Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, tüm dosya kapsamından, borcun doğumundan sonra taşınmazların gerçek değerinin altında kardeşi olan davalıya sattığı İİK'nun 278/3-1 maddesine göre tasarrufun bağışlama niteliğinde olduğundan bahisle davanın kabulü ile tasarrufun, icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerini karşılayacak oranda iptaline karar verilmiş; hüküm, davacı alacaklı vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, İİY'nın 278/3 maddesinde belirtilen yakın akrabalar arasındaki tasarruf bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptali tabi olduğunun öngörülmesine, göre davalı ... vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve ferilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya...

    - K A R A R - Davacı vekili, gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi uyarınca müvekkilinin alacaklı olduğunu, ayrıca taraflar arasında yapılan protokol gereği müflis şirketin borcunun bulunduğunu,her iki alacak kalemi toplamı olan 899.083.00 TL’nin iflas idaresi tarafından masaya kayıt talebinin reddine karar verildiğini belirterek, söz konusu alacağın masaya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı ..., gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile protokolün aynı tarihte yapıldığını, taraflar arasında tek hukuki ilişki bulunduğunu,müflis sorgu zaptı ve müflis şirketin defterlerinden bu durumun anlaşıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur....

      İcra Müdürlüğünün 2015/2164 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarda devamına, şartlar oluşmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı şirket ile imzalanan akit yapma vaadi sözleşmesinin ... isimli yetkili kişi tarafından imzalandığını ve geçerli olduğunu belirterek sözleşmeye aykırılık nedeni ile sözleşmenin 10. maddesi olan "vaadinden cayan taraf diğer tarafa ...yılı brüt asgari ücretinin 30 katı tutarında tazminat ödemeyi kabul eder" hükmüne dayanarak, davalı aleyhine başlattığı takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Davalı ise, dava konusu sözleşmenin altında yetkili kişi olan ... ...'ın ismi bulunmasına rağmen ismin altındaki imzanın yetkili olmayan bir kişiye ait olduğunu, ...'...

        (Örnek: Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi'nin 25.10.1965 günlü, 4557/5028 sayılı kararı) Öte yandan; mehri müeccel, ileriye (evliliğin boşanma ya da ölümle son bulunması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak, bu durum, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 128. maddesinde ( 818 sayılı BK 110. maddesi) yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, TBK'nın 288. maddesinde (BK 238. maddesi) düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği, yazılı olma koşuluna bağlıdır. (TBK m. 288/1). Bu durumda; davacı-karşı davalının talebi, mehir olarak ödenmiş olan (mehri muaccel) bir alacak değil, bağışlama vaadi şeklinde (mehri müeccel) niteliğinde, mehir senedinden kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Mahkemenin de kabulünde olduğu üzere, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmaktadır....

        Bağışlamanın yukarıda açıklanan öğeleri gözetildiğinde, bir eşin diğer eşe ait bir malvarlığına yaptığı her katkının ya da kazandırmanın bağışlama olmayacağı kabul edilmektedir (Gümüş, M. Alper: 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'na göre Borçlar Hukuku Özel Hükümler, C. 1, 3. B., ... 2013, s. 205; Zeytin, Zafer: Edinilmiş Mallara Katılma Rejimi ve Tasfiyesi, 2. B., ... 2008, s. 144). Tasfiyeye konu taşınmazın kooperatif üyeliği yoluyla edinilmesi halinde, kooperatife yapılan ödemelerden ve bu ödemelerin isabet ettiği dönemlerden hareketle, mal rejiminin tasfiyesi ile eşlerin alacak miktarları belirlenir....

          Şti'ne karşı sözleşmeden kaynaklı alacağını tahsil etmek üzere açmış olduğu alacak davasını kazandığını ve mahkeme kararının kesinleştiğini, bunun üzerine müvekkilinin alacağını tahsil etmek üzere davalı şirket aleyhine Konya 9. İcra Müdürlüğü'nün 2019/5774 esas sayılı takip dosyasıyla icra takibi başlatıldığını ve icra takibinin de kesinleştiğini, borçlunun yapılan sorgulamada haciz edilecek ve borcu karşılayacak mal varlığına rastlanılmadığını, alacağın tahsili için çeşitli araştırmaların yapıldığını, bankalardaki hesaplarında para olmadığı ve şirket üzeride taşınmaz olmadığının görüldüğünü, davalının icra takibinden kısa bir zaman dilimi içerisinde mal varlığını elden çıkardığı ve kaçırdığının görüldüğünü, alacaklarının kesinleşmiş mahkeme ilamına dayalı gerçek bir alacak olduğunu belirterek dava konusu Karaman Merkez, Piri Reis Mahallesi 4759 ada 3 parselin 1/2'lik hisse ile aynı yer Piri Reis Mahallesi 4760 ada 1 parsel sayılı taşınmazların davalı Kaykon Mimarlık Müh.Gay. İnş....

          Davalı, açılan davayı kabul etmediklerini, davacının yapmış olduğu bağış sonrası 26.05.2015 tarihli dilekçesi ile 95.000,00 TL kısmın iadesini talep ettiğini, talebi doğrultusunda bağış yönetim personeli tarafından bir kaç kez evine ziyarete gidilmesine rağmen tutarsız davranışlarda bulunulduğunun tespit edildiğini, bir kimsenin başkasına bağışlamayı önerdiği bir malı bağışlananın kabulüne kadar bağışlama önerisini geri alabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile, davacı ve davalı arasında davaya konu edilen 195.000,00 TL para bağışına ilişkin bağışlama akdinin iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davacı, davalı ...’a bağışladığı miktarın 190.000,00 TL'sine yönelik bağıştan rücu etmek suretiyle kendisine iade kararı verilmesini talep ederek bu miktarın davalıdan tahsilini istemiştir....

            e satış yoluyla temlik ettiğini, temlik tarihinde murisin makine mühendisi olarak çalıştığını, ekonomik durumunun iyi olduğunu, malını satması için bir neden bulunmadığını, davalının ise ev hanımı olup taşınmaz alacak maddi güce sahip olmadığını ileri sürerek davalı adına olan tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tesciline karar verilmesini istemişlerdir....

              İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre......, bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (.........r Hukuku Özel Borç İlişkileri, ...... 2013, s. 344,......, ......: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., ...... 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez....

                İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 285.maddesine göre bağış (hibe), bağışlayanın sağlararası sonuç doğurmak üzere, malvarlığından bağışlanana karşılıksız olarak kazandırma yapması olarak tanımlanmıştır. Öğretide ise, bağışlayanın bir karşılık (ivaz) almaksızın, bağışlananın malvarlığında bir artış sağlamak, zenginleştirmek amacıyla malvarlığından belirli değerleri ona vermesi olarak tarif edilmiştir (Aydoğdu, Murat/Kahveci, Nalan: Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, İzmir 2013, s. 344,Yavuz, Cevdet: Türk Borçlar Hukuku Özel Hükümler, 6. B., İstanbul 2002, s. 222). Her somut olayın özelliklerine göre, bağış iradesi açıkça ortaya konulabileceği gibi gizli (örtülü) şekilde de yapılabilir. Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez....

                  UYAP Entegrasyonu