"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı alacaklılar vekili, müvekkillerinin borçlu ...'a ait işyerinde çalışırken iş akidlerinin haksız olarak fesh edildiği ve işçilik alacağı nedeni ile yapılan takipler sırasında dava konusu taşınmazlarını muvazaalı olarak diğer davalı eşine devrettiğinden bu devrin iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili, tasarrufun borcun doğumundan önce yapıldığından davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu, davacı ...'nin 02.05.2012 tarihinde, davacı ...'...
Dosya kapsamına, toplanan delillere, bozma ile kesinleşen hususların yeniden karar düzeltme sebebi yapılmasına usul hükümlerinin elvermemiş bulunmasına, hükmün dayandığı gerekçelere, İİK’nin 277 vd. maddelerine dayalı olarak doğrudan açılan tasarrufun iptali davaları genel mahkemelerde görülmekle birlikte, üçüncü kişi hacze dayalı istihkak davası açmışsa davalı takip alacaklısının geçici veya kesin aciz belgesi sunmak zorunda olmaksızın, bu davaya karşılık tasarrufun iptali davası açabileceğine göre, davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiştir 2....
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Yargıtay'ın yerleşik içtihatları uyarınca aciz vesikasının yargılamanın her aşamasında alınarak ibrazının mümkün olduğunu, kaldı ki mezkur davanın terditli açıldığını, muvazaa nedenli Tapu İptali davası için aciz vesikası gerekmediğini belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir. İstinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile kamu düzenine ilişkin olup re'sen dikkate alınması gereken hususlara hasren yapılan incelemede; Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri, olmadığı takdirde muvazaaya dayalı( BK 19) tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İİK 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali davalarında davanın dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek bir alacak olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277. md) bulunması gerekir....
Mahkemenin, davanın reddine ilişkin kararı, Dairemizin 11.10.2016 tarih 2014/17056 Esas 2016/8799 Karar sayılı ilamı ile davacıların açtığı davanın İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası olduğu ve İİK’nun 281. maddesine göre basit yargılama usulüne göre bakılacağı, asli müdahil ... vekili ise dava konusu taşınmazların gerçekte müvekkiline ait olduğunu, inanç sözleşmeleri ile önce borçlu şirket adına daha sonra da ... adına geçtiğini, taşınmazların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunun tesbiti ile yine müvekkili adına tapuya tescilini istediği bu hali ile asli mühahille ilgili uyuşmazlık inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil olduğu, asıl dava olan tasarrufun iptali davası ile asli müdahil tarafından açılan davaların yargılama usulleri ve inceleme merciileri farklı olduğundan her iki uyuşmazlığın birlikte görülmesi mümkün olmadığından, öncelikle, asli müdahil tarafından açılan inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının...
- K A R A R - Şikayetçi vekili, şikayet olunan tarafından açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz kararı değil ihtiyati tedbir karar verildiğini, sıra cetvelinde müvekkiline de pay ayrılması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini istemiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur. İcra mahkemesince, şikayetçi banka tarafından açılan tasarrufun iptali davasında ihtiyati haciz değil ihtiyati tedbir kararı verildiği, şikayet olunan ... Şirketinin açtığı tasarrufun iptali davasında ise ilgili mahkemece teminatı alınarak, İİK 281/2. maddesi hükmüne dayalı olarak ihtiyati haciz kararı verildiği, ancak tapuya ihtiyati tedbir olarak şerh edildiği, öte yandan her iki tarafın açtıkları tasarrufun iptali davasında verilen kararın ihtiyati tedbir olduğu kabul edilse bile davalardan sonra uygulanan kesin haciz tarihlerine göre, şikayet olunan ......
Mahkemece, asıl davada 278 numaralı parselin diğer davalılara satışından itibaren hak düşürücü sürenin geçmiş olmasından dolayı bu parsel açısından davanın reddine, 419 parselin satışının alacaklıya zarar verme kastı ile yapıldığı gerekçesi ile tasarrufun iptaline, birleşen davada ise muris muvazaasının ispatlanmış olduğu gerekçesi ile her iki parsele ait tapu kayıtlarının iptali ile mirasçıların payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece asıl dava olan tasarrufun iptali davası ile birleştirilen dava olan muris muvazaasına dayalı iptal davası birlikte görülerek sonuçlandırılmıştır. Tasarrufun iptali davaları, İİK 277 vd maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 281.maddesi uyarınca "iptal davaları basit yargılama usulüne tabi" tutulmuştur. Oysa muris muvazaasına dayalı iptal davasının yargılama usulü farklı olup yazılı usule tabi bir davadır....
Mahkemece, davanın İİK'nnu 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkin olduğu ve İİK'nun 284.maddesi gereğince bu tür davaların 5 yıllık hak düşürücü sürede açılması gerektiği, ilk tasarrufun 08.09.2009 tarihinde yapıldığı davanın ise 17.12.2014 tarihinde açıldığından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve vekalet ücreti yönünden davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinin, temyiz esas defterine kaydı olmadığı ve temyiz harcı da yatırılmadığı anlaşıldığından usulüne uygun olmayan temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir. 2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde ve değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, 30.06.2015 tarihli oturumda hakimin uyuşmazlığı İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davası niteliğinde olduğuna ilişkin tesbitinin davacı vekili tarafından da imzalanmış...
e satılarak tapuda devir işlemlerinin yapıldığı, davanın bu tasarrufun iptali için Asliye Hukuk Mahkesine dava açtığı, davalı tarafça da, takibe konu senedin iptali için karşı dava açılması üzerine asliye hukuk mahkemesince, davacının ticari dava niteliğinde bulunduğundan uyuşmazlığın çözüm yerinin asliye ticaret mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verildiği, asliye ticaret mahkemesince ise karşı dava konusu olan senedin iptali yönünden dosyanın tefrik edilerek yargılamaya devam olunduğu, asıl dava olan tasarrufun iptali yönünden ise görevsizlik kararı verildiği anlaşılmış olup, uyuşmazlığın kesinleşen icra takibine dayalı olarak davalıların mal kaçırma kastıyla hareket etmeleri nedeniyle muvazaa hukuksal nedenine dayanan tasarrufun iptali isteminden kaynaklandığından, genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince ......
Mahkemece, hacizlerin noter satışından sonra konulduğu, mülkiyetin satışla davacı 3.kişiye geçtiği, davalı alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasına bakma görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine ait olduğu gerekçeleriyle davanın kabulü ile hacizlerin kaldırılmasına, davalı alacaklı tarafından açılan tasarrufun iptaline yönelik karşı davada mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş; hüküm, davalı karşı davacı alacaklı vekili ile davacı karşı davalı 3.kişi vekili temyiz edilmiştir. 1-Uyuşmazlık, 3.kişinin İİK.nun 96 vd.maddelerine dayalı istihkak davası ile davalı alacaklı tarafından İİK.nun 97/17.maddesine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir....
Ne varki, aynı kanunun 97/17. maddesinde, 3.kişi tarafından açılan istihkak davalarında, alacaklının borçlunun yaptığı tasarrufun iptalini karşı dava olarak talep edebileceği, bu şekilde istihkak davasına karşı açılan tasarrufun iptali davasınında icra hukuk mahkemesinde bakılacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda; 3.kişi tarafından açılan istihkak davası üzerine, alacaklı tarafından karşılık dava şekilde açılan bir tasarrufun iptali davası yoktur. Alacaklı ayrı bir dava şekilde icra hukuk mahkemesinde tasarrufun iptali davası açmıştır. İİK.nun 277. vd. maddeleri uyarınca açılan tasarrufun iptali davasının genel mahkemelerde görülmesi gerekir....