"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil, bağıştan rücu, zilyetliğin iadesi Davacı- birleşen davanın davalısı ... ile davalı-birleşen davanın davacısı ... aralarındaki tapu iptali, tescil, bağıştan rücu ve zilyetliğin iadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Ilgın Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.07.2007 gün ve 482/361 sayılı hükmün Yargtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R Davacı ... vekili dava dilekçesinde; davalı ... ile vekil edeni arasında Ilgın Noterliğince düzenlenen 27.6.1980 tarih ve 3567 yövmiye sayılı bağış senediyle ve senette mevkii ve sınırları açıklanan taşınmazın vekil edeni derneğe bağışlandığını, daha sonra yapılan kadastro çalışmaları sırasında davalı ... tarafından bağışlanan ve senette yer alan taşınmazın ... adına tespit edildiğini, daha...
alındığı” şeklinde algı oluşturacak kanaatle bitmediğini ve devam eden mahkemeyi dahi etki altına alacak ve gerçekle ilgisi bulunmayan bir kanaatle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, kardeşim olan davalının kendisinin ve babasının bütün kazancının üstüne oturduğunu ve en değerli taşınmazları ve Kavak kooperatifine kayıtlı iki TIR aracını üzerine geçirdiğini, dava konusu evin davalı altı yaşında iken yapılmış bir ev olduğunu, kendisinin yapması veya yardım etmesinin dahi imkansız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir....
E)DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava, koşullu bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemizce, HMK'nın 334 ve devamı maddelerindeki şartların bulunması nedeni ile davalı tarafından istinaf kanun yoluna başvuru sırasında talep edilen adli yardım talebinin kabulüne karar verilmiştir. Somut olayda, bağış yapan muris Rıfat Geydirici ile davalı vakıf arasında 27/06/2013 tarihli esaslı bağış protokolü başlıklı bağış sözleşmesinin imzalandığı, bu sözleşmede dava konusu taşınmaz ile bağışçının tüm mal varlığının bağışa konu edildiği, aynı gün bağışçının düzenlediği vasiyetname ile taşınmazlarını ve taşınırlarını, bankadaki hesaplarını davalı vakfa bırakmayı vasiyet ettiği, bağışçının tüm mal varlığının bağışa konu olması nedeni ile davalı vakıfla yaptığı görüşme sonrası 01/10/2013 tarih 13695 yevmiye nolu İzmir 13....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili ilk derece mahkemesine sunulan istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının gerekçesinin yasaya ve bilimsel değerlendirmeden uzak gerçek delillere dayanmadığını, davanın bağıştan dönme kaynaklı alacak davası olarak açıldığını ancak bağışlamanın koşullarının oluşmadığını, TBK'nın 295.maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığını, ülkemizin gelenek ve yaşam koşullarına göre,, anne ve babanın çocuklarına yaptıkları hediyelerin, karşılık gözetmeden verilen ahlaki bir görev olduğunu, TBK'nın 78/2.maddesinde ahlaki bir ödevin yerine getirilmiş olmasından kaynaklanan zenginleşmenin geri istenemeyeceğini, bağışlamanın tek yanlı bir işlem olmadığını, bağışlayanla bağışlanan arasında kurulan iki tarafın icap ve kabulü ile tamamlanan bir sözleşme olduğunu, bağışlayanın da bağışlama niyetinin varlığı, karine olarak kabul edilemeyeceğini, ispat edilmesinin zorunlu olduğunu, varsayımla delil bile sunulmadan şartlı bağış olarak kabul edilerek yasal olmayan...
Belediyesine kullanılmak üzere bir adet kanal kazıyıcı ve yükleyici makine teslim ettiklerini,... Belediyesi kapandığından makineyi davalı belediyeye teslim etmek istemediklerini, makinenin şirketlerine ruhsatlı olduğunu ileri sürerek iş makinesinin iadesi ile teslim alınacak tarihe kadar Bayındırlık ve İskan Bakanlığının belirlemiş olduğu makinenin saatlik ücreti üzerinden hesaplanacak kullanım ücretinin şirketlerine ödenmesini istemiştir. Davalı, taraflar arasında yapılmış bir bağış işleminin bulunduğunu ve bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; ... plaka sayılı kanal kazıyıcı ve yükleyici iş makinenin davacı şirkete iadesine, ecri misil talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, eldeki dava ile kapatılarak davalı Belediyeye devredilmesinden önce kullanılmak üzere ......
Davalı ,davacıların dava konusu taşınmazdaki hisselerini kayıtsız ve koşulsuz olarak davalı idareye bağışladığını, bağışın koşullu olduğuna ilişkin hiç bir kanıt ve belge bulunmadığını, bağıştan dönme için geçerli olan bir yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağışlama tarihinden dava tarihine kadar geçen sürede taşınmazın bağışlama amacına uygun kullanılmadığı ve bağışlamadan rücu koşullarının gerçekleştiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Ne varki; hükümden ve davalının temyiz isteminden sonra, tarafların aralarında 07.09.2017 tarihli "sulh sözleşmesi" başlıklı belge düzenledikleri ve anılan sulh sözleşmesine dayalı olarak hüküm kurulması isteğinde bulundukları anlaşılmaktadır....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, bağışlamadan rücu hukuki nedenine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. 3.2. İlgili Hukuk Bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye etkili (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır. Bağışlayan koşullu veya mükellefiyetli şekilde bağışta bulunmuşsa, bağışlanandan hukuka, ahlaka aykırı veya imkansız olmadığı sürece 818. sayılı Borçlar Kanunu'nun (BK) 241. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (TBK) 291. maddesi uyarınca koşul veya mükellefiyetin yerine getirilmesini isteyebilir. Haklı bir neden olmaksızın yerine getirilmemesi halinde de BK.nın 244/3. TBK.nın 295. maddesine dayanarak bağıştan dönme hakkını kullanıp verdiğini geri isteyebilir. Hemen belirtmek gerekir ki; bağış sözleşmesindeki koşul veya mükellefiyetin niteliğinin, kapsamının yerine getirilme zamanının tam olarak tespiti büyük önem taşır....
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 07/04/2022 NUMARASI : 2020/129 ESAS, 2022/416 KARAR DAVA KONUSU : Tapu İptali Ve Tescil (Bağıştan Rücu Hukuksal Nedeniyle) KARAR : Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla HMK'nın 352 ve devamı maddeleri uyarınca dosya incelendi....
Mahkemece, bağışlamada yükümlülük bulunmadığı ve davalının iyiniyetli olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; dava konusu 1151 parsel sayılı taşınmazın, davacı tarafından 04.05.1987 tarihinde dava dışı 2724 Sayılı ... Tarım Kredi Kooperatifi’ne bağış yoluyla temlik edildiği, 07.08.2008 tarihinde ise tashih yoluyla davalı ...'ne devredildiği anlaşılmaktadır. Hemen belirtilmelidir ki, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 11.04.1990 gün ve 1990/1-152-1990/236 sayılı kararında da vurgulandığı üzere; davada dayanılan maddi olaylar bakımından birkaç hukuki nedenin bir arada gösterilmesinde ilke olarak usul ve yasaya aykırı bir yön yoktur. Dava dilekçesi içeriğinden ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davada öncelikle yolsuz tescil hukuki sebebine, olmazsa bağıştan rücu hukuksal nedenine dayanıldığı görülmektedir. O halde; öncelikle ilk yapılan temlikin yolsuz olup olmadığının tespitinin gerekeceği tartışmasızdır....
Mahkemece, dava konusu taşınmazın bedelsiz olarak davalıya bağışlandığı, bağıştan rücu şartlarının oluşmadığı, bağışlanan mal nedeniyle katılma alacağı istenemeyeceği, değer artış payı alacağına ilişkin somut bir vakıa ve talep ileri sürülmediğinden davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejimin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır....