Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/103 Esas sayılı dosyasında da bağıştan rücu hukuki sebebine dayalı dava açtıklarını, mahkemenin davayı usulden reddettiğini, bu kararın kesin hüküm mahiyetinde olduğunu, kayıtsız şartsız bağışlama işlemi yapıldığından bağıştan dönme koşullarının oluşmadığını, davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, taşınmazın paylı mülkiyete tabi olup diğer paydaşların tapudaki mülkiyeti devam ederken taşınmazda semt spor sahası işlemi yapılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davalının imar planına uygun şekilde spor sahası yapmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’ın raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü....

    İlk derece Mahkemesince, taşınmazın kayıtsız ve şartsız olarak davalıya bağışlandığı, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanının reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, taşınmazın mülkiyetinin vakfın tüzel kişilik kazanmasıyla birlikte vakfa geçmiş olduğu, tescilin yolsuz olmadığı, bağıştan rücu koşullarının oluştuğundan söz edilemeyeceği gerekçeleriyle istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 04.03.2021 Perşembe günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davalı vekili Avukat ... geldiler, davetiye tebliğine rağmen ihbar olunan .......

      Davacı, evlenmeleri sırasında davalıya hediye olarak takılan ziynetlerin iadesini istemiş; davalı bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir. 6098 sayılı TBK'nun 295. maddesinde bağışlanan; bağışlayana veya yakınlarından birine karşı ağır bir suç işlemişse, bağışlayana veya onun ailesinden bir kimseye karşı kanundan doğan yükümlülüklerine önemli ölçüde aykırı davranmışsa ya da yüklemeli bağışlamada haklı bir sebep olmaksızın yüklemeyi yerine getirmemişse, bağışlama konusunun geri istenebileceği öngörülmüştür....

        O halde, tapu iptal ve tescile konu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcın eksik kalan kısmı tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacınm bağıştan rücu, olmazsa alacak istekli davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Davacı erkeğin birleşen davası bağıştan rücu niteliğinde olup, Borçlar Kanununa dayanmaktadır. Talep, Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, bu istek ile ilgili asliye hukuk mahkemesi görevlidir. Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Bu bakımdan, davacı erkeğin bu talebi ile ilgili olarak görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmesi ve yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/403 Esas sayılı dosyası ile velayet değişikliği yapılarak velayetin babaya verildiği, iş bu kararın 29/12/2016 tarihinde kesinleştiği, her ne kadar davacı taşınmazın 1/2 hissesini davalıya 10 yıllık iştirak nafakası karşılığında verildiğini, tarafların bu şartla boşandıklarını, bu nedenle 1/2 hisse devrenini şartlı bağış olduğunu, davalının velayet görevinini gereklerini yerine getirmediği için bağıştan rücu ettiğini iddia etmiş ise de protokolden de açıkça anlaşılacağı üzere taşınmazın 1/2 hissesinin 10 yıllık nafaka karşılığı verildiği, hal böyle olunca bir bağıştan söz edilemeyeceği, bu nedenle 1/2 hisse yönünden tapu iptal ve tescile karar verilmemesinin yerinde olduğu anlaşılmakla davacının bu yöndeki istinaf itirazının yerinde olmadığı kabul edilmiştir....

          Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davalı ... yönünden davanın kabulüne, davalı ... yönünden husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir....

            -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde bedel istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesince, bağıştan dönme koşulları oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK'nın 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılması ile bağıştan dönme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekilince temyiz harçları yönünden adli yardım talepli olarak temyiz edilmiştir. Hemen belirtmek gerekir ki; adli yardıma ilişkin usul ve esaslar 6100 Sayılı HMK’nın 334 ila 340. maddelerinde düzenlenmiş olup aynı Kanunun 336/3. maddesine göre adli yardım talebi kanun yollarına başvuru sırasında Yargıtayada yapılabilir....

              DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Dairemizce; resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK md. 355) inceleme sonucunda; İlk derece mahkemesince verilen karara karşı yalnızca davalı-davacı erkek tarafından bağıştan rücu sebebiyle ziynetlerin aynen, olmadığı takdirde bedelinin tahsiline ilişkin taleplerinin reddi bakımından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup asıl davanın reddi ve karşı davadaki mehir senedinin iptaline ilişkin verilen kararlar istinaf incelemesi dışında bırakılarak kesinleşmiştir....

              Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürüyen (makable şamil) ve hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan şartlı (koşullu) veya yüklemeli (mükellefiyetli) şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 6098 s. Türk Borçlar Kanunun (TBK) 291/2. maddesi uyarınca yüklemenin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de, TBK'nın 295/3. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır. Bu itibarla salt kullanılan sözlerin değil, tarafların gerçek iradelerinin ve bağışlayanın asıl amacının ortaya çıkarılması gerekir....

              Dairenin 08.11.2016 tarih ve 2016/17371 Esas, 2016/14520 Karar sayılı kararı ile davacının tapu iptali ve tescil ile taşınmazın tapu kaydına aile konutu şerhi konulması talebine yönelik davada temyiz itirazlarının incelenmesinde; tapu iptal ve tescil talebi yönünden dava dilekçesinde taşınmazın değerinin 10.000,00 TL olarak gösterildiği, Mahkemece maktu harçla davanın görüldüğü; yapılan keşifle taşınmazın dava tarihi itibariyle değerinin 127.557,00 TL olarak belirlendiği, buna göre tapu iptal ve tescile konu taşınmazın dava tarihi itibariyle belirlenen değeri üzerinden hesaplanacak nispi peşin harcın eksik kalan kısmı tamamlatılmadan, yargılamaya devam edilerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının usul ve kanuna aykırı olduğu; davacının bağıştan rücu, olmazsa alacak istekli davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde ise; davacı erkeğin birleşen davası bağıştan rücu niteliğinde olup davacı erkeğin bu talebi ile ilgili olarak Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik...

                UYAP Entegrasyonu