Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, davalı tarafından satışı yapılan malın ayıplı olduğu iddiasına dayalı olarak; misli ile değişim istemine ilişkin olup, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 11. maddesi hükmü gereğince; tüketici, satın aldığı malın ayıplı olduğunu anlaması halinde satıcıdan, ayıpsız misliyle değişim ya da verilen bedelin iadesini, ayıp nispetinde bedelin tenzilini, ayıbın giderilmesi için gerekli onarımın yapılmasını isteyebilir. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davacının malın ayıplı olduğuna ilişkin iddiası kapsamında, taraflar arasında düzenlenen 20.01.2013 tarihli sipariş sözleşmesinde, 09.03.2013 tarihli sipariş teslim fişinde leke tutmaz kumaş olduğu belirtilmemiştir....

    Dava; davacı tarafça davalıdan 2. el olarak satın alınan aracın kilometresi ile oynanmış olması sebebiyle ayıplı olduğu iddiasına dayalı bedelde indirim istemine ilişkindir....

    Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için yapılan yargılama sonucunda; dava konusu ---- ayıplı olduğunun sabit olduğu, ayıplı kumaşın davalı iş sahibi tarafından kabul edilmediği, ayıp nedeniyle iş sahibinin yükleniciden tazminat talebinde bulunabilmesi ve bedelde indirim istemesi için ayıplı malların yükleniciye iade edilmesinin gerekmediği --- davacının sipariş ettiği sözleşmede fiyatı belirli ürünlerin yerine davacı tarafından teslim edilen ve davalı tarafından da teslim alınan iadesi yapılmayan ürünlerin rayiç fiyatı saptanıp eğer teslim edilen ürünlerin değeri sözleşme ile belirlenen ürün bedelinden daha az ise aradaki fark davalının zararı kabul edilerek davalının ilamsız takipteki itirazının bu zarar kadar haklı olduğunun benimsenmesi gerektiği---- ---hale getirilmesi nedeniyle davalı tarafından ayıp oranında bedelde indirim seçimlik hakkının kullanılabileceği, TBK 50/II maddesinde "Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hakim, olayların olağan akışını ve zarar...

      Yüklenicinin ayıptan sorumlu olabilmesi için eserin iş sahibine teslim edilmesi, eserin ayıplı olması, eserin iş sahibi tarafından kabul edilmemiş olması veya kabul edilmek zorunda olunmaması, eserin iş sahibi tarafından muayene ve ihbar külfetinin yerine getirilmiş olması, eserdeki ayıbın iş sahibinin tutumundan kaynaklanmamış olması ve son olarak ayıplı teslimden doğan hakların süresi içinde kullanılması gerekmektedir....

        Bunlarda birincisi yapılan şeyin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule icbar edilemeyecek derece kusurlu ve sözleşme şartlarına aykırı olması halinde eserin reddi, bedelin iadesi, yüklenicinin kusuru varsa zarar ve ziyan talep etme, ikincisi ayıp ve sözleşmeye aykırılık eserin reddini gerektirecek nitelikte bulunmaması halinde bedelde indirim, üçüncüsü de o işin ıslahı büyük bir masrafı gerektirmez ise ayıbın onarılması veya tamir suretiyle giderilmesi ile yine bu hallerde yüklenicinin kusuru varsa tazminat isteme haklarıdır....

          Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporunda hesaplamada eksik ve ayıplı işlerin dava tarihi itibariyle serbest piyasa bedelleri de gözönünde tutularak hesaplanması sebebiyle denetime elverişli ve gerekçeli rapor esas alınarak eksik ve ayıplı iş bedeline hükmedilmesinde aykırılık bulunmadığından davalının bu yönlü istinafı yerinde değildir. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde yerel mahkemenin, tahsiline karar verilen ayıp giderim bedeline ilişkin kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, Manevi tazminat talebi yönünden yapılan değerlendirmede; satılanın ayıplı olması malvarlığı zararı dışında davacının kişilik hakkına haksız saldırı da teşkil etmemektedir....

          gizli ayıplı olarak satılan malın ayıbını öğrendikten sonra TKHK nun ll. maddesi gereğince satıcıya gerekli bildirimde bulunarak, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme seçimlik hakkını kullanmak istediğini, satıcı tarafından talebinin karşılanmadığını, iş bu davaya ilişkin öncelikle zorunlu arabuluculuk yoluna gidilmiş olup, davalı yanca arabuluculuk görüşmesine iştirak etmemesi sebebiyle herhangi bir sonuç alınamadığını, ayrıca bilindiği üzere aracın kilometresini hileli bir şekilde düşürmenin Türk Ceza Yasalarınca suç teşkil etmekte olduğunu, bu nedenlerle hileli olarak kilometresi düşürülen ve müvekkiline ayıplı şekilde satılan "34 XX 210" plakalı aracın satış bedelinden ayıp oranında indirim yapılmak suretiyle, bilirkişi raporundan sonra artırılmak üzere fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 12.000,00- TL'nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          , değerinin yüksekliği dikkate alındığında bu bedelin makul olduğu, 6502 sayılı yasanın 11/2 maddesi gereği tüketicinin seçimlik haklarından davalı satıcı Özgörkey A.Ş nin ve ithalatçı Borusan A.Ş nin davacıya karşı sorumlu oldukları, davacı tarafından ayıp sebebiyle öncelikle aracın ayıpsız misli ile değişimi, bunun mümkün olmaması halinde bedelde indirim yönünde terditli olarak seçimlik hak tercihinde bulunulmuş ise de, 6502 sayılı yasanın 11/3 maddesinde, ücretsiz onarım veya malın ayıpsız misli ile değişiminin satıcı için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması halinde tüketicinin sözleşmeden dönme veya ayıp oranında bedelde indirim haklarından birinin kullanılabileceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu araçta satıştan önce var olan ayıpların niteliği, ayıpların aracın kullanımını ve konforunu olumsuz etkilemeyen hafif nitelikte ayıplar olması, misli ile değişimin davalılar için orantısız güçlükleri beraberinde getirecek olması karşısında davacının seçimlik hak...

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, ayıp sebebiyle misli ile değişim olmadığı takdirde bedelde indirim istemine ilişkindir. İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; 6100 sayılı HMK'nun 355. maddesindeki düzenleme gereğince, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırılık bulunup bulunmadığı hususlarıyla sınırlı olarak inceleme yapılmıştır. Davacının davalıdan aldığı aracın ayıplı olduğu iddiasıyla misli ile değişim veya bedelde indirim talep ettiği, mahkemece davanın bedelde indirim olarak kabulüne karar verildiği, tarafların karara karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Öncelikle araç alma işleminin 4077 sayılı kanun döneminde olduğu, bu sebeple uyuşmazlığın çözümünde 4077 sayılı kanun hükümlerinin uygulanması gerektiği tespit edilmiştir....

          TÜKETİCİ MAHKEMESİ TARİHİ : 15/12/2021 NUMARASI : 2021/245 ESAS - 2021/1023 KARAR DAVA KONUSU : Malın Ayıplı Olması KARAR : İlk derece mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına yönelik davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş ve dosya istinaf incelemesi yapılmak üzere dairemize gönderilmiş olmakla 6100 sayılı HMK'nın 353. maddesi uyarınca dosya incelendi....

          UYAP Entegrasyonu