Ancak davalı vekili adına çıkartılan tebligat adresi konut olmadığı gibi, tebliğ evrakında vekilin neden bulunamadığına dair bir belirleme de olmadığı için yapılan tebligatın Tebligat Kanunu'nun 11., 17. ve 20. maddelerine aykırı olduğu anlaşıldığından, mahkemenin 17/04/2015 tarihli davalı vekilinin temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararının kaldırılarak esasa yönelik temyiz incelemesine geçilmesine karar vermek gerekmiştir. 2- Dairemizce verilen 04/10/2012 gün ve 2011/15875 E. 2012/15253 K. sayılı bozma ilamına karşı mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğuna, İl Sağlık Müdürlüğünün davacının maaşı üzerindeki haciz nedeniyle 1/4 ü kesildikten sonra maaşından geriye kalan 3/4 ünün bankadaki maaş hesabına yatırıldığının, davalı bankaca davacının hesabına yatan kalan 3/4 ü üzerine haciz ve bloke koyulduğunun, bu kısma yönelik ve dava konusu olan blokenin kaldırılması ve ödemelerin iadesi talebinin yerinde olduğunun anlaşılmasına göre, 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile değişik...
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki maaşa konulan blokenin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı dava dilekçesinin görev yönünden reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalı bankanın... Şubesinden 4.12.2006 ve 4.6.2008 tarihli sözleşmelerle kredi kullandırıldığını, müvekkilinin ekonomik sıkıntıları nedeniyle kredi taksitlerini ödeyemez hale geldiğini, davalı banka şubesince müvekkiline ait emekli maaşına bloke konulduğunu, müvekkilince blokenin kaldırılması yolundaki yapılan başvurudan sonuç alınamadığını belirterek müvekkilinin emekli maaşına re'sen konan blokenin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur....
Dava, kullanılan krediler nedeniyle davalı banka tarafından yapılan kesintilerin iadesine yönelik Tüketici Hakem Heyetine yapılan başvurunun, belge yetersizliği gerekçesi ile reddine dair kararın itirazen incelenerek iptali isteğine ilişkindir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi Davacı, davalı Kurumca yapılan 7.351,61 TL'lik sosyal güvenlik destek primi tahakkukuna ilişkin borcun iptalini, geçmiş dönem ve halen sigorta destek pirim borcu için yaşlılık aylığından yapılan kesintilerin kaldırılmasını ve aylğından yersiz yapılan kesintilerin yasal faiziyle iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi....
SGDP borcu ve faizinin iptali ile yapılan kesinti ve ödemelerin faiziyle iadesini talep etmiş, davacı vekili 08.03.2016 tarihli celsedeki beyanında taleplerini daraltarak, 31.07.2008 tarihinden itibaren SGDP borcu bulunmadığının ve bu tarihten sonra yapılan kesintilerin faiziyle birlikte ödenmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, davacının daraltılan talebine göre hüküm kurularak, “davacının yaşlılık aylığından 31.07.2008 tarihinden sonra SGDP kesilmesi işleminin iptali ile bu tarihten itibaren yapılan kesintilerin yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine” karar verilmiştir. Kurumca mahkemeye hitaben yazılan müzekkere cevabında; davacının SGDP sebebiyle 31.07.2008 dönem öncesi için 3.091,38 TL....
Taraflar arasındaki blokenin kaldırılması ve alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I....
Somut olayda; davacının, davalının ... bünyesinde çalışan memur personeli temsilen 01/06/2011 tarihinde "Sosyal Denge Sözleşmesi" ve 31/05/2012 tarihli "Sosyal Denge Tazminatı" adı ile sözleşmeler imzaladığını, davalı sendika üyesi olmayan ve diğer sendikalara üye olanların ve kendisinin maaşından dayanaktan yoksun olarak kesintiler yapıldığını ileri sürerek, maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemiyle dava açtığı, uyuşmazlığın, davalı sendikaya yapılan kesintilerden kaynaklandığı anlaşıldığından, davanın anılan kanun hükmü uyarınca iş mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 4. İş Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 19/04/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 08.10.2013 tarih ve 2013/286-2013/116 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkilinin, davalı bankadan bir çok kez tüketici kredisi kullandığını, kredilerin tahsisi sırasında davalı bankanın kredilerden kredi masrafı adı altında kesintiler yaptığını, müvekkili şirket yetkilisi tarafından kredilerden yapılan kesintilerin iadesi amacıyla davalı bankaya yapılan başvurudan herhangi bir sonuç alamadıklarını, bankaca kredilerden yapılan kesintilerin 4077 sayılı kanun hükümlerine açıkça aykırı olduğunu, ileri sürerek müvekkili şirketin davalı bankadan kullanmış olduğu kredilerden davalı tarafça yapılan kesintilerin tespiti...
İcra Hukuk Mahkemesi’nin 25/09/2013 gün ve 2013/585 esas, 2013/581 karar sayılı kararı ile davacının şikayeti haklı görülerek emekli maaşına uygulanan haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Somut olayda, kredi kartı alacağının takip konusu yapıldığı, emekli maaşına konulan haciz ve ilk kesinti tarihinin üzerinden uzunca bir süre geçmesine rağmen davacı, maaşından kesinti yapılmasına açıkça karşı koymayarak zımnen rıza göstermiştir. Ancak, 10/09/2013 tarihinde İcra Hukuk Mahkemesi’ne şikayette bulunarak emekli maaşına konulan haciz ve kesinti işlemine karşı açıkça rıza göstermeme iradesini ortaya koymuştur. Bu hal ve şartlar altında davacının geçmişe dönük yapılan kesintilerin iadesini istemesi Medeni Kanunun 2. maddesindeki dürüstlük kuralına aykırılık teşkil eder. Davacının zımnen rıza gösterdiği dönemi de kapsayacak şekilde yapılan kesintilerin iadesine karar verilemez. Şu halde, sadece şikayet tarihinden sonra yapılan kesintiler var ise talep edilebilir....
Davalı vekilinin, davaya konu hesap üzerindeki blokenin 23/05/2023 tarihinde dava tarihinden sonra kaldırıldığını bildirdiği, tüm dosya kapsamı, alınan bilirkişi raporları ile dava tarihi itibariyle davacının haklı olduğu, davayı kabul etmeyen ve davanın açılmasına sebebiyet veren davalı aleyhine, davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....