Somut olayda, dava konusu taşınmazlar önce dava dışı belediye adına tescil edilmiş, davalı taşınmazları belediyeye bedel ödeyerek 12.9.1996 ve 17.12.1996 tarihlerinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan ... yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek satın ... davalıdan da talep etmesi düşünülemez. Bu bakımdan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- Yargılama giderleri ve harçları kural olarak, davada haksız çıkan (yani aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir....
Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı belediye adına tescil edilmiş, davalı taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek 28.4.1998 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan ... yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek satın ... davalıdan da talep etmesi düşünülemez. Bu bakımdan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- Yargılama giderleri ve harçları kural olarak, davada haksız çıkan (yani aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir....
Somut olayda, dava konusu taşınmaz önce dava dışı belediye adına tescil edilmiş, davalı taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek 15.4.1999 tarihinde satın almıştır. Davalı Yasanın geçici 3.maddesinin 2. fıkrasında sözü edilen adına doğrudan tescil yapılan gerçek yada tüzel hukuk kişisi olmadığından Hazineye bir bedel ödemesi gerekmez. Hazinenin belediyeden isteyemeyeceği bir bedeli taşınmazı belediyeye bedel ödeyerek satın alan davalıdan da talep etmesi düşünülemez. Bu bakımdan mahkemece davanın reddine karar verilmesi doğru olduğundan davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2- Yargılama giderleri ve harçları kural olarak, davada haksız çıkan (yani aleyhine hüküm verilen) tarafa yükletilir....
Davalı vekilince davacının bedel artırım dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediği, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği iddia edilmiştir. Dairenin 20/03/2022 tarihli geri çevirme kararı ile davacının bedel artırım dilekçesi/ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiğine dair evrakın gönderilmesi istenmiş, İtiraz Hakem Heyetinin 30/05/2022 tarihli yazısı ile davacının talep artırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı belirtilerek dosya daireye iade edilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacı tarafından verilen 22/08/2019 tarihli bedel artırım dilekçesinin, davalı tarafa tebliğ edilmediği ve davalı vekilinin, bedel artırım dilekçesinin tarafına tebliğ edilmeden hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği yönündeki itirazının, İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır....
Davalı vekilince davacının bedel artırım dilekçesinin kendilerine tebliğ edilmediği, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiği iddia edilmiştir. Dairenin 20/03/2022 tarihli geri çevirme kararı ile davacının bedel artırım dilekçesi/ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edildiğine dair evrakın gönderilmesi istenmiş, İtiraz Hakem Heyetinin 30/05/2022 tarihli yazısı ile davacının talep artırım dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiğine dair belgeye rastlanmadığı belirtilerek dosya daireye iade edilmiştir. Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacı tarafından verilen 22/08/2019 tarihli bedel artırım dilekçesinin, davalı tarafa tebliğ edilmediği ve davalı vekilinin, bedel artırım dilekçesinin tarafına tebliğ edilmeden hüküm kurulmasının hukuki dinlenilme hakkını ihlal ettiği yönündeki itirazının, İtiraz Hakem Heyeti tarafından reddedildiği anlaşılmaktadır....
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, tapu iptali ve tescil olmazsa bedel isteğine ilişkindir. Dosya içeriğine ve toplanan delillere, hükmün dayanağı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine. Hemen belirtilmedir ki, dava dilekçesinde tapu iptali ve tescil isteğinin kabul edilmemesi halinde bedel talebinde bulunulmuş, taşınmazların keşfen değerlerinin tespit edilmesinden sonra davacılar, 01/07/2016 tarihli ıslah dilekçeleri ile terditli istek yönünden 75.000,00 TL için dava tarihinden; 27.082,56 TL yönünden ise ıslah tarihinden itibaren faiz isteğinde bulunmuşlardır. Ne var ki; eldeki davada iddia, niteliği itibariyle haksız fiil olup, bedel için haksız fiil tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekir....
Mahkememizce tespit edilen bedel ile acele kamulaştırma dosyasından belirlenen bedel arasındaki fark olan 4.390,05- TL kamulaştırma bedelinin; neması ile kararla birlikte davacıdan alınarak tapu kaydındaki hisseleri oranında davalılara ödenmesine) kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkartılmasına, yerine ( davalı ...'...
İntifa hakkı 01.01.2002 tarihinden sonra kurulmuş ise, 4721 sayılı TMK'nın 700. maddesi uyarınca “Bir paydaşın kendi payı üzerinde intifa hakkı kurması halinde, diğer paydaşlardan biri intifa hakkının kurulduğunun kendisine tebliğinden başlayarak üç ay içinde paylaşma isteminde bulunursa; satış yoluyla paylaşmada intifa hakkı, buna ilişkin paya düşecek bedel üzerinde devam eder.” Somut olaya gelince; Dava konusu edilen ve satışına karar verilen 26528 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında davalılardan Halil kızı ... payının 1/2 hissesi üzerinde 01.04.1992 başlangıç tarihli davalı ... lehine intifa hakkı kurulduğu yazılıdır. Davacılar, dava konusu taşınmazda paydaşlığın satış yolu ile giderilmesini ve 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 700. maddesine göre intifa hakkının bedel üzerinde devamına karar verilmesini istemişlerdir....
Bu durumda mahkemece inşaat mühendisi teknik bilirkişiden sözleşmenin yapıldığı tarihte işin davalıya verilmeyip, başka bir yükleniciye verilmiş olsa idi fesih tarihinde kalan iş için bu 2. yükleniciye ödenmesi gereken bedel ile fesihten itibaren makul süre içerisinde kalan işin aynı koşullarla başka bir yükleniciye tamamlamak üzere verilmiş olması halinde 3. yükleniciye verilmesi gereken bedel bulunup kalan işin makul süre içerisinde başka bir yükleniciye yaptırılması halinde ödenmesi gereken bedel ile sözleşme tarihinde işin davalıya değil, başka bir yükleniciye verilmiş olması halinde kalan iş için ödenmesi gereken bedel arasındaki fark olan menfi zararın miktarı konusunda gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınıp bu şekilde hesaplanacak menfi zarara (2.500,00 TL'den fazla olmamak üzere) fazla ödeme 1.550,00 TL eklenmek suretiyle bulunacak asıl alacak miktarı üzerinden itirazın iptâline karar verilmesi gerekirken, menfi zarar hesabı yapmayan bilirkişi raporuna itibar edilerek ve...
Ancak; 20.08.2016 tarihinde kabul edilerek 07.09.2016 gün ve 29824 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6745 sayılı Kanunun 35. maddesi ile 2942 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddesinde; "24/02/1984 tarihli ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun hükümlerine göre yapılan imar uygulamalarından doğan idarelerin taraf olduğu her türlü alacak ve bedel artırım davalarında taşınmazın değeri; uygulamanın tapuda tescil edildiği tarih değerlendirme tarihi olarak esas alınmak ve o tarihteki nitelikleri gözetilmek suretiyle tespit edilir. Tespit edilen bu bedel, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi tablosu esas alınmak suretiyle dava tarihi itibariyle güncellenir ve ortaya çıkan gerçek bedel hak sahibine ödenir" hükmü getirilmiştir....