Dava, Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi için, malzeme sahibinin iyiniyetli; yapı kıymetinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olması ve yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesi koşullarının bulunması gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.09.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil ile karşı dava olarak temliken tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine; karşı davanın reddine dair verilen 02.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne duruşma isteğinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, çaplı taşınmaza elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; birleştirilen dava TMK'nin 725. maddesine dayalı temliken tescil isteklerine ilişkindir....
(Objektif koşul) c) Üçüncü koşul ise yapıyı yapanın (malzeme sahibinin), taşınmaz malikine uygun bir bedel ödemesidir. d) Yukarıda değinilen üç koşulun yanısıra, yapının bulunduğu arazi parçası davalıya ait taşınmazın bir kısmını kapsıyor ise tescile konu olacak yer, inşaat alanı ile zorunlu kullanım alanını kapsayacağından mahkemece iptal ve tescile karar verebilmek için bu kısmın ana taşınmazdan ifrazının da mümkün olması gereklidir. Yukarıda yazılı ilkeler ışığında taraflar arasında ki uyuşmazlığa gelince; Asıl dava elatmanın önlenmesi, birleştirilen dava ise TMK. 724. maddesine dayalı tapu iptali tescil istemine ilişkindir. Mahkemece hem davacının elatmanın önlenmesi davasını kabul etmiş ve davalı...'ın taşınmazdan tahliyesine karar verilmiş, hemde karşı dava temliken tescil istemini kabul ederek taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı-karşı davalı... adına tesciline karar vermek suretiyle çelişki yaratmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.03.2008 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil, olmadığı taktirde binanın ekonomik değerinin ödenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kesin hüküm nedeniyle reddine dair verilen 23.05.2008 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, Türk Medeni Kanununun 724.maddesine dayalı temliken tescil, ikinci kademedeki istek, davacı tarafından yapılan binanın ekonomik değerinin dava tarihi itibariyle tespiti ile binanın arsanın mütemmim cüz'ü sayılarak tespit edilecek ekonomik değerin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Bu kural, malzeme sahibinin, elattığı taşınmazın başkasının mülkü olduğunu bilmemesini veya beklenen tüm dikkat ve özeni göstermesine karşılık bilebilecek durumda olmamasını ya da yapıyı yapmakta haklı bir sebebinin bulunmasını ifade eder. Malzeme sahibinin tescil istemi ile açtığı davada iyiniyetin varlığı iddia ve savunmaya bakılmaksızın mahkemece re’sen araştırılmalıdır. Ne var ki, 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği gibi olay ve karinelerden, durumun özelliklerine göre kendisinden beklenen dikkat ve özeni göstermemiş olduğu açık bulunan malzeme sahibinin temliken tescil talebinde bulunması mümkün değildir. Çünkü bu gibi durumlarda kötüniyet karşı tarafın ispatı gerekmeden belirlenmiş olur....
Davalı dava konusu 3 parselde yer alan binadan önce taşınmazda bulunan gecekondu ile beraber arsayı dava dışı kişiden 1974 yılında satın aldığını ve daha sonra Belediyeye bedel ödemek suretiyle 1239 ada 10 parsel sayılı taşınmazın adına tescil edildiğini, bu tescilden sonra gecekonduyu yıkarak yerine 5 katlı bina yaptığını belirterek iyiniyet savunmasında bulunmuş ise de eldeki davadan önce ... tarafından açılan temliken tescil istemli ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/517 Esas, 2011/730 Karar sayılı dosyasında mahkemece ...’un davacı, ...’nın davalı olduğu ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 198/443 E. sayılı dosyası ile elatmanın önlenmesi ve kal talep edildiği , yine idari işlemi iptali için İdare Mahkemesine başvurulduğu, bütün bu aşamalardan haberdar olan ...’nın binanın inşasına devam etmesinin iyiniyetli kabul edilemeyeceği gerekçesiyle 01.12.2011 tarihinde davanın reddine karar verilmiş, karar 23.05.2012 tarihinde onanarak kesinleşmiştir....
Temyiz Sebepleri Davacılar-karşı davalılar vekili özetle; ecrimisil talebinin reddi ve karşı davanın kabulü kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının iyiniyetli olarak kabulünün yerin olmadığını, kal masraflarının davacıya yüklenemeyeceğini, ecrimisil şartlarının vekil edenleri lehine oluştuğunu, davalılar-karşı davacılar tarafından müvekkillerine temliken tescil davasının açılamayacağını, muhdesat bedeline hükmedilemeyeceğini, tazminat talebinin taşınmazı sonradan edinen vekil edenlerine karşı ileri sürülemeyeceğini, kaçak, ruhsatsız ve müvekkilin kullanım amacına uygun olmayan bina ve ağaçların gerçek değeri üzerinden tazminata karar verilemeyeceğini ve nispi vekalet ücreti yerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin de hatalı olduğunu ileri sürmüştür. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Asıl dava, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil; karşı dava ise, temliken tescil ve tazminat isteklerine ilişkindir. 2....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/04/2019 NUMARASI : 2017/697 ESAS - 2019/235 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Taşkın Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : K A R A R TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Lüleburgaz Sarıcaali Köyü 2519 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davalı tarafın ise müvekkilin parseline komşu olan Sarıcaali Köyü 2520 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkilin taşınmazı iktisap tarihi olan 1985 tarihinde kendi arazisi üzerinde bina inşaatına başlamış olduğunu, iki yıl kadar inşaatın temel aşamasında kalmış ve kademeli olarak yapılarak 1987 yılında kullanılır hale gelmiş ve o tarihten bu yana müvekkil tarafından kullanılmakta olduğunu, müvekkilin bugüne kadar olan kullanımlarına davalının herhangi bir itirazda bulunmamış olduğunu, müvekkilin dava konusu parsel ile ilgili gerekli ölçümleri yaptırmış olmasına rağmen her nasılsa müvekkili tarafından...
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; 1- Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde temliken tescil koşullarının oluşmadığı sonucuna varılmıştır. Bu durumda temliken tescil isteminin reddine karar verilmesi gerekir. Mahkemece; dava konusu taşınmazların 1984 yılından beri çapa bağlı oldukları ve diğer koşullar göz önüne alınarak birleştirilen davanın reddine karar verilmesi gerekirken değinilen bu yönler gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 2- Dosya kapsamından 99 ada 39 sayılı parselde yapılan binanın davacıya ait 99 ada 31 sayılı parsele tecavüzlü olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece 99 ada 36 sayılı parselden ifrazen oluşan 39 ve 40 sayılı parsellerin güncel tapu kayıtları getirtilmeli ve yeniden keşif yapılmalıdır....
Temelli yapı niteliğinde olmayan ve taşınmazın tamamlayıcı parçası niteliğini taşımayan yapılar temliken tescil istemine konu oluşturamaz. Öte yandan davacılar kendilerine ait malzeme ile yaptıkları yapının depo kısmı dava konusu 789 ve 790 parsel sayılı taşınmazlara taşmış ve taşan kısım harici satış senedine konu edilmiş ise de taşan kısmın ifrazının da mümkün olmadığı tespiti yapıldığından, Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yazılı yukarıda açıklanan temliken tescil koşulları davacılar yararına gerçekleşmemiştir. Bu konuda kabul kararı verilmemesi isabetli ise de mahkemece, davacılara ait deponun davalılar taşınmazına taşan kısmı için sözleşmeye konu satış bedelinde güncelleme yapılarak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre tespit edilen tazminattan tüm davalıların sorumlu tutulması doğru değildir. Sonradan taşınmazda pay sahibi olan bir kısım davalıların, üzerindeki yapı ile birlikte taşınmazı satın aldıkları anlaşıldığından sebepsiz zenginleşmeleri söz konusu değildir....