Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davaya konu taşınmazın bölgede yapılan kadastro çalışmaları sonucunda 1975-1979 yılları arasında tescil harici bırakıldığı, daha sonra 06.05.2009 tarihinde... adına tapu oluşturulduğu, davacı ... ’nin 1999 ve 2009 yıllarında; davacı ...’ın 2008 yılında, davacı ...’nin 2009 yılında binalarını yaptıklarını ileri sürdükleri ancak Hazine adına ihdasen tapu oluşturulmasından önce davacılar yararına TMK’nin 713. maddesi uyarınca zilyetlikle iktisap koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır. Öte yandan, temliken tescile ilişkin yukarıda değinilen ilkelere göre davacılar yararına temliken tescil koşullarının oluştuğundan da sözedilemez. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçeyle yazılı şeklide hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir....

    Davalı vekili imar uygulaması ile oluşan taşkınlık nedeniyle temliken tescil istenemeyeceği, ayrıca davacının ilave yapısının 1974 yılında yapılmış olup kısmen yıkımının mümkün olduğu, ayrıca kaim bedel değil maliyet bedeli üzerinden depo kararı verilmesi gerektiğini beyanla davanın reddini, birleştirilen 2011/21 Esas sayılı dosyada davalı vekili 26.01.2011 tarihli dilekçesi ile 114 ada 14 parseldeki taşınmazına yapılan müdahalenin men'ine, tecavüzlü yapıların yıkımına ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir....

      Davalı-birleştirilen davada davacı vekili; davalının iyiniyetli olarak kendisine ait 160 ada 14 parsel sayılı taşınmaza inşa ettiği binanın, davacılara ait 160 ada 13 parsel sayılı taşınmaza taştığını belirterek, binanın komşu parsele taşan kısmının bedeli karşılığı tapu iptali ve temliken tescili, mümkün olmaması durumunda irtifak hakkı tesisi isteklerinde bulunmuşlardır. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleştirilen davada temliken tescil talebinin reddine, 2. kademede talep edilen irtifak hakkı tesisinin kabulüne karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen davada; Dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi ve yıkım, birleşen dava tapu iptal ve tescil isteklerine ilişkindir. Davacı-birleştirilen dosyanın davalısı, 208 ada 13 parselin maliki olduğunu 208 ada 12 parselin maliki olan davalının taşınmazına yaptığı inşaatın kendi taşınmazına taştığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini ve binanın yıkılmasını istemiştir. Davalı-birleşen dosya davacısı, taksim krokisine göre arazinin kendisine ait olduğunu, bununla ilgili tapu iptal ve tescil davası açtığını belirterek taksim krokisindeki sınırları aşan kısım için temliken tescil isteminde bulunmuştur....

          tescil talebinde bulunduklarını, raporların çelişkili olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, TMK 725. maddesi uyarınca temliken tescil yada irtifak hakkı tesis edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

            Maddesine göre yapılan incelemede davacının satın aldığı yer üzerine bina yapması nedeniyle iyiniyetli olduğu, objektif unsurunda gerçekleştiği ancak belediye yazı cevabına göre fen bilirkişisinin krokisine göre dava konusu yapılan taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı anlaşıldığından Temliken tescil isteminin reddine, ıslah ile yapmış olduğu ikinci kademedeki yapının ve bahçesinin mülkiyetinin davacıya ait olduğunun tapu kaydının beyanlar hanesine işlenmesi talebinin ise davacının hukuki yararı bulunmaması nedeniyle reddine, sonuç olarak tüm taleplerin reddine karar verilmiştir. Temliken tescil isteminin de söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin karşılıklı olarak davada yer almaları gereklidir. Paylı mülkiyete tabi taşınmazlarda inşa edilen bina arzın tamamlayıcı parçasıdır (mütemim cüzüdür). Kural olarak bina, üzerinde bulunduğu ana gayrimenkule tabidir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 31.08.2005 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 19.11.2008 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.09.2010 günü murafaa icrasından sonra dosyada görülen eksiklik nedeniyle evrak mahalline iade edilmiştir. Anılan eksikliğin giderilmesinden sonra dosya tekrar Dairemize gönderilmiş olmakla, içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davalılar, duruşmalara katılmamış ve cevap dilekçesi vermemişlerdir....

              Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı-karşı davacılar tarafından dava konusu taşınmaz üzerine bina inşa edilmesinde iyiniyetli oldukları kanıtlanamadığından temliken tescil talebine yönelik davanın reddi yerinde olup davacının tüm, davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir. 2- Davalı-karşı davacıların diğer temyiz itirazlarına gelince; Davalı-karşı davacılar temliken tescilin mümkün olmaması halinde ayrıca tazminat isteminde de bulunmuşlardır. Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir....

                Davalı, davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada davacı ... vekili, müvekkilinin miras nedeniyle dava konusu taşınmazda malik olduğu zaman bina inşa etmeye başladığını, taşınmazın imar uygulaması sonucu davalı ... adına yazıldığını, davacının iyi niyetli olduğunu belirterek, taşınmazdaki bina yerinin tapusunun iptali ile uygun bedel karşılığında davacı adına tecsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine, davacının mülkiyetin geçirilmesine yönelik isteminin kabulü ile 8309 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan, bilirkişi ...'ın 12.02.2015 tarihli krokisinde davalı ... tarafından yapıldığı gösterilen 2 katlı bina ile ağaçların mülkiyetinin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi de dikkate alınarak davacı ...'e geçirilmesine, bina ve ağaç bedeli olarak depo edilen 61.040,40TL'nin karar kesinleştiğinde davalı ...'e verilmesine, birleştirilen temliken tescil davasının reddine karar verilmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu