Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Fakültesine başvuranın yüklenici olduğu gözden kaçırılarak ve maddi hata sonucu süresinde ayıp iharı yapılmamış olması nedeniyle bedelde indirim yapılmaması gerekçesiyle de bozma kararı verildiği, bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından, davalının karar düzeltme talebinin kabulüne, inkâr tazminatı ile ilgili yapılan hatanın giderilmesi de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK'nın geçici .... maddesi yollamasıyla HUMK'nın 438/VII. maddesi gereğince hükmün düzeltilerek onanması kararı vermek gerekmiştir....

    Mahkemece, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, aracın garanti kapsamında ayıbının giderildiği, keşif esnasında da ayıba ilişkin bir hususa rastlanılmadığı, bu sebeple bedelde indirim yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, dava dilekçesinde her ne kadar araçtaki ayıp giderilmişse de aracın orjinalliğini kaybettiğini ve bu nedenle araçta değer kaybının meydana geldiğini belirterek bedelden semen indirimi talep etmiştir. Gerek bilirkişi gerekse de mahkemece araçtaki ayıbın giderilmesi nedeniyle araçta herhangi bir değer kaybı olup olmadığı yönünde görüş belirtilmemiş ve bu konu üzerinde durulmamıştır....

      Bilirkişi raporuna göre nispi metod yöntemi kullanılarak yapılan hesaplamada 9.000,00- TL indirim yapılaması gerektiği anlaşılmakla bedelde indirim talepli açılan davanın kabulü ile 9.000,00- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermek vermek gerektiği..." şeklindeki gerekçe ile, davanın kabulü ile; 9.000,00- TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiştir....

      Mahkemece, yanlar arasındaki satım akdi nedeniyle önce 113.500.00 YTL bedelli çek verildiği, satılanda bulunan ayıp nedeniyle yapılan anlaşma neticesinde satış bedelinde indirim yapılarak 106.185.00 YTL bedelli ikinci bir çekle ilk çekin değiştirildiği, davacının seçim hakkını bedelde indirime gitmek suretiyle kullandığı, bundan sonra sözleşmenin feshini talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 05.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        KARAR Davacı, 03/12/2013 tarihinde alışveriş yaptığı... tarafından verilen indirim kodu ile.... sitesinden ... akıllı cep telefonu sepete attığını ve verilen indirim kodunu ödeme işlemleri esnasında kullandığını, ve akabinde bu ürüne özel % 84 indirim kazandınız ikazıyla telefonun ücretinin düştüğünü, bu telefondan ayrı siparişlerle 7 adet aldıktan sonra müşteri hizmetleri ile iletişime geçerek ürünlerde indirim olduğunu, herhangi bir sorunun olup olmadığını sorduğunu ve müşteri hizmetleri tarafından herhangi bir sıkıntının yaşanmayacağının söylendiğini, akşam 18:30 civarında bahse konu firmadan yetkili kişi arayarak ürünlerde yanlışlık yapıldığını ürün satışlarının iptal edileceğini bildirdiğini, 05/12/2013 tarihinde ürünlerin bir adedinin kendisine kargo firması tarafından teslim edildiğini, diğer 6 adet ürünün ise kargoya verildiğini ancak gönderi takip numarası olmadığını gördüğünü, 09/12/2013 tarihinde ürünleri tekrar kontrol ettiğinde ürün satışlarının iptal edildiğini, 10/12/...

          Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif ve bilirkişi raporu tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda; 10.02.2020 tarihli satışla dava konusu 1445 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 1077/2400 hissesi 243.500,00 bedelle davalıya satılmış, davacı önalım hakkına engel olmak için dava konusu payların satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiş, mahallinde yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporlarında dava konusu taşınmazın 1077/2400 payının satış tarihinde değerinin 212.345,00TL olduğu belirlenmiştir. O halde davacının bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayabildiğini söyleyebilme olanağı bulunmamaktadır....

            Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacıların bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 116 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/30 pay 25.10.2011 tarihli satış ile davalıya 30.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, satış bedelini miktar belirtmeksizin daha düşük olduğunu, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Ancak 30.000.00 TL üzerinden harç yatırmıştır....

              indirim yapılması gereken tutar olan belirsiz alacağın tespiti ve müvekkil davacıya ödenmesi için işbu davayı açma gereği hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle bedelde indirim yapılması gereken tutar olan belirsiz alacağın tespiti ve şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ......

                indirim yapılması gerektiğini, bu nedenle davalıya ihtarname çekildiğini, davalının hiçbir cevap vermeyerek, müvekkili aleyhine .......

                  Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değerine dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 177.857,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 12.01.2015 tarihli satış ile dava konusu taşınmazın 240/18000 payı davalıya 400.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 100.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Bilirkişi heyeti raporunda satışa konu payın 177.857,00 TL değerinde olduğunu saptamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu