Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, takibe dayanak olan çekin 09/09/2014 tarihli olduğu, iptali istenen tasarrufların ise 10/06/2014 ve 18/06/2014 tarihlerinde gerçekleştiği, davacı tarafın, davalı şirketten olan alacağının faturaya dayandığını iddia ederek bir takım faturalar ibraz ettiği ancak, çekin bu faturalara karşılık olarak verildiğini gösterir herhangi bir delil sunulmadığı, dolayısıyla "iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması" şartının gerçekleşmediği anlaşıldığından bahisle, davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

    Bu ihtiyati hacizler tasarrufun iptali davalarının kabulü ile birlikte kesin hacze dönüşmüştür. Buna göre, şikayetçi ..... Teks. Ltd. Şti.’nin kesin haciz tarihi 12.04.2017, şikayet olunan .... İnş.Ltd. Şti.’nin kesin haciz tarihi ise 03.11.2017 tarihidir. Birleşen dosyada şikayetçi ... Dan. Hizm. Ltd.Şti. ihtiyati haciz uygulatmamış olup, tasarrufun iptali davasının kabulünden sonra 18.12.2017 tarihli müzekkere ile kesin haciz uygulatmıştır. Bu durumda birden çok tasarrufun iptali davası ve ayrı ayrı ihtiyati haciz kararı bulunması nedeniyle ilk kesin haciz ...Ltd. Şti. Ait 12.04.2007 tarihli hacizdir. .... İnş. Ltd.Şti.'nin ihtiyati haczi, ..... Teks..Ltd.Şti.'den önceki tarihli olduğuna göre İİK.268.maddesi çerçevesinde hacze iştirak edebilir. Ancak ...... Pet....

      Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetin süresinde olduğu, şikayet olunan bankanın takibinin geçerli olduğu, tasarrufun iptali davası içinde tasarrufa konu taşınmazlar üzerine konulan ihtiyati haczin İİK'nın 257. maddesinde düzenlenen hacizden farklı olduğu, ihtiyati haczin, tasarrufun iptali kararı ile kesin hacze dönüşeceği, şikayet olunan banka alacağının doğumunun ve takip tarihinin şikayet eden bankanınkinden önce olduğu, şikayet olunan banka lehine 31.08.2010 tarihinde ihtiyati haciz uyguladığı, tasarrufun iptaline ilişkin kararın ise 02.....2011 tarihinde verildiği ve bu tarihte kesinleştiği, şikayetçi bankanın ihtiyati haciz kararının ise 01.....2011 tarihli, tasarrufun iptaline dair karar ile haczin kesinleşmesinin 08.05.2012 tarihli olduğu gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir. Karar, şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Mahkemece dava konusu taşınmazın gerçek değeri ile tapuda gösterilen bedeli arasında fahiş fark bulunması nedeniyle davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın satışına ilişkin tasarrufun takip konusu alacak ve ferileri ile sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK.nun 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davaları icra takibine bağlı davalar olup, sonuçta verilen iptal kararı da icra takibindeki miktarla sınırlı tutulmaktadır. Bunun sonucunda da alacağın herhangi bir şekilde ödenmesi veya alacaktan vazgeçilmesi halinde davanın konusu kalmamaktadır. Somut olayda, hüküm tarihinden sonra davacı alacaklı vekilinin Çatak İcra Müdürlüğünün 2007/12 sayılı takip dosyasına konu olan alacaktan vazgeçtiği, takip dosyası içinde bulunan 17.10.2008 tarihli tutanaktan anlaşılmaktadır....

          Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Davacı Hazine vekili, davalı borçlu Halil İbrahim aleyhine icra takibi yaptıklarını, borcu karşılayacak malı bulunamadığını ileri sürerek borçlunun, dava konusu minibüsünü davalı kardeşi ...e satışına ilişkin tasarrufun iptalini talep ve dava etmiştir. Davalılar davetiye tebliğine rağmen duruşmalara gelmemiş ve davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, araç satışının kardeşler arasında amme alacağının tahsiline imkan bırakmamak için yapıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 s.K’nın 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir....

            TASARRUFUN İPTALİ 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 143 ] 818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 277 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılardan F.... K....... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili davalılardan G..... K.......'nın müvekkiline olan borcu nedeniyle hakkında yaptıkları icra takibi sırasında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile kendisine ait taşınmazları babası olan diğer davalı F.... K.......'ya sattığını öne sürerek yapılan tasarrufun iptalini talep etmiştir. Davalılardan G..... K....... diğer davalı ile baba-oğul olduklarını beyan etmiş, diğer davalı F.... K....... ise davanın reddini savunmuştur....

              Dava 6183 sayılı AATUK’nın 24 vd. maddelerine dayalı olarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosya içeriğine mahkemece delillerin doğru olarak değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalıların diğer temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddedilmelidir. Ancak, davalı borçlu tarafından davaya konu taşınmazın 1/2 payı 01/06/2005 tarihinde kalan 1/2 payı da 11/01/2007 tarihinde davalı ...’e satılmıştır. Her iki satış (tasarruf) tarihinde de davacının alacak miktarı bellidir....

                Bu durumda tasarrufun iptali davasının şartlarının oluşup oluşmadığı araştırılması gerekir. Tasarrufun iptali davasının açılması koşullarından birisi de takip tarihinde kesinleşmiş bir alacağın bulunmasıdır. İhtiyati haczin kesinleşebilmesi için ise, ödeme emrinin borçluya tebliğ edilmesi gerekir. Somut olayda, 10.06.2009 tarihinde borçlunun adresinde ihtiyati haciz tatbik edilmesine rağmen, borçlu adına çıkarılan ödeme emirlerinden hiçbiri borçlu ...'e tebliğ edilmediğin- ../... -2- 2012/6737 2012/11607 den, icra takibinin kesinleştiğinden söz edilemez. Bu durumda, mahkemece dava şartı yokluğu nedeniyle davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde tasarrufun iptaline karar verilmesi hatalı olmuştur. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 31/10/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi....

                  un herhangi bir borcu kalmadığına dair yazılarına binaen tasarrufun iptaline ilişkin davanın konusuz kaldığı kanaatine varılarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava 6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir. HMK’nun 333/1. maddesine göre davanın konusuz kalması sebebiyle, davanın esası hakkında karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde, davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderinin takdir edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Somut olayda, mahkemece; tasarrufun iptali kuşullarının dava konusu olayda gerçekleşip gerçekleşmediği kısaca davanın haklılık durumu gereği gibi tartışılmadan karar verilmiştir. O halde, mahkemece tarafların haklılık durumları değerlendirilerek, yargılama giderinin haksız olan tarafa yükletilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır....

                    Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Mahkemenin, baba-oğul olan taraflar arasındaki tasarrufun İİK'nun 278/3-1.maddesine göre bağış hükmünde olduğundan iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak dosya içerisindeki tapu kayıtlarından yargılamanın devamı sırasında dava konusu taşınmazın çıplak mülkiyetinin davalı ... tarafından dava dışı kızı ...'e satıldığı anlaşılmaktıdır. Dava konusu olan tasarruf, üçüncü kişi tarafından bir başkasına devri halinde, davacının devir yapılan şahsı davaya dahil edip etmeyeceği, dahil edilmemesi veya dördüncü kişinin kötü niyetli olmaması halinde dava bedele dönüşecek ve davalı üçüncü kişiden tahsil edilecektir. Aksi durumda ise yani dördüncü kişinin davaya dahil edilmesi ve kötü niyetli olduğu ispat edilmesi halinde ise tasarrufun iptali gerekmektedir....

                      UYAP Entegrasyonu