O halde mahkemece, aracın km.sinin değiştirilip değiştirilmediğinin tespiti, gizli ayıp nedeni ile davacının talep edebileceği bedelde indirim miktarının belirlenmesi ve ayrıca davacının talep ettiği masrafların araçta tespit edilen gizli ayıptan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, masrfaların neler olduğu ve rayice uygun olup olmadığının tespitini içeren mahkeme, taraf ve kanun yolu denetimine açık bilirkişi raporu alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür....
in beyanına ve banka makbuzuna dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle davanın kısmen kabulü ile depo edilen 63.600,00 TL'nin davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 28.03.2013 tarihli satış ile dava konusu 1234 parsel sayılı 2120 m2 yüzölçümlü, elma bahçesi vasıflı taşınmazın 1/2 payı davalı ...'e 80.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 60.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. ... ......
Mahkemece, dava konusu payın keşfen belirlenen değeri ve tanık beyanlarına dayanılarak davacının bedelde muvazaa iddiasına itibar edilmek suretiyle 1.996,20 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 11.07.2011 tarihli satış ile dava konusu 176 parsel sayılı 8880,00 m2 yüzölçümlü, bahçe vasıflı taşınmazın 65/1776 payı davalılardan İ.. C..'a 35.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 6.00,00-700,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Yargılama devam ederken davalı İ.....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin 17.02.2016 tarih, 2014/83 E-2016/26 K sayılı kararı ile davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatladığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A. Bozma Kararı 1.İlk Derece Mahkemesinin (III.) bentte belirtilen kararına karşı süresi içinde davalılar vekili temyiz isteminde bulunmuştur. 2.Yargıtay 14. Hukuk Dairesi’nin 28.05.2019 tarih, 2016/5881 E-2019/4876 K sayılı ilamı ile davacıların bedelde muvazaa iddiasında bulundukları ve bedelde muvazaa iddiasının yeteri kadar araştırılmadığı gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacıların bedelde muvazaa iddiasını ispat ettikleri ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. V. TEMYİZ A....
nun dava konusu taşınmazın satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olmadıkları görgüye dayalı bilgileri de bulunmadığı, sadece dava konusu taşınmazla ilgili bedel tahmininde bulundukları davalı tanıklarının da bedelde muvazaa yapıldığı yönünde beyanlarının olmadığı anlaşılmıştır. Dava konusu payın keşfen belirlenen değeri de tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir....
Davalı vekili, akitte gösterilen satış bedeli ve tapu masrafları toplamının depo edilmesi halinde davayı kabul ettiklerini, aksi takdirde davacının bedelde muvazaa iddiasının ve davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiası yerinde görülerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir. Somut olayda, önalım hakkına konu 56 ada 7 parsel sayılı taşınmazda 19.03.2013 tarihli akitle 1/2 pay dava dışı paydaşlar tarafından davalıya satılmıştır. Davacı, tapuda satış bedelinin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, 50.000,00 TL değer üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir. Önalım davalarında davacının bedelde muvazaa iddiasının kanıtlanabilmesi için dinlenen davacı tanıklarının akitte taraf olmayan, satış bedelinin ödenmesi sırasında tarafların yanında olan, görgüye dayanan bilgileri bulunan kişiler olması gereklidir....
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Davacı satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını her türlü delille ispatlayabilir. Ancak keşif tek başına bedelde muvazaa iddiasını kanıtlamaya yeterli değildir. Somut olayda, 2350 ada 1 parsel sayılı taşınmazda 1/3 pay 11.06.2014 tarihli satış ile davalıya 500.000,00 TL bedelle satılmıştır. Davacı, dava konusu payın gerçekte 200.000,00 TL'ye satıldığını, önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Bilirkişi heyetinin 11.05.2015 ve 16.02.2016 tarihli raporunda 1/3 hissenin değerinin 314.814,02 TL olduğu saptamıştır. Mahkemece davacı tarafından bedelde muvazaa iddiasını ispata yarayan başka bir kanıt sunulmamıştır....
Bu nedenle mahkemece, varsa davacının, bedelde muvazaa iddiasına ilişkin tanıkları dinlenilip, tüm delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği" belirtilerek hüküm bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, 1402 ada 2 parsel sayılı taşınmazda davalı ... adına kayıtlı 1197/2400 hissenin tapu kaydının iptali ile davacı adına tesciline, bedelde muvazaa iddiasının kabulüne, depo edilen 118.487,00 TL'nin davalıya ödenmesine, ipoteğin fekkine karar verilmiştir....
. - K A R A R - Davacı vekili, davalıya ara dinlendirme ve boston işleme makinesi satıldığını, mal bedeli 17.000,00 TL’nin mahkemenin ayıplı olduğu ileri sürülerek ödenmediğini, sözleşme konusu alacağın tahsili için başlatılan ilamsız takibe davalı borçlunun itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptalini ve %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir Davalı vekili, müvekkilinin taraflar arasında yapılan sözleşme gereği satın aldığı makineyi davacının sağlam ve çalışır vaziyette teslim edeceği, müvekkilinin de mal bedelini taksitler halinde ödeyeceğini, ancak davacının zamanında makineyi teslim etmediğini, daha sonra ayıplı ürün teslim ettiğini, müvekkilinin ayıplı mal nedeniyle bedelde indirim talep ettiğini ve ödemezlik def'ine bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, anlaşmalı boşanma takibe konu protokolünden kaynaklanan cezai şartın menfi tespitine karar verilmesi olmadığı takdirde takibe konu bedelde indirim yapılmasına ilişkin olup, 07.04.2015 tarihinde açılmıştır. 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun, 5133 sayılı Kanunda değişik 4/1. maddesi uyarınca, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun üçüncü kısmı hariç olmak üzere, ikinci kitabından kaynaklanan davalara aile mahkemelerinde bakılır. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında dikkate alınması zorunludur. Gerçekleşen bu durum karşısında görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....