"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Bağıştan Rücu Nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Uyuşmazlık ve hüküm bağıştan rücu nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olup, Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 12.05.2011 tarihli 2011/1 sayılı kararı gereğince inceleme görevi Yargıtay 1. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 1.Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 29.09.2011 (Prş.)...
Noterliğince düzenlenen 30/07/2010 tarih ve 11990 yevmiye numaralı mehir senedi ile davalıya bağışlamayı taahhüt ettiği ziynet ve eşyalar yönünden bağıştan rücu ettiğinin tespitine, ayrıca mehir senedinde tahahhüt edilip davalıya teslim edilmiş ziynetlerin değeri olan 16.980 TL'nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı; sadakat yükümlülüğünü yerine getirdiğini ileri sürerek, davanın reddini istemiştir. Mahkemece; boşanma davasında taraflar her ne kadar eşit kusurlu sayılmış iseler de kadının telefonla başkaları ile güven sarsıcı şekilde görüşmeler yaptığı, bu durumun koca yönünden katlanılmasının düşünelemeyeceği, davacı yönünden bağıştan rücu şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, ... 1....
Davacı ile davalı Kenan evlenirken mehir senedi düzenlendiği, senette belirtilen eşya ve altının gelin ve damadın babası tarafından taraflara düğün hediyesi olarak hibe edildiği, bunların davacı tarafça müşterek haneye getirildiği, ayrılık halinde ispat yükü davalılarda olmak koşulu ile 1/2'sinin davacıya iade edileceğinin davalılarca taahhüt edildiği, buna göre senedin %50'sinin davacının babası, %50'sinin davalı Mehmet tarafından hibe edildiği, kadının babasının bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, yine davalı Mehmet'in bağışı olan %50'den tarafların hissesine %25'er hisse düştüğü, buna göre davacının babasından bağış suretiyle aldığı %25 hisse için davalıların bağıştan rücu edemeyeceği ancak davacının, davalı Mehmet'ten aldığı %25 hisse için bağıştan rücunun mümkün olduğu, davalıların bağıştan rücu definde bulundukları gibi bağıştan rücu davasını da açtıkları, bunun bekletici mesele yapılmasını talep etmelerine rağmen mahkeme tarafından bağıştan rücu davası...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi K A R A R Dava, Borçlar kanununu 244. maddesinden kaynaklanan bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olup, Asliye Hukuk Mahkemesince karar verilmiş bulunduğundan, 2797 sayılı Yargıtay K.nun 14.maddesi gereğince temyiz incelemesi 1. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Yukarıda belirtilen nedenle dosyanın görevli sözü edilen Yüksek Daire Başkanlığına gönderilmesine, 27.05.2008 tarihinde oybirliği ile karar verildi....
ün raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü; -KARAR- Dava, bağıştan rücu hukuksal nedenine dayalı tapu iptali-tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanları ...'in ... ada ... parsel sayılı taşınmazdaki 1989/19930 payını okul yapılması kaydı ile davalı belediyeye 14.11.1996 tarihinde bağışladığını, dava tarihine kadar bağış koşullarının gerçekleştirilmediğini ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuşlardır. Davalı, davanın 1 yıllık süre içerisinde açılmadığını, taşınmazın kayıtsız ve şartsız bağışlandığını, bağıştan rücu koşullarının oluşmadığını, taşınmazda başka paydaşlar bulunması nedeniyle okulun yapılmadığını belirtip davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; 1939 doğumlu mirasbırakan ...'...
belirttiği bağıştan rücu durumunun olabilmesi için de yasada belirtilen özel şartların oluşması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde sadece ayağına almış olduğu hafif bir darbeye dayanarak bağıştan rücu etmesinin ehemmiyetli bir olay olmadığını, davacının bağıştan dönme sebebini öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde beyanda bulunmak veya dava açmak suretiyle bağıştan dönebileceğini, basit olayları rücu nedeni kabul etmenin bağıştan yararlanan kişiyi bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğuracağını, davacının davalıyı şikayet tarihinden itibaren bağıştan dönme sebebini bildiği için bu tarih itibariyle dava açması gerekirken hak düşürücü süresi geçtikten sonra dava açtığını açıklayarak davanın reddini savunmuştur....
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/174 Esas sayılı dosyasında verilen karar ile boşandıklarını, davalının çeşitli zamanlarda kendisine tehdit ve hakaret içeren sözler söylediğini, ortak hayatı sürdürmeye imkan vermediğini, bu durumun da bağıştan rücu sebebi olduğunu ileri sürerek dava konusu taşınmazların bağıştan rücu sebebiyle tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir. Davalı, aynı isteğin ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/174 esas sayılı dosyasında reddedildiğini beyan ederek kesin hüküm itirazında bulunmuş, ayrıca TBK 297 maddesi gereğince bağıştan rücu talebinin 1 yıllık hak düşürücü süreye bağlı olduğunu davanın hak düşürücü sürede açılmadığndan reddini, aksi halde davanın esastan reddini savunmuştur. Mahkemece, hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....
Bağıştan dönme (rücu) sebebi olarak, basit olayların kabulü halinde bağıştan yararlanan kişiyi, bağışlayanın baskısı altında tutmak sonucunu doğurur ve hak duygularını zedeler, irade serbestisinin kısıtlanmasına neden olur. Bağıştan rücu sebebini oluşturan olayların nitelikleri, kapsamı, meydana geliş sebebi ve özellikle önem dereceleri gözetilerek delillerin değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece; boşanma dava dosyası ve tanık beyanlarına göre karşı davada bağıştan dönme (rücu) koşullarının oluşup oluşmadığının yeniden değerlendirilmesi ve oluşacak sonuca göre karşı dava hakkında karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
Hukuk Dairesince, davaya Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde mahkemece, davaya konu taşınmazın evliliğin gerçekleşmesi amacıyla davacı tarafından, davalı adına bağış suretiyle temlik alındığı, fakat davalının, kesinleşmiş mahkeme ilamıyla da sabit olduğu üzere evlilik birliği içerisindeki sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, böylelikle bağıştan rücu şartının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriğinden, toplanan delillerden, çekişme konusu 981 ada 5 parseldeki 5 nolu bağımsız bölüm dava dışı ...'a aitken, 07.03.2006 tarihinde davalıya satış suretiyle temlik edildiği, eldeki davanın taraflarının 06.03.2006 tarihinde evlenip 28.03.2013 tarihinde boşandıkları anlaşılmaktadır. Bilindiği üzere, bağıştan dönme (rücu) bağışlayanın tek yanlı, bağışlanana varması gereken beyanıyla geriye yürürlü (makable şamil) olarak hukuki ilişkiye son veren yenilik doğurucu bir haktır....
Davacı erkeğin davası, bağıştan kaynaklanan rücu davasıdır. Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. Davacı erkek davalı ile resmi olarak evlendiklerini, fakat fiilen bir arada yaşamadıklarını akabinde ise boşandıklarını ileri sürerek nişanlılık döneminde davalıya verilen ziynetlerin iadesini istemiştir. Davacı erkeğin ziynetlere yönelik alacak istemi bağıştan rücu niteliğinde olup, Borçlar Kanununa dayanmaktadır. Talep Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine 4787 sayılı Kanunun 4. maddesinde yer alan aile hukukundan kaynaklanan dava ve işlerden olmayıp, bu istek ile ilgili asliye hukuk mahkemesi görevlidir (TBK m.295). Görev kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re'sen gözetilir. Davaya Asliye Hukuk Mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken, Aile Mahkemesi sıfatı ile bakılması doğru olmamıştır....