Bu kapsamda taleple bağlılık ilkesi ve kısmi ıslaha göre ve özellikle bilirkişi ek raporunda bedelde indirim konusunun hesabının teknik olarak doğru bulunması gözetilerek 6098 sayılı TBK'nın 219 vd. maddelerinde düzenlenen ayıba karşı tekeffül hükümlerine göre dosyaya mübrez satış sözleşmesi, noter kanalıyla yapılan ayıp ihbarı, faturalar, ------bilirkişi ek raporu ve sair tüm deliler gözetildiğinde davaya konu aracın gizli ayıplı olduğu ve davacının seçimine göre bedelde indirim isteyebileceği sonuç ve kanaati hasıl olmuştur....
seçimlik hakkının bedelde indirim talebi olarak kabulü ile, 10.000- TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine" karar vermiştir....
Davalılar vekili, resmi senetteki toplam 300.000,00 TL satış bedelinin işleyecek faizi ve tapu masrafları ile birlikte vadeli bir hesapta depo edilmesi halinde davayı kabul ettiğini, bedelde muvazaa olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacının bedelde muvazaa iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle resmi senetteki değer üzerinden masraflar da eklenerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2-Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile davalı arasında kapsam ve şartları satıcı ile alıcı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli TMK'nın 734/2 maddesi uyarınca payın tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve tapu giderlerinin toplamından ibarettir....
Mahkemece, davalının bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından resmi akitte gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masrafları toplamı 46.647,50 TL depo ettirilerek davanın kabülüne, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu durumda, davacı taraf da bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamış olup davacı yararına dava dilekçesinde gösterilen 16.800,00 TL üzerinden, davalı yararına da mahkemece kabul edilen bedel ile dava dilekçesindeki değer arasındaki fark üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti tayini ve yargılama giderlerinin de bu orana göre taraflara yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Mahkemece, davalının bedelde muvazaa iddiası kanıtlanamadığından resmi akitte gösterilen satış bedeli ile tapu harç ve masrafları toplamı 46.647,50 TL depo ettirilerek davanın kabülüne, karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu durumda, davacı taraf da bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamış olup davacı yararına dava dilekçesinde gösterilen 16.800,00 TL üzerinden, davalı yararına da mahkemece kabul edilen bedel ile dava dilekçesindeki değer arasındaki fark üzerinden karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca vekalet ücreti tayini ve yargılama giderlerinin de bu orana göre taraflara yükletilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....
Davalı, bedelde muvazaa da bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, davalı temyiz etmiştir. Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir. Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden yargılama giderinin oranlama yapılarak paylaştırılması gerekir....
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir. Somut olaya gelince; Davacı, dava dilekçesinde satış bedelinde muvazaa iddiasında bulunmuş ve gerek dava dilekçesinde ve gerekse sonradan verdiği dilekçeyle tanık dahil tüm delillerini bildirmiştir. Davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir. Davacı muvazaa iddiası ile ilgili delillerini de bildirdiğine göre, mahkemece bedelde muvazaa iddiası konusunda araştırma ve inceleme yapılması ve depo ettirilecek bedelin saptanması gerekir....
Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut uyuşmazlıkta, davacı dava konusu payın gerçekte 180.000 TL olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak 200.000 TL gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı taraf bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamış, tapuda gösterilen satış bedeli ve tapu harç ve masrafları toplamı 208.130 TL üzerinden önalım hakkının tanınmasına karar verilmiştir. Bu durumda iddia olunan bedel ile mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli arasındaki fark üzerinden yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerekirken yargılama giderlerinin tümünün davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir....
Olayımıza gelince; davacı bedelde muvaaza iddiasında bulunarak önalım hakkı nedeniyle payın iptali ve adına tescilini talep etmiştir. Bedelde muvaaza iddiası satım sözleşmesinin tarafı olmayan davacı tarafından her türlü delille kanıtlanabilir. Davacı delil olarak tanık ve bilirkişi raporlarına dayanmıştır. Davalıya pay satan ... tanık olarak dinlenmiş, taşınmazı 30.000TL’ye sattığını beyan etmiş ve alıcı ile arasında düzenlenen 15.10.2011 tarihli protokol olduğunu bildirmiştir. Davacı tarafından da bu belgenin fotokopisi dosyaya ibraz edilmiştir. Mahallinde yapılan keşif neticesinde alınan bilirkişi raporu ile de dava konusu payın değerinin 25.000 TL olduğu belirlenmiştir. Tüm bu deliller ile davacı bedelde muvaaza iddiasını kanıtlamıştır....
Mahkemece yerinde yapılan keşif sonrasında düzenlenen 26.3.2012 tarihli bilirkişi raporunda payların değeri 45.000'şar TL olarak belirlenmiş ise de, keşif ve bilirkişi raporu, bedelde muvazaa iddiası yönünden tek başına yeterli kanıt oluşturmaz. Raporun davacının diğer delilleri ile de doğrulanması gerekir. Bu itibarla mahkemenin sadece bilirkişi raporuna dayanarak tapuda satış bedelinin yüksek gösterildiğini ve bedelde muvazaa iddiasının kanıtlandığını kabul etmesi yerinde değildir....