Mahkemece, bilirkişi raporu benimsemek suretiyle, taşınmazda gizli ayıp bulunduğu gizli ayıbın dairede meydana getirdiği kaybının %5 olup dava tarihindeki rayiç değere esas alındığında 10.000,00 TL değer düşüklüğüne neden olduğundan bu meblağın davalıdan tahsiline ilişkin verdiği karar davalı tarafın temyizi üzerine onanmış, davalı karar düzeltme talebinde bulunmuştur. 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre HUMK.nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddine, 2-4077 Sayılı Tüketici Koruması hakkında Kanunun 4.maddesi gereği; ayıplı mal satışında tüketici ayıp oranında bedel indirimi talebinde bulunduğu hallerde bedel indirimi taraflar arasındaki satış bedeli üzerinden yapılması gerekirken, değer kaybının taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedel esas alınarak yapılması usul ve yasaya...
Uyuşmazlık, mevcut ayıpların bedel iadesi gerektirip gerektirmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, dava konusu ürünlerin arzu edilen faydayı sağlamayacağı gerekçesi ile bedel iadesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Ne var ki, dosya içinde mevcut12/2/2014 tarihli bilirkişi raporunda, mevcut ayıpların düşük bir maliyetle giderilmesinin mümkün olduğu bu noktada toplam bedel üzerinden 3630,00 TL bedel indirimi yapılabileceği belirtilmiştir. Öyleyse, Davalının kusurları giderme çabaları, davacının ise ürünleri teşhir ürünü olduğunu bilerek satın alması karşısında artık davacının seçimlik haklardan yalnızca bedel indirimi isteyebileceği dikkate alınmalıdır. Mahkemece bu husus gözardı edilerek bedelin tamamının iadesi sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir. 3-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir....
KARAR Davacılar; davalıya ait aracın 25.11.2014 tarihinde davacı ... tarafından noter satış sözleşmesi ile satın alındığını, davalıya araç bedeli olarak 27.500,00 TL ödendiğini, davacı ...’un aracı daha sonra diğer davacı ...’a 27.11.2014 tarihinde devrettiğini, aracın trafik sigortasının yapılması için başvuru yapıldığı esnada aracın ağır hasarlı olduğunu öğrendiklerini, bu durumun satış öncesinde kendilerine bildirilmediğini, aynı zamanda aracın hasarlı olmasından kaynaklı olarak aracın onarımı için 1.252,26 TL masraf yapmak zorunda kaldıklarını, davalının araçtaki ayıptan sorumlu olduğunu ileri sürerek, ayıp oranında bedel indirimi yapılmak suretiyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL bedel indiriminin ve ayıp sebebiyle yapılan 1.252,26 TL masraf olmak üzere toplam 8.252,26 TL’nin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslahla talebini 9.927,00 TL’ye yükseltmiştir. Davalı; davanın reddini dilemiştir....
KARAR Davacı,31.12.2009 tarihinde ...Otomotivden 2010 model ... tipi hususi aracı 28.750 TL ye satın aldığını, 26.11.2010 tarihinde sol arka çamurluğu davalıya incelettirdiğini, sonradan boyandığının tesbit edildiği ve 5000 TL bedel teklif edildiğini ancak kabul etmediğini bildirerek aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep etmiştir. Davalılar davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece aracın ayıpsız misli ile değişimine karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Satışa konu araçta sol arka çamurlukta boyadan kaynaklı ayıp bulunduğu dosya içeriğinden anlaşıldığı gibi mahkemenin de kabulündedir.4077 sayılı yasanın 4. maddesinin 2.fıkrasında, “ Tüketici, malın teslimi tarihinden itibaren otuz gün içerisinde ayıbı satıcıya bildirmekle yükümlüdür. Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir....
Tüketici bu durumda, bedel iadesini de içeren sözleşmeden dönme, malın ayıpsız misliyle değiştirilmesi veya ayıp oranında bedel indirimi ya da ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Satıcı, tüketicinin tercih ettiği bu talebi yerine getirmekle yükümlüdür. Davacı, sözleşmeden dönerek bedel iadesini talep etmiş olup davaya konu ayıplar nazara alındığında bedel iadesini gerektiren bir husus olmasa da çoğun içinde az da vardır kuralı gereğince anılan yasanın 4/2. maddesine göre davacının ücretsiz onarım ve bedel indirim hakkının olduğunun kabulü gerekir. Yukarıda açıklandığı üzere toplanan deliller doğrultusunda bedel indirimi ve ücretsiz onarım hususları gözetilerek hakkaniyete uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu husus dikkate alınmadan eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dava, ayıplı üründe bedel indirimi istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 13. Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Dava ayıplı malın misli ile değiştirilmesi, mümkün olmazsa ayıp oranında bedel indirimi yada bedel iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu edilen aracın davalılara iadesi ile ücretsiz olarak yenisi ile değiştirilmesine şeklinde hüküm kurulmuştur. Aracın “yenisi” ile değiştirilmesi ibaresi infazda tereddüt yaratacak bir ifadedir. Ne var ki; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyip kararın düzeltilerek onanması HMUK'nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir....
Bilirkişi raporunda brüt 2.272,86 TL olarak tespit edilen fazla çalışma ücret alacağından %30 hakkaniyet indirimi ile fazla çalışma ücreti net 1.137,42 TL; brüt 219,60 TL olarak tespit edilen ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacağından %30 hakkaniyet indirimi ile net 109,00 olarak tespit edilmiştir.Mahkemece davalı lehine 534,56 TL vekalet ücreti ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında davalılar lehine hakkaniyet indirimi haricinde reddedilen bir tutar olmaması nedeniyle davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi hataldır. Aynı şekilde yargılama gideri bakımından da kabul ve red oranı yalnızca hakkaniyet indirimi nedeniyle reddedilen kısımdan kaynaklanmaktadır. Bu sebeple davalılar lehine yargılama giderine hükmedilmesi de hatalıdır....
Mahkemece, davacının talebinin bedel indirimi değil, yalnızca bedel iadesi olduğu gerekçesiyle davanın tümden reddine karar verilmiştir. Ancak mahkemenin de dayandığı bilirkişi raporunda, “dava konusu aracın motor kaputu ve sol arka çamurluktaki boya kalınlığının standart ölçülere uymadığı, gizli ayıp niteliğinde olduğu, ancak maldan sürekli yararlanmaya engel olmayıp yalnızca aracın değerinde 3000 TL Lik değer kaybı meydana getirdiği” tespit edilmiştir. Somut olayda aracın 2012 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 1 yıl 5 ay boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın bedeline hükmedilmesinin TMK 2. maddesindeki hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır. Bu durumda araçta oluşacak zararı telafi etmek için bedel indiriminin değerlendirilmesi gerekir. Dairemizin kural olarak uygulaması nispi metod yöntemi ile değer kaybının belirlenmesidir....
Kanun gereğince tüketici, ayıplı malın ayıpsız misli ile değiştirilmesi, bedel iadesi, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme haklarına sahiptir. Verilen kararın hak ve menfaatler dengesini aşırı ölçüde bozması halinde; Mahkemece, ayıp oranında bedel indirimi veya ücretsiz onarım isteme hakkının da değerlendirilmesi gerekecektir. Olayımız yönünden yapılan değerlendirmede ise aracın 2001 yılında satışının yapıldığı, dava tarihine kadar yaklaşık 8 yıl boyunca kullanıldığı dikkate alındığında sözleşmenin feshi ve aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine hükmedilmesinin hakkaniyet ilkesine aykırı olacağı açıktır....