"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ VE YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden paydaşı olduğu 119 ada 79 parsel sayılı taşınmazına komşu 46 sayılı parsel maliki davalı ... ile oğlu olan diğer davalı ...'ın taşınmazının bir bölümüne yapılanmak suretiyle müdahale ettiklerini, daha önce davalı ... hakkında aynı yerle ilgili açılan elatmanın önlenmesi davası ile davalı ...'in açmış olduğu temliken tescil davasının birlikte görülüp, yapılan yargılama sonucunda elatmanın önlenmesine ve temliken tescil davasının ise reddine dair verilen kararın kesinleştiğini, ancak komşu olmaları nedeniyle şimdiye kadar yıkım talep etmediğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir. Davalılar, davalı ...'ın malik olmadığı gibi fiili bir müdahalesinin de bulunmadığını, davalı ...'ın da davacının taşınmazına müdahalesinin bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır....
Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2019/1903 KARAR NO : 2022/391 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : KURTALAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 02/05/2019 NUMARASI : 2018/147 2019/230 DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Temliken Tescile Dayalı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda kurulan hükmün Bölge Adliye Mahkemesince incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle dosya incelendi....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı, 67 parsel sayılı taşınmazdaki metruk binayı 14.11.1997 tarihinde dava dışı ablası Bedriye’den satın aldığını, binayı yıkarak yeni bina yapımına başladığını, davalının açtığı tapu iptali ve tescil davası sonucunda taşınmazın davalı adına tesciline karar verildiğini, bu davadan süresinde haberi olmadığından binayı bitirdiğini, iyiniyetle yaptığı bina değerinin zemin değerinden fazla olduğunu ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini veya bina bedeli olarak şimdilik 100.000 TL’nin faiziyle davalıdan alınmasını istemiştir. Davalı, hükmen tescil edilen taşınmaza tescil davasının açılmasından sonra bina yapımına başlandığını, davacının kötüniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin reddiyle 180.000 TL tazminatın davalıdan alınmasına karar verilmiştir....
* 4721 sayılı TMK'nin 729. maddesine göre, bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır. Bilindiği üzere, haksız inşaattan (TMK mad. 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad. 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. * 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin; tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu belirtildikten sonra, bu talepten fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği hükme bağlanmıştır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez." şeklindedir....
Dava, el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nin 729. maddesine göre, bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır. Bilindiği üzere, haksız inşaattan (TMK mad. 724) kaynaklanan temliken tescil isteklerinin müstakil davaya konu olacağı sabit iken taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteklerinin (TMK mad. 725) savunma yoluyla da ileri sürülebileceği gerek yargısal uygulamada, gerekse öğretide benimsenen kuraldır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26.maddesinin 1.fıkrasında, hakimin; tarafların talep sonuçları ile bağlı olduğu belirtildikten sonra, bu talepten fazlasına veya başkasına karar veremeyeceği hükme bağlanmıştır. Açılan bir davada hakim istenilenden fazlasına veya başka bir şeye hükmedemez....
Davalılar-birleştirilen dava davacıları vekili temyiz dilekçesinde; davacının taşınmazında bir küçülme yokken tecavüzün varlığının kabulü ile belirlenen alanın ifrazına ve temliken tesciline karar verilmesinin adalete aykırı olduğunu, öncelikli taleplerinin tecavüz olmadığı takdirde davacının davasının reddi, tecavüz var ise temliken tescil yönünde olduğunu, davacının tecavüze dair iddiası reddedilmişken tecavüz varmış gibi zemindeki sözde taşma için bedel ödeyip bu kısmın ifraz edilerek temliken tescile dair verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, hükmün bu yönüyle çelişki içerdiğini, taşınmazların birbirine tecavüzlü gibi görünme sebebinin ölçüm teknolojilerinin farklılaşmasından kaynaklığı dosya kapsamındaki tüm bilirkişi raporlarında belirtilmişken, özellikle de dava konusu ada içerisinde tüm parsellerdeki taşınmazların sanki birbirine tecavüzlü gibi göründüğü ve bu hatanın yenileme kadastrolarıyla giderileceği ortaya konmuşken müvekkillerin davacıya bedel ödemesi hukuka aykırı olduğunu...
Bu genel kuralın yasadan kaynaklanan istisnalarından biri TMK'nın 724. maddesinde düzenlenen kendi levazımı ile başkasının taşınmazına inşaat(yapı) yapılması, diğeri de TMK'nın 725. maddesinde düzenlenen taşkın inşaat halidir. Olayımızda TMK’nın 724. maddesinde düzenlenen hal söz konusu olup, TMK’nın 724. maddesinde bina sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak bina sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Davalı-karşı davacı birleştirilen dosyada, TMK’nın 724. maddesine dayalı temliken tescile karar verilmesini istemiştir....
Somut olayda ise, önceki davada elatmanın önlenmesi istenmiş, bu davada ise temliken tescil talebinde bulunulmuştur. Bu davanın konusu olan temliken tescil istemi önceki davada irdelenmemiştir. O halde önceki dava, eldeki dava için kesin hüküm teşkil etmez. Mahkemece işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.04.2011 tarihinde oybirliği ile karar verildi...