Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Her ne kadar söz konusu yapıların yapılmasına davalıların rızasının bulunduğu, Davalı İsa'nın keşifte alınan beyanında altı depo üstü teras olan yeri muris İlhan'ın yaptığı kabul ettiği sabit ise de, davacılar tarafından yapıların yapımı sırasında davalılar tarafından zeminin mülkiyetinin kendilerine geçirileceği vaad edildiği, davacılar tarafından iddia ve ispat edilmemiş olup davacıların mülkiyetin ileride kendilerine geçireleceği inancıyla hakeret etmedikleri, taşınmazın çaplı taşınmaz olduğu, dolayısıyla temliken tescil için gerekli subjektif koşulun gerçekleşmediği anlaşıldığından, davacıların temliken tescil taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur. Davacı vekilinin üst hakkı talebinin yasal şartları oluşmadığından mahkeme hükmü ile kurulamayacağından bu talebin reddine" dair karar verilmiştir....

Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....

    Olay ve karinelerden durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan ağaç sahibi temliken tescil talebinde bulunamaz. Somut olayda; tarafların keşif tutanağına geçirilen sözlerinden davacı mülkiyet hakkı sahibinin 12.9.1997 tarihinde satın aldığı taşınmaz üzerindeki ağaçların davalıya ait olduğunu sandığı, temliken tescil davacısı ...’inde ... dikilen yerin kendisine ait olduğunu zannederek kayısı fidanı diktiğini beyan ettikleri görülmektedir. Bu beyanlara göre hem arazi maliki ve hem de başkasının arazisine ... diken kişi iyi niyetlidir. Bu açıklamalardan sonra somut olaya dönüldüğünde: 1-8.3.1950 tarih ve 22/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararında vurgulandığı üzere ecrimisil, başkasının taşınmazını haksız olarak elinde bulunduran kötü niyetli kimsenin o taşınmaz malikine ödemesi gereken, kural olarak bir miktar paradır....

      Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalı tarafından davacının çaplı taşınmazına elatılması nedeniyle, davacıya ait 12.01.2016 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen ... Mah. 638 ada 10 parselde bulunan ve raporda A harfi ile gösterilen 3,78m²'lik kısmı bakımından temliken tescil için gerekli koşullardan birisi olan “iyiniyet” koşulun oluştuğundan bahsedilemez. Ayrıca dava konusu taşınmazın, ... Belediyesi Plan ve Proje Müdürlüğünün 06.06.2016 tarihli yazısı ile ifraz edilmeyeceği de anlaşılmıştır. Bu nedenle davalının temliken tescil talebinin reddi ile davacının müdahalenin men’i ve kal taleplerinin değerlendirilerek esas hakkında karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde temliken tescil isteğinin kabulü doğru olmamıştır....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.04.2008 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.10.2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, tapulu taşınmazda iyiniyet iddiasında bulunulamayacağını, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, dava kabul edilmiştir. Hükmü, davalılar temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 684. ve 718.maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

          Bu açıklamalardan sonra dava konusu olaya gelince; davacı vekilinin, müvekkilinin taşınmazına yapılan elatmanın önlenmesine, yapıların kaline ve taşınmazın eski hale getirilmesine ve söz konusu taşınmazın davalılarca haksız olarak kullanılması sebebiyle toplam 1.000 TL ecirimisil bedelinin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ettiği, davalının süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile temliken tescil ve tazminat talebinde bulunduğu, yerel mahkemece yapılan yargılama sonunda müdahale talebinin kabulüne, ecrimisil talebinin reddine karar verildiği, davalının karşı talebi yönünden bir değerlendirme yapılmadığı, verilen kararın davalı T3 tarafından istinafa taşındığı görülmüştür. Temliken Tescil talebi yönünden; TMK'nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil ile karşı dava olarak temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; karşı davanın reddine dair verilen 02.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen dava TMK'nin 725. maddesine dayalı temliken tescil isteklerine ilişkindir....

            Eldeki bu davada ise Türk Medeni Kanunun 724 ve 729.maddelerine dayanılarak temliken tescil isteminde bulunulmuştur. Görülüyor ki, önceki dava ile sonradan açılan bu davadaki hukuki sebepler farklı olduğundan kesin hükümden söz edilemez. Diğer taraftan çekişme konusu taşınmaz tapuda kayıtlı olmadığından davacıların Türk Medeni Kanununun 724 ve 729.maddelerine dayanarak tescil isteme olanağı da yoktur. Gerçekten, başkasının arsası üzerine kendi malzemesi ile inşaat yapan veya kendisine ait fidanları başkasının arazisine diken malzeme malikinin Türk Medeni Kanunun 723.maddesine dayanılarak arazi malikinden uygun bir tazminat isteme hakkı varsa da bunun için arsa sahibinin yapılan binanın ve dikilen ağaçların kaldırılmasını istememesi veya bu isteği fahiş zarara yol açacağı için reddedilmiş olması gerekir. Çünkü bu gibi durumlarda arazi sahibi arazisi üzerine yapılan bina ve dikilen ağaçlar nedeniyle haklı bir sebep olmaksızın nedensiz zenginleşecektir....

              Medeni Kanununun 725. maddesinde öngörülen temliken tescil koşullarının varlığı kanıtlanamadığı gibi imar öncesi kadastral parsellerde kayıttan ve mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı bulunmadığına göre; davalının temyiz itirazı yerinde değildir. Reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 71,36 TL. bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 14.02.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

                  UYAP Entegrasyonu