Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Borçlar Kanunu m. 56 gereği de ; Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir....

    K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, Dava, 23.11.2002 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu bedensel zarara uğrayan sigortalının maddi ve manevi zararının giderilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, maddi tazminat isteminin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 1.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Dosya kapsamından davacı sigortalının dava konusu iş kazası nedeniyle bir süre çalışamadığı, davacının istirahatli kaldığı bu süreler bakımından ücret kaybının doğduğu hususu göz ardı edilerek Mahkemece neticeye varıldığı anlaşılmaktadır. 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 46/1 ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 54.maddesine göre bedensel zarara uğrayan kişi tamamen veya kısmen çalışamamasından kaynaklanan zararını isteyebilir....

      Mahkemece; davalının haksız eylemi neticesinde davacıların uğramış oldukları maddi zararın tespiti için alınan bilirkişi raporu ile hesaplanan maddi zarar doğrultusunda tazminat miktarı belirlenirken; davacıların duymuş olduğu elem ve üzüntü ile orantılı olarak davalının kusur durumu, tarafların sosyo-ekonomik durumu, hakkaniyet ilkesi ve sebepsiz zenginleşmeye sebebiyet vermeyecek şekilde de manevi tazminat miktarı belirlenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

        HD nin 20/12/2018 tarihli ve 2017/4554 esas, 2018/9556 karar sayılı emsal kararında yer alan; "...davacı kazalının % 11,2 olan sürekli iş göremezlik oranına ve yaralanmasının niteliğine göre “ağır bedensel zarar” koşulu bakımından aynı şeyi söyleme ve giderek davacı anne ve babanın manevi tazminat talep edebilme hakkından bahsetme imkanı bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı anne ile davacı babanın manevi tazminat istemlerinin reddi gerekirken yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur..." gerekçesi de göz önünde bulundurularak davacılar Songül T18 ve Efe SEMİZOĞLU’ nun manevi tazminat talepleri, somut olayda kanunun aradığı ağır bedensel zarar şartının gerçekleşmemiş olması sebebiyle reddedilmiş olup aşağıda ki şekilde hüküm tesis edilmiştir....

        Yerel mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş; karar, davacı ve davalı tarafından temyiz olunmuştur. Davacı, dava dışı üçüncü kişi tarafından isim benzerliğinden yararlanılarak kendisine ait tapulu taşınmazın bir başkasına satıldığını, durumu öğrendikten sonra tapu iptali ve tescil davası açtığını, uzun süren yargılama boyunca duruşmaları takip etmek için yol, konaklama ve sair masraflar yapmak durumunda kaldığını, bu süre boyunca üzüntü de yaşadığını ileri sürerek uğradığı maddi ve manevi zararın ödetilmesini istemiştir. Davalı, davacının taşınmazını geri aldığını, zararı bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Yerel mahkemece, benimsenen bilirkişi raporundaki tutarlar kadar davacının maddi zararı olduğu kabul edilerek maddi tazminat isteminin bir bölümü ile manevi tazminat isteminin bir bölümünün ödetilmesine karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan nesnel (objektif) eksilmedir....

          40,000,00- TL manevi, 3.000,00- TL maddi tazminat hükmedilmesini istinafen talep etmiştir....

          Mahkemece; koşulları oluşmadığından maddi tazminat talebinin reddine, davacının haksız olarak başlatılan icra takibi ve davalarla uğraşmak durumunda kaldığından ve toplum nezdinde küçük düştüğünden bahisle ise; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır....

            talebinde ilgili masraflara yönelik delilin sunulmadığını savunarak; haksız maddi ve manevi tazminat davasının reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep ve beyan etmiştir....

              Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK'nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarı, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöndeki istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir....

                Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Somut olayda, dosyadaki bilgi ve belgelere göre, davalının gerçekleştirdiği mala zarar verme eylemi nedeniyle davacıların ortağı oldukları beyaz eşya mağazasında maddi zarar meydana geldiği anlaşılmıştır. Davacılar yaralanmamış ve yakınlarından ölen ve yaralanan da olmamıştır. Eşya zararının oluşması manevi tazminat istemesini haklı kılmaz. Ayrıca manevi tazminat talebi için özellikle davacı T1 özel yaşamına yönelik olarak ileri sürülen sair sebeplerin de davacıları manevi zarara uğrattığı düşünülemez. Bu nedenle davacılar vekilinin manevi tazminat talebinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir....

                UYAP Entegrasyonu