Bu durumda taraflar arasında geçerli olan sözleşme hükümleri dikkate alınarak, 9 yıllık süre tamamlandığından davacının talep ettiği dönemin hak ve nesafet dönemi olduğu gözetilip, mahkemece kiralanan taşınmazın emsal ve rayiç kira bedelleri göz önünde bulundurularak boş olarak getirebileceği aylık kira bedelinin brüt olarak tespit edilmesi bu bedelden davalının eksi kiracı olduğu gözetilerek hakkaniyete uygun oranda indirim yapılması davalının son ödediği kira bedelinin belirlenmesi ve kira sözleşmesindeki artış şartına göre Üfe ve Tefe ortalaması oranında yapılacak artıştan ve son dönemde ödediği kira bedelinden az olmamak üzere kira bedelinin tespitine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....
Eser, kararlaştırılan götürü ücretten daha fazla masraf ve emekle ortaya çıkarılsa bile, yüklenici kural olarak götürü bedelin arttırılmasını isteyemeyeceği gibi, daha az masraf ve emekle yapılmış olsa da iş sahibi bedelden indirim yapılmasını isteyemez. Kısaca, yüklenici sözleşmedeki bütün iş kalemlerini götürü ücretle yapmak zorundadır. ./.. 2011/8879 - 2011/9524 -2- Davalı, bir kısım imalatın üçüncü bir kişiye yaptırıldığını savunmuş, buna ilişkin 10.07.2008 tarihli gider makbuzunu dosyaya sunmuş ise de HUMK’nun 299.maddesi uyarınca bu makbuz davacı yükleniciyi bağlamaz. Diğer yandan, davalı tarafından yaptırılan bir tespit veya davacıya gönderilen ihtarname de bulunmadığından, işlerin ilke olarak yüklenici tarafından yapıldığının kabulü gerekir....
başından itibaren taleplerinin bedelden indirim talebi olduğunu, taleplerinin çelişkili olmadığını, ayrıca davalılar için tek dava açmalarına rağmen mahkemenin önce tefrik sonra birleştirme kararı verdiğini, iki davalı için ayrı ayrı vekalet ücreti verilmesinin yanlış olduğunu belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir....
Aldırılan rapor sonucunda ayıptan dolayı bedelden %3 oranında indirim uygulanması kanaatine varılarak indirim miktarı 12.300,00- TL olarak hesaplanmıştır. Tüm toplanılan belgeler ve aldırılan raporlar doğrultusun da, davalının davacıya satmış olduğu dükkan niteliğinde taşınmaz içinde meydana gelen su baskınlarının gizli ayıplı olduğu belirlenmiş ve davacının seçimlik hakkı doğrultusunda ayıp nedeni ile bedelden indirim miktarı hesaplanmıştır ve bedel konusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Maddesi kapsamında tüketici bedelde indirim seçimlilik hakkını kullanmış, davacı tüketicinin talebinde kısmen haklı olduğu kanaatine varılmış, bilirkişi raporunda belirlenen 3.000,00 TL bedel üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurularak, -DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davacıya ait 34 XX 947 plakalı Honda Civic marka araçta bulunan ayıplardan dolayı 3.000,00 TL.nin (bedelden indirim mahiyetinde) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine, ..." şeklinde karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı ve davalılar vekillerince yasal süresinde istinafa başvurulmuştur....
Şöyle ki; Taşınmazın emsal karşılaştırması yapılmak suretiyle tespit edilen bedeline hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden SİT alanında kaldığı gerekçesiyle % 10 oranında indirim yapmak suretiyle düşük bedel tespiti, Doğru görülmemiştir. Davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine davacıdan peşin alınan temyiz ve taraflardan peşin alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 11/10/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1)Dava, üzerinde kat irtifakına tabi yapı bulunan taşınmazın el atılan bahçe bölümüne ilişkin olduğundan bu husus, objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilip, takdir edilen bedelden indirim yapılması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınması gerektiği düşünülmeden fazla bedele hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, 2)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun geçici 6. maddesinde değişiklik yapan ve 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasanın 21.maddesi ile "kamulaştırmasız el atmadan kaynaklanan tazminat davalarında mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri bedel tespit davalarında öngörülen şekilde maktu olarak belirlenir. ... açılan ve kesinleşmeyen davalarda da uygulanır." hükmünün getirilmiş olduğu gözetildiğinde, harç ve vekalet ücretinin maktu olarak hüküm altına alınması gerektiğinden; Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle davalı idare vekilinin temyiz itirazı doğrultusunda BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine...
Ancak; 1)Kök .... ada .... parsel sayılı taşınmazın 1416,52 m²’lik bölümüne yol olarak el atılması nedeniyle diğer paydaşlar tarafından açılan dava sonucunda, bu bölümün ifraz edilerek... ada.... parsel numarasını almış olduğu, kök parsel üzerinde kat mülkiyetine tabi bina bulunduğu gözetilerek, Kamulaştırma Kanununun 11/1-ı maddesinde belirtilen hususun objektif değer azaltıcı unsur olarak kabul edilmesi ve takdir edilen bedelden belirli bir oranda indirim yapılması için bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 2)Talep olduğu halde hükmedilen bedele faiz yürütülmemesi, 3)Tapu kaydındaki ipotek şerhinin hükmedilen bedele yansıtılmaması, Doğru görülmemiştir....
Davacı idare vekilinin temyizine gelince; Dava konusu taşınmazın bulunduğu bölgede imar uygulaması yapılmadığı, Belediye Başkanlığı yazısından anlaşıldığından, bu durumda, emsal karşılaştırması sonucu bulunan bedelden % 40 yerine, emsalin bulunduğu adada, % 29 oranında Düzenleme Ortaklık Payı kesildiği gerekçesi ile bu oranda indirim yapılarak fazla bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle H.U....nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davalıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 21.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Ancak; 1-Dava konusu taşınmaz, imar parseli olduğundan kıyasi emsal karşılaştırması sonucu tespit edilen bedelden % 40 düzenleme ortaklık payının indirilmemesi gerektiği gözetilmeden, indirim yapılmak suretiyle eksik bedele hükmedilmesi, 2-Taşınmazın bir kısmına pazar yeri, bir kısmına yol olarak el atılmış olup, el atılan kısımlardaki davacı payına düşen bedele hükmedildiğinden yol olan kısımdaki davacı payının tapudan terkinine, pazar yeri olarak el atılan kısımdaki davacı payının davalı idare adına tapuya tescili yerine, tüm payının pazar yeri olarak davalı idare adına tesciline karar verilmesi, 3-Kabule göre ise; ıslah harcı yatırılmadığı halde bilirkişi kurulu raporu ile tespit edilen değer esas alınıp, talep aşılarak fazla bedele hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir....