Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, davacının taşınmazı muristen satın aldığına ilişkin yazılı delil ibraz edilmediği, davacı tarafça ne kadar bedelle satın alındığına ilişkin beyanda bulunulmadığı, taşınmazın davalıların murisinden satın aldığı hususunun ispat edilemediği, yine satış hususu kabul edilse bile taşınmazın bina bulunan kısmının ifrazının mümkün olmadığı, bu nedenle tapu iptali ve tescil davasının reddine; dinlenen tanık beyanları ve diğer delillere göre davacının taşınmaza 3 katlı bina yapmasına davalıların murisi tarafından rıza gösterildiği, bu sebeple davacının taşınmazın üzerine yaptığı bina değerini davalılardan isteyebileceği anlaşıldığından davacı tarafın tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmü davacı vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir. 1-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesi sonucu; Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir....

    Davacılar vekili TMK’nın 724. maddesine dayanarak temliken tescil talebinde bulunmuştur. Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; Mahkemece temliken tescil talebinin reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, dava konusu taşınmazın üzerinde müvekkilinin evi olduğunu ileri sürerek temliken tescil isteminde bulunmuş ise de dava konusu olan ve davalı T5 adına kayıtlı 121 ada 6 parsel sayılı taşınmazın kadastro tutanağının 07.10.1982 tarihinde kesinleşerek taşınmazın çapa bağlandığı, taşınmaz üzerindeki binanın tanık anlatımları ve Belediye ve Aydem'den gelen müzekkere cevaplarına göre 1992- 1993 yılları arasında yapılmış olduğu anlaşılmaktadır....

    Davalı, davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada davacı ... vekili, müvekkilinin miras nedeniyle dava konusu taşınmazda malik olduğu zaman bina inşa etmeye başladığını, taşınmazın imar uygulaması sonucu davalı ... adına yazıldığını, davacının iyi niyetli olduğunu belirterek, taşınmazdaki bina yerinin tapusunun iptali ile uygun bedel karşılığında davacı adına tecsilini istemiştir. Mahkemece, asıl davada elatmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine, davacının mülkiyetin geçirilmesine yönelik isteminin kabulü ile 8309 ada 8 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan, bilirkişi ...'ın 12.02.2015 tarihli krokisinde davalı ... tarafından yapıldığı gösterilen 2 katlı bina ile ağaçların mülkiyetinin 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi de dikkate alınarak davacı ...'e geçirilmesine, bina ve ağaç bedeli olarak depo edilen 61.040,40TL'nin karar kesinleştiğinde davalı ...'e verilmesine, birleştirilen temliken tescil davasının reddine karar verilmiştir....

      Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

        Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir....

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....

            Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur. Ayrıca iyiniyet inşaatın başladığı andan tamamlandığı ana kadar devam etmelidir. Yine hemen belirtilmelidir ki, çapa bağlı bir taşınmazda bina yapan kişi kural olarak iyiniyetli kabul edilemez. Kaldı ki somut uyuşmazlıkta, davacıların binanın yapıldığı tarihte 10-12 yaşlarında olduğu saptanmıştır. Dolayısıyla, iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden, davanın dinlenme olanağı bulunmamaktadır....

              Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet ... sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

                DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, temliken tescil istemine ilişkindir. Yerleşik uygulamaya göre yasal ayrıcalıklar dışında, TMK’nın 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. TMK’nın 724ve 725. . maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş, böylece muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine bazı koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir....

                birleştirilen davanın davacısı yönünden TMK’nın 725. maddesi gereğince açılan temliken tescil davalarında aranan iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden temliken tescil taleplerinin reddi gerektiği, birleştirilen davanın davacısının temliken tescil talebinin mümkün olmaması halinde elatmanın önlenmesi ve kal talebinde de bulunduğu, 1517 ve 1518 sayılı parsellerin müşterek sınırı dikkate alındığında asıl davanın davacısı ...'...

                  UYAP Entegrasyonu