Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Eser sözleşmelerinde ayıplı imalât halinde iş sahibinin seçimlik hakları eserin iş sahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aykırı olması halinde sözleşmeden dönme ve bunun sonucu olarak ödediği iş bedelinin istirdadını isteme, eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme, aşırı masraf gerektirmediği takdirde bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere eserin ücretsiz onarılmasını isteme olmak üzere üç tanedir. Seçimlik hak kullanılıp yükleniciye ulaştırıldıktan sonra seçimlik haktan dönülmesi ve değiştirilmesi mümkün değildir. Ancak çoğun içinde az da vardır ilkesi uyarınca kullanılan seçimlik hakkın şartları oluşmamışsa yüklenici aleyhine daha hafif sonuçlar doğuran haklara göre yüklenici sorumlu tutulabilir. Davacı iş sahibi birleşen davasında eserin ayıplı yapılması sebebiyle eseri reddetmemiş, açıkça seçimlik haklarından bedel indirim hakkını kullanmıştır....

    A.Ş olduğunu, T2 ismi ise müvekkilinin markası olduğunu, müvekkilinin perakende satış yapmakta olduğunu, kendisine ait mağazası bulunmadığını, müvekkilinin davanın tarafı olmadığını, üretici olan müvekkilinden bedel iadesi istenemeyeceğini, davacının dava dilekçesinde seçimlik hakkını bedel iadesi olarak belirttiğini, talebinin de müvekkiline yönelttiğini, üretici olan müvekkiline karşı bedel iadesi talebinde bulunmasının hukuken mümkün olmadığını neticeten; haksız ve dayanaksız davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. İlk derece mahkemesince; "... yalnızca onarım ve değiştirme hakkının üretici ve ithalatçıya karşı kullanılabilecek haklardan olduğu anlaşılmaktadır. Üretici ile tüketici arasında bir sözleşme ilişkisi olmadığından, tüketicinin üreticiye karşı sözleşmeden dönme veya bedelde indirim haklarını kullanması düşünülemez. Çünkü tüketici, üreticiye bir ödemede bulunmamıştır. Eldeki davada davacı, üretici firma olan T2 (Meltem Modüler Mob. Kol. Son ve Tic....

    Davalı tarafça 15 (onbeş) adet pantolon bilirkişi incelemesine sunulabilmiş, diğerlerinin bedel indirimi yapılarak elden çıkartıldığı bildirilmiştir. Bilirkişilerce 1120 adet pantolondan sadece 15 tanesi incelenebilmiştir. Bu durumda ayıplı olduğu saptanan 15 adet pantolonlara ilişkin ayıp bedelinin mahsubuyla hüküm kurulması gerekirken incelenemeyen diğer pantolonların da ayıplı olduğu varsayımıyla tamamı üzerinden iş bedelinden indirim yapılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25.09.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, davalının davacıya 274.137,75 TL ödeme yaptığı, davacıya ait ürünler yangından önce 23,89 TL’den alınmasına rağmen yangında zarar görmesi nedeniyle aynı ürünlerin davacı tarafından piyasadan 25,91 TL 'den temin edildiği, davacının ürünleri yangında zarar görmeseydi davacının fiyat farkı ödemek zorunda kalmayacağından davacının fiyat farkından kaynaklanan zararının da davalı tarafından karşılanması gerektiği, KDV sirkülerine göre Maliye Bakanlığı’nca yangın sebebi ile mücbir sebep ilan edilmediği sürece yangın sonucu zayi olan mal nedeni ile yüklenilen KDV'nin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı, KDV Kanunu, KDV tebliği ve KDV sirküleri gereği yangın sonucu zayi olan ürünlerin indirim konusu yapılan KDV'sinin indirim konusundan çıkarılması gerektiği, davacı şirketin ürünleri aldığı ayda indirim konusu yaptığı zayi ürünlerin 21.931,02 TL'sını Eylül/2012 KDV beyannamesi ile Gelir İdaresine ilave edilerek ve KDV konumunda beyan...

        . - K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin davalıdan 4000 adet battaniye sipariş ettiğini, teslim edilen malların vaat edilen özellikleri taşımadığını, durumun bağımsız denetim organı ve tespit raporu ile tespit ettirildiğini, indirim talebinden olumlu sonuç alınamadığını ileri sürerek 60.866.02 Euronun davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevabında, Fransa’da tarafları ve konusu aynı olan davanın derdest olduğunu, Willezranche-Tarore Mahkemesinin yetkili bulunduğunu, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını, indirim talep eden davacının kar mahrumiyeti talep edemeyeceğini, belirterek davanın reddini istemiştir....

          Ancak; 1)Taşınmazın sit alanına alınması ve çıkarılmasının idarenin tasarrufuna bağlı olduğu gözetildiğinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11/1-g maddesi uyarınca arsa olarak tespit edilen değerinde indirim yapılmayarak bulunan karşılığına hükmedilmesi gerekirken, bu bedelden taşınmaz SİT alanında kaldığı gerekçesiyle indirim yapılarak değer biçen bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınmak suretiyle aza hükmedilmesi, Doğru olmadığı gibi; 2)7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedel bakımından; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması gerektiğinden, Mahkeme kararının açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin temyiz itirazları doğrultusunda H.U.M.K'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 06/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi. M.E...

            Mahkemece bu bedelden sökülen imâlatın davalı uhdesinde bulunduğu gerekçesiyle BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılarak 6.863,13 TL’nin tahsiline karar verilmiş ise de taraflar arasındaki uyuşmazlık BK'nın 355. maddesi ve devamında yer alan eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup imâlatın ayıplı olması durumunda iş sahibinin hakları BK'nın 360. maddesinde gösterilmiştir. Bu nedenle ayıp miktarı 2.500,00 TL’nin davacının talebi daha az bulunduğundan 12.700,00 TL’den mahsup edilerek kalan 10.200,00 TL’nin tahsiline karar verilmesi gerekirken olayda uygulama yeri bulunmayan BK'nın 42. maddesi uyarınca ayrıca indirim yapılması usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle tarafların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Mahkemece, davacının ayıp oranında bedelden indirim talebinin kabulü ile dava konusu araçtaki ayıplı navigasyon nedeniyle bedelden indirim olarak tespit edilen 7.069,44.TL bedelin 5000.TL sinin dava, 2.069,44.TL de ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ve feri müdahilden müşterek ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı ve feri müdahil tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, ayıplı ürün dolayısıyla bedel indirimi talebine ilişkindir. Mahkemece verilen ayıplı ürünün satış bedelinden indirim yapılmasına dair verilen kabul kararında feri müdahil aleyhine de tahsil yönünde hüküm kurulmuştur. Oysaki 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 69/1. maddesinde; feri müdahilin de yer aldığı bir davada, hükmün ancak taraflar hakkında verileceği düzenlemesine yer verilmiş olup, davanın tarafı olmayan fer'i müdahil hakkında da hüküm kurulmuş olması nedeniyle kararın bu yönüyle usul ve yasaya aykırı olduğu aşikardır....

                Hak ve nesafete uygun kira belirlenirken taşınmazın yeniden kiralanması halinde serbest şartlarda boş olarak kiraya verilmesi halinde getirebileceği kira bedelinden mahkemece hak ve nesafet kurallarına uygun indirim yapılarak kira bedelinin tespiti gerekir. Hükme esas alınan 04.03.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalının eski kiracı olduğu da değerlendirilerek indirim uygulanmak suretiyle kira bedelinin hak ve nesafete göre belirlendiği anlaşılmakta olup, Mahkemece ikinci kez indirim uygulanarak kira bedelinin belirlenmiş olması doğru değildir....

                  Dava, malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebine dair olarak tüketici hakem heyetinin başvurunun kabulüne yönelik verilen kararının iptali istemine ilişkindir. Davalı, tüketici hakem heyetine başvurarak malın ayıplı olduğu iddiasıyla sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinde bulunmuş, davacı üretici şirket ise sözleşmeden dönme ve bedel iadesi talebinin muhatabının tarafı olmadığını, üretici firma olduğunu ve satıcıya karşı ileri sürülmesi gerektiğini savunarak tüketici hakem heyeti kararının iptalini istemiştir. Uyuşmazlık; malın ayıplı olmasından kaynaklanan sözleşmeden dönme ve bedel iadesi seçimlik hakkının satıcı dışındaki üretici firmaya karşı ileri sürülüp sürülmeyeceği noktasında toplanmaktadır. 6502 sayılı yasanın 11....

                    UYAP Entegrasyonu