Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak; Uyulan bozma kararı üzerine alınan hükme esas bilirkişi raporunda tespit edilen bedel ile ilk hükümdeki miktar arasındaki fark bedelin bankada bloke edilmesine karar verilip fark bedel bloke ettirildikten sonra bu miktarın ödenmesine hükmedilmesi gerekirken fark bedel bloke ettirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Ancak; Uyulan bozma kararı üzerine alınan hükme esas bilirkişi raporunda tespit edilen bedel ile ilk hükümdeki miktar arasındaki fark bedelin bankada bloke edilmesine karar verilip fark bedel bloke ettirildikten sonra bu miktarın ödenmesine hükmedilmesi gerekirken fark bedel bloke ettirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Ancak; Uyulan bozma kararı üzerine alınan hükme esas bilirkişi raporunda tespit edilen bedel ile ilk hükümdeki miktar arasındaki fark bedelin bankada bloke edilmesine karar verilip fark bedel bloke ettirildikten sonra bu miktarın ödenmesine hükmedilmesi gerekirken fark bedel bloke ettirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak; Uyulan bozma kararı üzerine alınan hükme esas bilirkişi raporunda tespit edilen bedel ile ilk hükümdeki miktar arasındaki fark bedelin bankada bloke edilmesine karar verilip fark bedel bloke ettirildikten sonra bu miktarın ödenmesine hükmedilmesi gerekirken fark bedel bloke ettirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 04/07/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          -TL bedel ödeyerek taşınmazı geri alabileceklerini kararlaştırdıklarını ancak bedel ödemeye hazır olmalarına rağmen karşı tarafın anlaşmaya yanaşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemişlerdir. Mahkemece, dava dışı kişiler arasında yapılmış sözleşmeye göre davacı tarafa ödenmiş bir bedel olmadığı ve çekişme konusu taşınmazın davacı tarafından satın alındığı gerekçesiyle davalıların elatmalarının önlenmesine ve 6.381.-TL ecrimisilin davalılardan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla, Tetkik Hakimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre; davalıların temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 6.987.24....

            Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir. 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün ve 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçiçi 12. maddesinde; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiştir....

              Ancak; 1) İlk karar davalı tarafından temyiz edilmediğinden, bozma öncesi tespit edilen bedel yönünden idare yararına usuli kazanılmış hak oluştuğu, böylece bozma öncesi belirlenen bedel esas alınarak hüküm kurulması gerektiği gözetilmeksizin, yazılı şekilde fazla bedel tespiti, 2)Terkin yönünden eski hükmün kesin olduğundan bahisle yeniden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacı idareden peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine, davalıdan alınan temyiz ve taraflardan alınan temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 01/12/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Şöyle ki: Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, özel bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede, münavebeye alınacak ürünler için o yer gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünün münavebeye alınacak ürün listesi getirtilerek bedel tespiti yapılması gerekmektedir. Davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan yaygın münavebe ürünleri gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünden sorularak sonucuna göre bedel tespit edilmesi gerekirken, yalnızca buğday ve fiğ ürünleri münavebeye alınarak değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre bedel tespit edilmiş olması doğru görülmemiştir....

                  Şöyle ki: Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, özel bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede, münavebeye alınacak ürünler için o yer gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünün münavebeye alınacak ürün listesi getirtilerek bedel tespiti yapılması gerekmektedir. Davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan yaygın münavebe ürünleri gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünden sorularak sonucuna göre bedel tespit edilmesi gerekirken, yalnızca buğday ve fiğ ürünleri münavebeye alınarak değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre bedel tespit edilmiş olması doğru görülmemiştir....

                    Şöyle ki: Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, özel bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede, münavebeye alınacak ürünler için o yer gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünün münavebeye alınacak ürün listesi getirtilerek bedel tespiti yapılması gerekmektedir. Davaya konu taşınmazın bulunduğu bölgede uygulanan yaygın münavebe ürünleri gıda, tarım ve hayvancılık il/ilçe müdürlüğünden sorularak sonucuna göre bedel tespit edilmesi gerekirken, yalnızca buğday ve fiğ ürünleri münavebeye alınarak değerlendirme yapan bilirkişi raporuna göre bedel tespit edilmiş olması doğru görülmemiştir....

                      UYAP Entegrasyonu