Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İSTİNAF NEDENLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; "davalının bu taşınmazı tapu siciline güven ve aleniyet ilkesi gereği satın aldığını, davacının harici satın almasının geçersiz olduğunu, taşınmaz üzerine bina yapmakta iyi niyetli olmadığını, temliken tescil koşullarının oluşmadığını" ifade ederek mahkeme kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir. KANITLAR DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE: İstinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen karar hakkında; HMK.nın 355. maddesindeki düzenleme uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine ilişkin aykırılık bulunup bulunmadığı yönü gözetilerek yapılan inceleme sonucunda aşağıdaki değerlendirmeler yapılmıştır: Dava, başkasının arazisine bina yapımı nedeniyle tapu iptali ve temliken tescil isteğine ilişkindir. TMK’nın 684 ve 718. maddeleri hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

Şöyle ki, dava konusu bina Hazineye ait 1293 parsel sayılı taşınmaz üzerine davacı bayii ... ... tarafından yaptırılmıştır. Daha sonra 1293 parsel ifraz edilmiş, ifraz ile oluşan 1435 parsel 15.11.1985 tarihinde ... ...’ya ..., 1435 sayılı parselde 30.07.2004 tarihinde ifraz edilmiş, tapuya arsa vasfında tescilinden sonra ifrazı ile oluşan kayda yine aynı tarihte “üzerindeki binanın 3.83 m2’lik kısmın 3311 parsele tecavüzlüdür şeklinde belirtme düşülmüş ve taşınmazı aynı tarihte beyanlar sütunundaki belirtme ile birlikte davacı tapudan almıştır. Bina daha yapım aşamasında ... olarak yapılmış, Hazineye ait taşınmaz üzerine bina inşa eden kişinin Hazineye karşı temliken tescil isteğinde bulunması mümkün olmadığı gibi sonradan bu taşınmazı satın ... kişi yasal prosedüre uygun olarak malik olsa bile bina nedeniyle temliken tescil isteğinde bulunamaz....

    Mahkemece, TMK'nın 724. maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebinde bulunabilmek için davacı tarafından başkasının tapulu taşınmazına öncelikle yukarıda belirtilen nitelikleri taşıyan bir yapının inşa edilmiş olması gereklidir. Böyle bir yapı mevcut olduğu takdirde daha sonra başkasının taşınmazına inşa edilen yapı nedeniyle temliken tescil koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu gündeme gelecektir. Davacının temliken tescil talep etmiş olduğu yere inşa ettiği duvar yapı niteliğinde olmadığından davada artık davacı yararına temliken tescil koşullarının mevcut olup olmadığının araştırılmasına gerek bulunmamaktadır. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulü doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir....

      HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1109 KARAR NO : 2022/571 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : ASLİYE TARİHİ : 18/02/2021 NUMARASI : 2019/2 ESAS, 2021/52 KARAR DAVA KONUSU : Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle Temliken Tescil KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....

      Birleşen davada davalı-davacı, paydaşı olduğu 507 parsel sayılı taşınmaz ile 506 parsel sayılı taşınmazların evveliyatının bir bütün olduğunu, taşınmazın ifrazdan önce binanın babası tarafından yaptırılarak kendisine bırakıldığını ileri sürerek, Türk Medeni Kanunun 724. maddesi hükmü uyarınca temliken tescil istemiştir. Mahkemece, 507 parsel sayılı taşınmazın davacıdan başka paydaşların bulunduğu, davacının tek başına temliken tescil isteminde bulunamayacağı ve korunmaya değer hakkının olmadığı gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteminin kabulüne, birleştirilen davadaki temliken tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalı- davacı temyiz etmiştir. Türk Medeni Kanununun 684. ve 718. maddesi hükümleri gereğince yapı, üzerinde bulunduğu taşınmazın mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) haline gelir ve o taşınmazın mülkiyetine tabi olur....

        "İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.06.2011- 05.11.2012 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil- temliken tescil olmazsa tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulü, karşı davanın reddine dair verilen 14.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Asıl dava, el atmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, birleştirilen dava ise temliken tescil mümkün olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir....

          Somut olayda; davacının harici satış sözleşmesine dayanarak davalılar aleyhine açtığı tapu iptali ve tescil davasının ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/104 Esas, 2013/175 Karar sayılı ilamı ile reddedilerek kesinleşmesi üzerine davacı temliken tescil istemiyle eldeki davayı açmıştır. Dosya içindeki bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporundan dava konusu taşınmaz üzerinde 89 m2 inşaat temeli bulunduğu, binanın tamamlanmadığı anlaşılmıştır. Türk Medeni Kanununun 724. maddesi uyarınca temliken tescile karar verilebilmesi için öncelikle bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüz’ü (tamamlayıcı parçası) nitelikte bina yapması ve binanın tamamlanmış olması gerekir. Davacı kendisine ait malzeme ile davalıya ait taşınmaza tamamlanmış bir bina yapmadığı gibi bilirkişi raporuna göre yapı değerinin taşınmazın değerinden açıkça fazla olmadığı da ortadadır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ-YIKIM-ECRİMİSİL Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 924 ada 25 parsel sayılı taşınmazına komşu 22 parsel sayılı taşınmaz maliki davalıların taşkın bina inşa etmek suretiyle müdahale ettiklerini ileri sürerek, el atmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil, olmazsa tecavüz edilen kısmın bedelinin tahsili isteminde bulunmuştur. Davalılardan ..., davanın reddi gerektiğini belirterek, savunma yoluyla temliken tescil isteğinde bulunmuş; diğer davalılar davanın reddini savunmuşlardır. Mahkemece, müdahale olgusunun sabit olduğu gerekçesiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne; ecrimisil ve temliken tescil isteminin reddine karar verilmiştir. Karar, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....

              ın davacı taşınmazına tecavüzü imar uygulaması ile oluştuğundan bina bedelinin davalıya ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım davasının kabulüne, ecrimisil istemi ile davalının temliken tescil talebinin de reddine karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava ve birleşen dava, imar parseline elatmanın önlenmesi, yıkım ve ecrimisil isteklerine ilişkin olup mahkemece, bina bedelinin davalıya ödenmesi suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi doğrudur. davalı ...'nin sair temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ancak, çekişme konusu parsel içinde kalan, bilirkişi rapor ve krokisinde B harfi ile gösterilen bölüm yönünden yıkım kararı verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, dava konusu 23 sayılı parsel dışında kalan bölümler yönünden de yıkım kararı verilmiş olması doğru değildir....

                Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının inanç sözleşmesine dayanmadığı, TMK’nun 724. maddesinde tanımlanan temliken tescil nedenine dayalı tapu iptal ve tescil talep ettiği anlaşılmaktadır. Dava konusu binanın bulunduğu arsa niteliğindeki 88 parsel sayılı taşınmaz 07.09.1995 tarihinde satış nedeniyle davalı ... adına kayıtlıdır. ... İl Özel İdaresi, İmar ve Kentsel İyileştirme Müdürlüğü’nün 07.10.2008 tarihli yazısından taşınmaz üzerine davalı ... adına inşaat ruhsatı alınarak bina yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı binanın yurtdışında çalıştığı dönemde gönderdiği paralar ile yapıldığını iddia etmiştir. Dosya kapsamı ve mevcut duruma göre bina değeri arsa değerinden fazla olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiş ise de, binanın davacı tarafından yapıldığı kanıtlanamamıştır. Ayrıca, davacı dava dilekçesinde de açıkladığı üzere 88 parsel sayılı taşınmazın bina yapıldığı tarihte kendisine ait olmadığını bilmektedir. Bu nedenlerle, temliken tescil koşulları oluşmadığı açıktır....

                  UYAP Entegrasyonu