Türk Medeni Kanunu'nun 729.maddesinde; "Bir kimse başkasının fidanını kendi arazisine ya da kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikerse, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümler bunlar hakkında da uygulanır" denilmektedir. TMK'nın 722.maddesinde ise; Bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı; ancak, sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği; aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır....
Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2022/690 KARAR NO : 2022/1367 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : PAMUKOVA ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 28/02/2019 NUMARASI : 2018/370 ESAS, 2019/65 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Başkasının Taşınmazına Bina Yapımı Nedeniyle) KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalının eşinin kardeş olduklarını, 1285 parsel sayılı taşınmazın öncesinde müvekkili ile annesi Fehime KISACIK'a ait olduğunu, Fehime KISACIK tarafından yaklaşık 30 sene önce müvekkili oğlu ile davalının eşi olan diğer oğluna zeminde yer gösterilerek devredildiğini, müvekkilinin de bu yer gösterme nedeni ile yaklaşık 30 sene önce kendisine ayrılan yere ev inşa ettiğini ve ağaçlar diktiğini, davalının eşi ile müvekkilinin bu taşınmazı bu şekilde fiilen taksim ettiklerini halen de bu taksime göre kullanımının sürdüğünü, tapu malikinin taşınmazı davalı olan...
-TL olduğunun belirlendiğini, bilindiği üzere başkasının taşınmazına, temelli ve kalıcı nitelikte yapı yapılması durumunda, Türk Medeni Kanunun 684 ve 718 maddelerinin hükümleri gereğince yapı üzerinde veya altında bulunduğu taşınmazın tamamlayıcı parçası(mütemmim cüzü) haline geleceğinden ana taşınmazın mülkiyetine tabi olacağını, yasa koyucunun bu konumdaki taşınmaz maliki ile yapıyı yapan kişi arasındaki ilişkiyi genel hükümlere bırakmadığını, Medeni Kanunun 722,723,724 maddelerinin özel hükümleri ile düzenlemeyi uygun bulduğunu, bir kimse kendi malzemesi ile başkasının taşınmazına sürekli esaslı ve tamamlayıcı(mütemmim cüz) nitelikte yapı yapmışsa ve (Medeni Kanunun 724 maddesine göre), "yapının değeri açıkça arazinin değerinden fazlaysa iyiniyetli taraf uygun bir bedel karşılığında yapının ve arazinin tamamının veya yeterli bir kısmının mülkiyetinin malzeme sahibine verilmesini isteyebilir.", söz konusu madde hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere taşınmazın mülkiyetinin yapı malikine...
Öte yandan; davacı taraf dava dilekçesinde terditli olarak tescil isteminin hüküm altına alınmaması halinde taşınmaz üzerine inşaa ettiği bina nedeniyle tazminat isteminde bulunmaktadır. TMK'nın "Tazminat" başlıklı 723. maddesi : "Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hâkim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hâkimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir." hükmünü içermektedir. Buna göre; TMK'nın 723. maddesinden doğan davacının tazminat isteminin değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir....
ın tazminat miktarından sorumlu olmayacağına ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davalı ...'nin taşınmazı haricen sattığı, davalı ...'nin de kabulündedir. Ayrıca Nuri beş yıl önce 1500 TL bedeli davacıdan aldığını da kabul etmiştir. Dava konusu taşınmaz üzerinde yer alan bina taşınmaza değer kattığından davacı yararına sadece TMK'nın 723/son maddesi uyarınca malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değerine ilişkin bir tazminata hükmedilmelidir. Mahkemece yapılacak iş; keşif yapılarak binanın dava tarihi itibariyle asgari levazım bedelinin saptanarak davalı ...'nin de kabulüne göre davacı tarafından ödenen 1.500,00 TL arsa bedelinin de dava tarihine kadar beş yıl içinde güncellenmiş değerinin hesaplanıp davalı ...'den tahsiline karar vermekten ibarettir. Tazminat bedelinin bina ve muhdesatların yapım yılı itibariyle değeri hesaplattırılarak sorumluluğu bulunmadığı halde davalı ...'dan da tahsiline karar verilmesi doğru değildir...''...
olduğu, davalıya ait olan ve sonrasında kat irtifakı tesis edilen 28 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ise zemin+5 katlı bina olduğu, dosya içerisinde yer alan 29/01/2014 tarihli fen bilirkişisi raporuna göre; 21 parsel sayılı taşınmaz ile 28 parsel sayılı taşınmaz arasında kalan kısımda beton zemin olduğu, toplam 11.53 m2 olan beton zeminin 8.86 m2'lik kısmının davacıya ait olan 21 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı, yine 30/01/2014 tarihli ...... bilirkişi raporuna göre dava konusu davalıya ait ......ın verdiği zararın toplam maliyetinin 1.931,13 TL olduğu, davacıya ait binanın girişinin proje üzerinde ön cephede bulunduğu, ancak bina yapılırken girişin davalıya ait binanın sağ yan cephesine bakan cepheye yapıldığı, 12/12/2014 tarihli ...... bilirkişisi ek raporuna göre de, davacıya ait zemin katın kiraya verilememesi nedeniyle 7 aylık ecrimisil tazminatı bedelinin 2.100,00 TL olduğunun tespit edildiği, ...... .........
GEREĞİ DÜŞÜNÜLÜP GÖRÜŞÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan T6'ın yine davalı As-El İnşaat tarafından yapımı gerçekleştirilen Efe Apartmanı bina yönetimine ait bahçe duvarının çatlaması nedeniyle davalılardan muris Şükrü Turhal'a ait yönetimindeki kepçe ile davalı Efe Apartmanı bina yönetiminin tehlike arz eden duvarının yıkımı esnasında müvekkil şirkete ait inşaatın sınırında bulunan istinat duvarının altını da boşalttığını, davalılardan Şükrü'ye ait kepçenin üzerine yatarak kepçenin hasarlanmasına sebep olduğunu, altı tamamen boşalan ve temelsiz kalan duvarın ise demirle yapıldığını, beton duvar olması sebebiyle bir blok halinde kepçenin üzerine devrildiğini, yapılan duvarın müvekkil şirkete ciddi maliyeti olduğunu, davalılarca kusurlu olarak yıkılan müvekkille ait duvarın yeniden yapımı için harcanan bedelin şimdilik 5.000,00 TL'sinin duvarın yaptırıldığı tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu zararın davalılardan...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : ELATMANIN ÖNLENMESİ, YIKIM Taraflar arasında görülen davada; Davacı, kayden maliki olduğu 850 parsel sayılı taşınmazına komşu 851 parsel paydaşı davalının taşkın yapısıyla müdahale ettiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davacıya ait taşınmaza davalının taşkın bina yapmak suretiyle müdahale ettiğinin belirlendiği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...'in raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü....
İstinaf talebinde bulunan davacı tarafından, 1163 sayılı kooperatifler kanunu gereğince davalı ortaklarının kooperatifin alacaklılarına karşı mamelekiyle sorumlu olduğunu, borçlu kooperatifin iflasına karar verildiğini ve kooperatifin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, ortağın kooperatif borçları için sermaye payından başka ve ek olarak sorumlu tutulduğunu, davacının kooperatife ödemiş olduğu bedelin bina yapımı ve diğer giderler için kullanıldığını, davacıların sebepsiz zenginleştiğini, bu nedenle mahkemece verilen kararın hatalı olduğu, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de; Mahkemece taraf delillerinin usulüne uygun olarak toplandığı, değerlendirilerek tartışıldığı, kooperatif ana sözleşmesi gereğince davalıların taahhüt ettikleri pay tutarı kadar sorumlu olmaları ve kooperatif ortaklarının sınırsız sorumlu olmamaları nedeniyle mahkemece verilen kararın dosyada mevcut deliller kapsamında usul ve yasaya uygun olması nedeniyle başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki...