WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sanıkların bahçesi ile katılanın bahçesinin komşu olduğu ve aralarında sulama nedeniyle anlaşmazlık bulunduğu, katılanın, sanıkların bahçeyi sulamakta kullandığı derenin üst tarafından boru vasıtasıyla kendi taşınmazına su getirmek suretiyle bahçesini suladığı, suça konu borunun birçok yerinden kesilerek zarar verildiği, katılanın sanıkların borusuna zarar verdiğinden bahisle şikayetçi olduğu olayda, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak mahkumiyete yeter somut ve inandırıcı delil elde edilemediğinden beraatlarına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 24/11/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

      Davacı, kayden maliki olduğu 6027 ada 20 parsel sayılı taşınmaza komşu 1 parsel maliki davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale etmesi nedeniyle davalı aleyhine açtığı elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabul edildiğini,yapı ruhsatı aldığı halde taşkın bina nedeniyle taşınmazı üzerine bina yapamadığını ileri sürerek dava tarihi olan 01.08.2012 tarihinden geriye dönük 5 yıllık toplam 10.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalı,iyiniyetli olduğunu belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, yargılama sırasında elatmanın önlenmesi ve yıkım istekli davanın derecattan geçmek suretiyle kesinleştiği, 01.08.2007-01.08.2012 tarihleri arasındaki dönem için bina geliri üzerinden hesaplanan bilirkişi raporuna göre davacının 13.956,00 TL ecrimisil hakkının bulunduğu gerekçesi ile ve taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne karar verilmiştir....

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : None NUMARASI : 2016/449 ESAS- 2021/113KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle)|Haksız İşgal Nedenli KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Müvekkilinin, İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Başıbüyük Mahallesinde kain, 15415 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın sahibi olduğu ve bu taşınmazın üzerinde yapılmış müvekkile ait bir bina bulunduğu; davalıların müvekkilin binasının bitişiğinde bulunan 4 parsel sayılı taşınmazın malikleri olduğu, müvekkilin binasının inşaatı sırasında davalıların, "iki bina arasına pislik birikmesin" diyerek kendilerine ait arada kalan ve atıl durumdaki 8,54 m2'lik yerlerini bağımsız bölüm başına 500 TL olmak üzere toplamda 5.000,00 TL bedelle müvekkile vereceklerini beyan etmiş oldukları, müvekkilinin de bu öneriyi kabul ederek, tevhit ve ifraz işlemlerinin yapılması için gereğini yaptığını, davalılardan sadece T8 sonradan fikir değiştirerek taahhütte...

        Somut olayda; sanık ve katılanın aralarında 30.01.2006 tarihli protokole göre anlaşma yaparak bankadan kredi çektikleri, kredi çekilirken krediye karşı katılanın annesi adına kayıtlı taşınmazına ipotek konulduğu, bu anlaşmaya istinaden dava konusu çekin ise hatır çeki olarak katılana verildiği, sanığın bankaya olan borcunu geç ödemesi nedeniyle katılanın teminat çeki olarak verilen çeki tahsil etmek için bankaya ibraz edildiği, sanığın katılana borcu olmadığından bankaya talimat vererek çekin ödenmesini engellediği, sanığın bankadan çektiği parayı ödemesi sonucunda katılanın annesinin taşınmazına konulan ipoteğin kaldırıldığı, çekteki imza ve yazıların sanık tarafından doldurulup imzalandığı, dolayısıyla belli bir anlaşma ve protokole göre iş yapılmış olup, olayda sanığın dolandırıcılık kastının olmadığı dolandırıcılık suçunun oluşmadığına yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir....

          İ.., 66 parsel sayılı taşınmazına davalıların sınırdan tecavüzde bulunduğunu, elatmanın önlenmesi ile binanın tecavüzlü kısmının yıkılmasını istemiştir. Davalı-karşı davacı vekili, müvekkilinin inşaatını kendi arazisine yaptığı kanaatiyle ve iyiniyetle yaptığını, inşaatın yapımına bizzat davalı taraf ve ailesinin de yardımcı olduğunu ve hiçbir itirazları olmadığını ileri sürerek TMK' nın 725. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleştirilen davanın aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı-karşı davacı K.. G.. vekili temyiz etmiştir. Kendi malzemesiyle başkasının taşınmazına inşaat yapan bir kişi bu inşaatını komşusunun taşınmazına taşırmış olabilir, bu durumda TMK'nın 725. maddesindeki koşullar gerçekleşmiş ise taşırdığı bölümün mülkiyetinin kendisine verilmesini isteyebilir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 609 parsel sayılı taşınmazına komşu 94 sayılı parsel malikleri olan davalıların taşkın bina ve duvar yapmak suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve bina, duvar ile muhdesatın yıkımı isteklerinde bulunmuştur. Davalı ..., davanın reddini savunmuş, diğer davalı ... ise bir savunma getirmemiştir. Mahkemece, davalıların kendi mülkiyetlerinde bulunan 94 parsel sayılı taşınmaza inşa ettikleri bina ve duvarın davacıya ait 609 sayılı parsele taştığı, davalı tarafın binanın kendileri tarafından yapılmadığına dair bir itirazının da bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

              in payını haricen satın aldığı anlaşılmaktadır.Başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanunun 684 ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüz'ü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış Medeni Kanunun 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur.Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724 maddesine göre), "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir....

                Bilindiği üzere; başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Medeni Kanun'un 684 ve 718. maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası (mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olur. Yasa koyucu bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmamış, Medeni Kanun'un 722, 723, 724. maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulmuştur. Bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı (mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve Medeni Kanun'un 724. maddesine göre "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir."...

                  Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

                    UYAP Entegrasyonu