Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4.maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir....

Başka deyişle satışa sunulacak ayıplı mal üzerine ya da ambalajına imalatçı veya satıcı tarafından tüketicin kolaylıkla okuyabileceği şekilde "özürlüdür" ibaresi içeren bir etiket konulmadığı gibi satım aşamasından önce meydana gelen ayıp boyama ile alıcıdan gizlenmiş, malın ayıplı olduğu hususu tüketiciye verilen faturada belirtilmeden "0" km araç bedeli tahsil olunmuştur. Dolayısı ile satılan malın ayıbı, satıcı tarafından tüketiciden hile ile gizlenmiştir. Olması gereken ya ayıplı hali ile aracın satışa sunulması ya da boyama işlemi yapıldığı tüketiciye belirtilerek, mevcut haliyle belirlenecek bedel üzerinden ikinci el olarak satışa sunmaktır. Yoksa bu nedenle araçta oluşan değer kaybının satıcıdan tahsili ile davacıya bu duruma katlanmasını beklemek hakkaniyet kurallarına aykırıdır. Boyama işlemi, araçta toplam 2.000,00 lira değer kaybına sebep olmuştur....

    Arızanın daha sonra giderilmiş olması nedeniyle keşif yapılmasında yarar bulunmadığından keşifte zorunluluk bulunmamaktadır. Bu halde mahkemece konusunda uzman iki teknik ve yorumda yardımcı olmak üzere bir hukukçudan oluşturulacak üç kişilik bilirkişi kurulundan dosya kapsamındaki tutanaklar, servis raporları, delil tesbit dosyalarındaki bulgulara göre ayıbın, BK’nın 360/I. fıkrasında belirtilen şekilde kabule icbar edilemeyecek nitelikte ve davacının sözleşmeyi fesihle ödediği bedeli istemekte haklı olup olmadığı, yüklenicinin kusuru nedeniyle zarara uğrayıp uğramadığı, uğramışsa bunun miktarı ya da aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca bedelde indirim gerekip gerekmediği ve miktarı konusunda rapor alınıp tüm deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle davanın sonuçlandırılması gerekirken yanlış değerlendirme sonucu ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur....

      Dava, 6098 sayılı TBK'nun 217- 231 maddelerinde düzenlenen davacının davalıdan satın aldığı ikinci el aracın ayıplı çıkması sebebine dayalı bedelde indirim isteğine yönelik alacak talebine ilişkindir. Uyuşmazlığa yönelik yasal düzenleme ve yerleşik Yargıtay uygulamalarına bakıldığında, Satım sözleşmesinde satıcının ayıba karşı tekeffül borcunu düzenleyen 6098 sayılı TBK'nun 219. Maddesinde, "Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur." hükmü mevcuttur. Yargıtay 13....

      Yine malın ayıplı olması, geçerli bir teslimin bulunmaması da gözetilerek TBK'nın 475. maddesi uyarınca ayıpta yüklenicinin kusurlu olduğu kabul edilerek iş sahibinin ayıplı ifa nedeniyle uğranılan zararın giderilmesini de isteyebileceği değerlendirilmiş, her ne kadar asıl davada ayıp nedeni ile bedel indirimi yapılırken bilirkişilerce belirlenen bu miktar dikkate alınmış ise de, karşı davanın ayrı bir dava olması ve tahsilde tekerrür oluşturmayacak şekilde hüküm kurulabilecek olması nedeni ile karşı davacının ayıp nedeni ile kazanç kaybı talebinin talebi ile bağlı kalınarak kabulüne, davalı karşı davacı daha önce temerrüde düşürülmediği" gerekçesi ile asıl davanın kabulüne karşı davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

        TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 24/06/2021 NUMARASI : 2020/782 ESAS - 2021/577 KARAR DAVA KONUSU : Malın Ayıplı Olmasından Kaynaklanan KARAR : Mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen karara karşı, süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dava dosyası incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

        Davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki karar düzeltme itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Ancak, dava önalım hakkı nedeniyle bedelde muvazaa iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir....

          Her ne kadar davacının talebi bedel iadesine ilişkin olsa da, "çoğun içinde azı da vardır" kuralı gereğince davacının ilgili araçta ayıp bulunması ve koşulları oluşması halinde, ıslaha dahi gerek olmaksızın ayıp nedeniyle satış bedelinden indirim istemeye hakkı olduğu kabul edilmelidir. Davacı da dava diekçesinde terditli olarak satış bedelinden indirim yapılmaıs talebinde bulunmuştuır. (Emsal Yargıtay 3.HD'nin 14.06.2021 tarih, 2020/5500 Esas ve 2021/6438 Karar sayılı ilamı). Davada talep edilen alacak ayıp oranında bedelde indirim istemine ilişkin olup yerleşik yargı kararlarına göre ayıp oranında bedelde indirim miktarı nispi metoda göre hesaplanmalıdır....

          Dava, taraflar arasında 2. el olarak satışı gerçekleştirilen aracın satış ilanında belirtilen niteliklere uygun olmadığı ve ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim ve tazminat istemine ilişkindir. Dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar ile gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

          Ayıplı mal sebebiyle tüketicinin seçimlik hakları aynı yasanın 11.maddesinde düzenlenmiş olup, şu şekilde hükme yer verilmiştir:"(1) Malın ayıplı olduğunun anlaşılması durumunda tüketici;a) Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,b) Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme,c) Aşırı bir masraf gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,ç) İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir misli ile değiştirilmesini isteme,seçimlik haklarından birini kullanabilir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. (3) Ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değiştirilmesinin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması hâlinde tüketici, sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelden indirim haklarından birini kullanabilir....

          UYAP Entegrasyonu