Arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını ve iş bu sözleşmeler gereği krediler kullandırıldığını, bu kredilerin işletme tahsis birimli olduğunu, Bireysel Kredi Sözleşmesi olmadığını, borç nedeni ile davacıya ... tarihinde ihtar çekildiğini ve ihtara rağmen itirazda bulunmadığını, davacının işbu kredi sözleşmesini müşterek borçlu, müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olduğundan, ödenmemiş kredi borcunun ödenmesinden kefalet limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, ayrıca banka ile şirket arasında imzalanan kredi Genel Kredi Sözleşmesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE Dava, davacının maaşına konan blokenin kaldırılması ve kesilen paraların iadesi talepli alacak davasıdır. Antalya ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ... A.Ş., borçluların ..., ... Şti. olduğu, ... tanzim ... vade tarihli ...-TL bedelli ve ... tanzim ... vade tarihli ......
GEREKÇE: Dava, davalı bankanın kredi alacağının davacıya ait maaş hesabından bloke konularak tahsil edilmesi nedeniyle blokenin kaldırılması ve emekli maaşından yapılan kesintilerin iadesi istemine ilişkin olup mahkemece arabuluculuk dava şartı yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen ilk derece mahkemesi kararı hakkında 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesindeki düzenleme gereğince istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık olup olmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. 28/7/2020 tarih ve 31199 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı kanun ile 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'a eklenen "Dava şartı olarak arabuluculuk" başlıklı 73/A maddesinin (1) nolu fıkrası; "Tüketici mahkemelerinde görülen uyuşmazlıklarda dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır....
Aksi halde; kredi isteyen kişinin mali durumu ve maaş gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkansızlaşması, kötü niyetli bir kredi borçlusunun borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğacaktır. '' Davacının bankadan çekilen kredi taksitlerinin ödenmemesi nedeni ile davacı bankaca icra takibine geçilmeden davacının emekli maaşının tamamına bloke konulmasının sözleşme serbestisi ve ahde vefa ilkelerine uygun olduğu ve davalı tarafından yapılan işlemin ayrıca 5510 sayılı kanun 93/1 maddesinin son cümlesine göre davacının muvaffakatının içerdiğinden geçerli olduğu kanaati ile bunun aksini iddia eden ve ahde vefa ilkesine aykırı davrandığı kanaatine varılan davacının talebinin kabulü yönünde verilen kararın kaldırılmasına yönelik davalının istinaf talebinin kabul edilerek ilk derece mahekemesinin kararının ve verilen tedbir kararının kaldırılması gerekir....
Dosyanın incelenmesinde; davacının, davalı bankadan 2013 yılında ihtiyaç kredisi kullandığı, aynı bankada maaş hesabının da bulunduğu, ihtiyaç kredisine ilişkin sözleşmenini 9.maddesinde,banka nezdinde bulunan tüm hesaplarının ve alacaklarının davalı banka tarafından bu kredi için rehnedildiği ve bankanın hapis, mahsup ve takas yapma hakkının bulunduğunun kararlaştırılmıştır.Davacının davalıya verdiği taahhütname ile de bankanın verdiği ihtiyaç kredisinin düzenli olarak ödenmesi bu amaçla bankaya ödeme talimatı verilmesi,taksit karşılığının kredi hesabında bulunmaması helinde,davalı banka nezdindeki diğer hesapları ve alacakları üzerinde bankanın bloke koyma ve takas ve mahsup etme yetkisinin verildiği anlaşılmaktadır.Buna göre,davalı bankanın kredi sözleşmesi ve davacıdan alınan taahhütname kapsamında kredi borcunun teminatı olarak gösterilen davacının davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir.Zira, sözleşme ile kararlaştırıldığı...
İcra Müdürlüğü'nün de bu yönde bir kararının olmadığını, bankanın icra müdürlüğü gibi işlem tesis etmesinin yasaya açıkça aykırı olduğunu belirterek maaş hesabı üzerindeki blokenin kaldırılmasına, haksız ve yersiz tahsil edilen paranın tarafına iadesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. DAVACI VEKİLİNİN İSTİNAF TALEBİNDE İLERİ SÜRÜLEN SEBEPLER: müvekkilinin Adana 8....
-TL ve üzerinde nakit bulunması halinde paranın otomatik olarak yatırım hesabına aktarıldığını, davacının kullanmış olduğu kredi ve kredi kartına ilişkin borçlarını ödemediği için hakkında icra takipleri yapıldığını, ayrıca taraflar arasında imzalanan bireysel ürün ve hizmet paketi sözleşmesinin rehin, takas ve mahsuba ilişkin düzenlemelerine göre davacının yatırım hesabına bloke konulduğunu, davacının iddia ettiği gibi maaş hesabında bloke bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir....
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK'nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava, taraflar arasında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesinden kaynaklanan banka alacağı sebebiyle davacının bankadaki mevduat hesabı üzerine konulan blokenin kaldırılması ve kesilen paranın iadesi istemine ilişkindir. Davacının davalı banka ile imzaladığı 18/01/2017 tarihli "Muvafakatname, Taahhütname, Virman, Takas ve Mahsup talimatı" gereği SGK'dan olan alacaklarını kredi borçları nedeniyle davalı bankaya rehnettiği, şube nezdindeki hesaplarından kredi borçlarına ilişkin takas mahsup yetkisini davalı bankaya verdiği görülmektedir. Bu durumda davacının imzaladığı muvafakatname kapsamında davalı banka nezdindeki maaş hesabına bloke konularak kesinti yapılması haksız şart niteliğinde değildir. Taraflar arasındaki sözleşme ile bu husus taahhüt edilmiştir....
ile fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına, davacının uğradığı zararın önlenmesi ve içerisinde bulunduğu zaruret hali dikkate alınarak SGK emekli maaş hesaplarındaki blokenin dava sonuna kadar kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili daha sonra davasını 83.000,00 TL olarak ıslah etmiştir....
-TL tutarlı ik adet bireysel kredi sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından kredi sözleşmesinin 5. maddesinde davalı bankaya, bankada mevcut her türlü hak ve alacakları üzerinde ihbara gerek olmaksızın rehin, takas ve hapis hakkı tanıdığı ve virman yetkisi verdiği, davacının ayrıca davalı bankadan iki ayrı kredi kartı kullandığı ve bankada kredili mevduat hesabının da bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı bankanın bahsi geçen tüketici kedisi, kredili mevduat hesabı ve kredi kartlarından kaynaklanan alacakları için ayrı icra takipleri başlattığı ve takip dosyalarının evrak arasında bulunduğu görülmüştür. İİK'nın 83/a maddesinde; "İİK'nın 82 ve 83. maddelerinde yazılan mal ve hakların haczolunabileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir."...
Aksi halde; kredi isteyen kişinin mali durumuna ve gelirine göre borcunun ödenebileceği güvencesiyle kredi veren bankanın alacağının imkânsızlaşması ve kötü niyetli bir kredi borçlusunun da borcunu hiç ödememesi gibi bir sonuç doğuracaktır. Davacı tarafın başka icra takipleri nedeni ile maaşından kesinti yapılması hususu, serbest irade ile düzenlenmiş olan mevcut sözleşme hükümleri gereğince, davalı bankanın kredi taksitlerini tahsile yönelik işlemlerini hukuka aykırı hale getirmeyecektir. Davacının maaş hesabına yatan paranın kredi sözleşmesi gereğince kredi taksit ödemelerine mahsup edilmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davacının maaşında davalı banka tarafından konulmuş bulunan bir blokenin de olmadığı anlaşılmakla İlk Derece Mahkemesi kararında yasaya aykırı bir yön bulunmamaktadır....