik durumu hakkında usulüne göre bir araştırma yapılmamıştır. Bu sebeple, davacı kadının usulünce ekonomik ve sosyal durumu araştırılarak; çalışıp, çalışmadığının çalışıyorsa gelirinin düzenli ve sürekli olup olmadığının, elde ettiği gelirinin kendisini yoksulluktan kurtarıp kurtarmayacağının, işten ayrılmış ise ayrılma sebebi araştırılıp değerlendirilerek boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonucuna göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken; bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olmuş, bozmayı gerektirmiştir....

    Bu durumda tarafların malvarlıklarının tam olarak tespiti ile davalı-davacı erkeğin ortağı olduğu şirketteki hissesi, şirket üzerinden gelirleri ve yine tarafların malvarlıklarından elde ettikleri toplam gelirleri araştırılmaksızın davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddi doğru olmamıştır. Bu nedenle gerekirse tarafların ekonomik durumlarının kendilerinden detaylı şekilde sorulması, ayrıca ilgili kurumlardan da araştırılmak suretiyle usulünce ekonomik ve sosyal durumlarının belirlenmesi ile gerçekleşecek sonuca göre davacı-davalı kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle talebin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

      Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; mahkemece yaptırılan sosyal inceleme raporunda kadın sözleşmeli öğretmen olarak çalıştığını, gelirinin olduğunu beyan etmiştir. 0 halde davacı kadının çalışıp çalışmadığının, çalışıyorsa işinin devamlı ve yoksulluktan kurtaracak düzeyde düzenli ve sürekli bir gelirinin olup olmadığının araştırılarak boşanma yüzünden yoksulluğa düşüp düşmeyeceğinin belirlenmesi, gerçekleşecek sonuca göre kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında karar verilmesi gerekirken, bu konuda eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından; yoksulluk nafakası ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı kadının aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından, kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Mahkemece davacı kadının davası kabul edilerek davacı kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmiştir. Buna karşın tarafların sosyal ekonomik durum araştırması için mahkemece müzekkere yazılmış ise de, müzekkere cevapları olumsuz gelmiştir....

            Davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30.05.2018(Çrş.)...

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle velayeti anneye verilen ortak çocuklardan Aslı'nın temyiz inceleme tarihi itibariyle ergin olduğunun anlaşılmasına göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m. 175). Davacı kadının ekonomik ve sosyal durumunun tespitinde pastanede çalıştığı beyan edilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175). Dosya kapsamında bulunan sosyal ekonomik durum araştırmasına göre davacı kadının okulda temizlik sorumlusu olarak 890 TL maaş aldığı anlaşılmaktadır....

                  Mahkemece tapu kayıt malikinin soyadı yasasının yürürlüge girmesinden evvel öldüğü ve soyadının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir. Dosya içinde bulunan nüfus kayıtlarının incelenmesinden “Müheymit oğlu ...’ın” 1917 tarihinde öldüğü anlaşılmıştır. Soyadı kanunundan önce ölen kişinin soyadı kullanması olanaksız ise de; nüfus kayıtlarına “Müheymit oğlu ...’ın” soyadının “ ...” olarak yazıldığı ve soyadı aldığı anlaşılmaktadır. Nüfus kayıtlarına soyadı yazıldığından dava kanıtlandığı taktirde tapu kaydına da soyadın yazılması olanaklıdır. 2010/7589-9359 Öte yandan, davacının tapu kayıt malikinin baba adının düzeltilmesi istemine ilişkin olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi de doğru değildir Karar açıklanan bu nedenlerle bozulmalıdır....

                    Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, murisi ...’a ait 1218, 1219, 1220, 1221, 1222 ve 1223 parsal sayılı taşınmazların tapu kayıtlarında murisin soyadının yazılmadığını ileri sürerek, soyadının tapu kaydına yazılmasını istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının temyizi üzerine karar Dairemizce onanmış, davalı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 2525 sayılı Soyadı Kanunu 21.06.1934 tarihinde kabul edilerek 02.07.1934 tarihli resmi gazetede yayınlanmak suretiyle yürürlüğe girmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu