Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, karşılık tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de borçlunun yaptığı tasarrufun, alacaklının alacak ve ferileriyle sınırlı olmak üzere iptaline karar verilmesi gerekirken satışın iptaline karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne varki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün HUMK'nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....

    Davalı ... yargılamaya katılmamış; davalı ... vekili birinci sıradaki alacağı 6.7.2007 tarihinde temlik aldığını, davacının alacağının 29.9.2006 tarihli bonoya dayalı olduğunu, müvekkilinin alacağının 1.11.2005 tarihli bonoya dayandığını ve takibin19.11.2005 tarihinde yapıldığını; müvekkilinin tasarrufun iptali davasında taraf olmadığını, borçlunun da takipteki faize itiraz etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir....

      - K A R A R - Dava muvazaa iddiasına dayalı sıra cetveline itiraz davasıdır. Davalı ...... vekili alacaklarının kambiyo senedine dayandığını bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davacı yanca davalı borçlu aleyhine açılan tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve bedeli paylaşıma konu aracın devrine ilişkin tasarrufun iptal edildiği, ancak aracın satılmış olması karşısında para alacağına hükmolunduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı ...... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        Dava, İİK.nun 277. ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Tasarrufun iptali davalarında kural olarak, tasarrufun iptal edilebilmesi için borcun doğum tarihinin iptali istenilen tasarruf tarihinden önce olması gerekir. Somut olayda, davacı alacaklı Gaziantep 3. İcra Müdürlüğünün 2002/3795 sayılı dosyası ile icra takibine girişmiş, takibin dayanağı olarak Gaziantep 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 25.03.2002 gün ve 20011318 -2002/221 sayılı ilamını göstermiştir. Mahkeme ilamlarına dayalı alacak davalarında alacağın doğum tarihinin, alacak veya tazminat davasının açıldığı tarih olması gerekir. Davacı tarafından 01.05.2001 tarihinde boşanma ve tazminat davası açılmış, davaya konu edilen taşınmazlardan Gaziantep ilinde kain 1536 ada, 2 nolu parsel 21.04.2000 tarihinde,... ilçesinde kain 73, 104, 126, 365, 545, 605 ve 750 nolu parseller 26.07.2001 tarihinde borçlu davalı tarafından satılmıştır....

          Mahkemece, borçlular tarafından takibe itiraz edildiği, davacı şirket tarafından itirazın iptali istemine ilişkin olarak İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/176 esas sayılı dosyası üzerinden itirazın iptali davası açıldığı, dosyanın derdest olduğu böylelikle davacı tarafından, tasarrufun iptali davasının icra takibi kesinleşmeden açıldığı, icra takibinin kesinleştirmesi ve aciz vesikasını vermesi için davacı vekiline verilen sürede davacı tarafından herhangi bir belge ibraz edilemediği sonuç olarak davacının davasının dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, İİK'nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir. Tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için diğer dava koşullarının yanında alacaklının kesinleşmiş bir alacağının ve icra takibinin bulunması zorunludur. Diğer bir deyişle davacının alacağının mevcudiyetine dair tereddüt bulunmamalıdır....

            Davacı tarafından yargılama aşamalarında davanın BK’nun 19.maddesine dayalı olduğunu belirtmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle BK 18.(yeni 19.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 18. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde özellikle vurgulanmıştır....

              a devrettiğinden, tapunun iptali ile borçlu adına tescili ile icra dosyalarından satışa çıkarılmalarına verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı gerektirici sebeplere ve davalı ...'...

                Dava, Türk Borçlar Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenen dava konusu işlemin danışıklı (muvazaalı) yapıldığı iddiasına dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava dilekçesinde davalılar arasında yapılan danışıklı satış işleminin iptali istemiştir. Davacı tarafından yargılama sırasında davanın İİK 277 vd maddelerine ilişkin olduğu yolunda bir beyanda da bulunulmamış aksine danışıklılık nedeni ile tapunun iptali istenmiştir. Davacının kendisinin alacağını akim bırakan bir işleme karşı, takip yapılmamış olması, İİK. 284. maddedeki hak düşürücü sürenin geçmiş olması gibi değişik düşüncelerle TBK'nin 19.(mülga BK. 18.) maddeye dayalı olarak bir dava açabileceği gibi aynı işlem için İİK. 277 vd maddelerine göre bir tasarrufun iptali davası açması da mümkündür. Davacının bu seçimlik haklarından BK 19. maddeye dayalı iptal yolunu seçtiği dava dilekçesinde ve daha sonraki açıklamalardan anlaşılmatadır....

                  Mahkemece, davalı borçlunun borcun doğmundan sonra dava konusu taşınmazı alacaklıları ızrar kastı ile davalı bacanağı sattığı, daha sonra da diğer davalı 'a devrettiğinden, borçlu ve arasındaki tasarrufun iptali ile devir tarihindeki taşınmaz bedeli 100.000,00 TL nin davalı 'dan tahsiline karar vermiş, hüküm davalı ve vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava İİK’nın 277 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun aciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden alacak miktarı ile sınırlı olarak cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Dava konusu taşınmazın borcun doğmundan sonra borçlunun bacanağı olan .....'...

                    Mahkemece, taşınmazların satış bedeli ile gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu ve satışların yakın akrabalar arasında gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı ...’nın, borçlular ...’nin kardeşlerinin karısı ve davalı ...’in de borçlular ...’nin kardeşlerinin oğlu olmasından dolayı borçluların amme alacağının bir kısmının veya tamamının tahsiline imkan bırakmamak maksadiyle hareket ettiğini bilmesi lazımgelen kimselerden olmaları nedeniyle tasarrufun iptali gerekeceğine (6183 s.K m. 30) ve Davanın 6183 s.K’nın 24 vd. maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkin olmasından dolayı Kanun’un   75. maddesine göre yapılan takip sonunda, borçlunun haczi caiz malı olmadığı veya bulunan malların satış bedeli borcunu karşılamadığı takdirde borçlunun aciz halinde...

                      UYAP Entegrasyonu