Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" Taraflar arasındaki satış vaadinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.07.2014 gün ve sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır. Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440.maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir....

    (Yargıtay 2.HD'nin 25/10/1965 gün 4557/5028 sayılı kararı) Mehri müeccel ileriye (evliliğin boşanma yada ölümle son bulması haline kadar) yönelik bir bağışlama vaadidir. Koca dışında üçüncü bir kişinin de bağışlama vaadi geçerlidir. Ancak bu durum Borçlar Kanununun 110.maddesinde yazılı üçüncü kişi yararına borç altına girme olmayıp, Borçlar Kanununun 238.maddesinde düzenlenmiş bağışlama vaadidir. Bağışlama vaadinin geçerliliği yazılı olma koşuluna bağlıdır....

    Bu nedenledir ki, bir kısım kazandırmalar, bağışa benzese de kazandırmanın salt bağışlama amacıyla yapılmaması nedeniyle bağışlama olarak nitelendirilemez. Ahlaki bir ödevin yerine getirilmesi de bağışlama sayılmaz (TBK m. 285/3). Evlilik birliğinin ömür boyu süreceği inancının hakim olduğu düşünceyle, ortak yaşamı ve geleceği güvence altına almak amacıyla, beraberlikten doğan dayanışmayla ve karşılıklı güvene dayanarak, örf ve adete uygun olarak eşlerin birlikte yatırım yapmaları bağış olarak değerlendirilemez. Eşler arasında dayanışma, güven ve sadakat esastır. Gelecekte aile üyelerinin yararlanacakları beklentisiyle birlikte malvarlığı edinme çabaları, eşlerden birinin sebepsiz zenginleşmesiyle sonuçlanmamalıdır. Bu açıklamalar nedeniyle, devredene ağır yükümlülük getiren kazandırmanın bağış olarak değerlendirilmesi için, bağış amacını taşıyan davranış ve iradenin duraksamaya yer vermeyecek şekilde olması gerekir....

      Bu nedenle ...’ye yapılan satışın bağışlama niteliğinde olduğu gözetilerek iptâli gerekir. Nevar ki, ...’de 30.03.1998 tarihinde taşınmazı...’e satarak devretmiş ve elinden çıkarmıştır. Bu nedenle davalı ... bedelle sorumlu tutulmalıdır. O halde mahkemece yapılacak iş, taşınmazın ...’nin elden çıkardığı 30.03.1998 tarihindeki gerçek değerinin bilirkişiden ek rapor alınarak saptamak, takipteki alacak ve ferileriyle sınırlı kalmak üzere saptanan gerçek değerin davalı ...’den tahsiline karar vermekten ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle hükme varılması doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur. SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bent uyarınca kabulüyle hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, 05.07.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        -TL.karşılığı hibe motorini vermeyi taahhüt ettiğini, taahhüde güvenen müvekkilinin 3.kişilere ait taşınmaz üzerinde davalı lehine teminat ipoteği ve intifa hakkı tesis ettiğini, davalının bağışlama taahhüdünü yerine getirmediğinden sözleşmenin feshedildiğini, müvekkilinin zarara uğradığını belirterek, bağışlama taahhüdü borcu nedeniyle şimdilik 10.000.-TL.nin, davalının sözleşmenin feshine sebebiyet vermesi nedeniyle oluşan zarar olarak 5.000.-TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, akdolunan sözleşme uyarınca davacının edimlerini yerine getirmediğini, müvekkiline borcunun bulunduğu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

          Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceğine, davalı ...’nın borçlu ...’ın yeğeni olmasına İİK'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalı ...’nın, dayısı olan borçlu ...’ın alacak- lılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK....

            Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, yapılan satışta edimler arasında aşırı fark bulunmasına, İİY'nın 278/2 maddesinde edimler arasındaki aşırı farkın bağışlama hükmünde sayılıp yapılan tasarrufun iptale tabi olduğunun öngörülmesine, 3. kişi tarafından taşınmazın tasarruf tarihindeki bilirkişilerce belirlenen gerçek değerinin ödendiğinin yasal ve inandırıcı delillerle kanıtlanamamasına, edimler arasında fahiş farkın bulunduğu hallerde 3. kişinin iyiniyet iddiasının dinlenemeyeceğine, davalı ...’nın borçlu ...’ın yeğeni olmasına İİK'nın 278/1 maddesinde bu derece akrabalar arasında yapılan tasarrufların bağışlama hükmünde sayıldığının ve iptale tabi olduğunun öngörülmesine buna ilaveten davalı ...’nın, dayısı olan borçlu ...’ın alacak- lılarından mal kaçırmak ya da alacaklılarını ızrar kastı ile hareket ettiğini bilebilecek kişilerden olması nedeniyle de tasarrufun iptali gerekeceğine (İİK....

              Sulh Hukuk Mahkemesinin 2021/363 Sayılı dosyası ile davalık olduğunu, dolayısıyla da taraflar arasındaki dostluk ilişkisinin sona erdiğini, söz konusu ilişkinin sona ermesi ile birlikte davacının bağışlama kararından döndüğünü, araç satış sözleşmesinin gerçeği yansıtmadığını ve davalıdan herhangi bir bedel tahsil edilmediğini, bedelin motorlu aracın fiyatının çok altında olmasından hareketle müvekkilinin en azından geri kalan miktara ilişkin bağışta bulunduğunun kabul edildiğini, müvekkilinin bağışlamayı dostluk ilişkisi münasebetine binaen gerçekleştirdiğini fakat söz konusu dostluk ilişkisinin hakim önüne taşınacak derecede bozulmuş olduğundan bağışlamanın dayandığı dostluk ilişkisinin ortadan kalktığını, münasebet esası çöktüğünü ve bağışlamanın geri alınmasının icap ettiğini, motorlu aracın bağışlama nedeni ortadan kalktığından müvekkilinin bağışlamayı geri almak istediğini, bağışlama sebebi sona ermesi işlem esasının çökmesi dolayısıyla bağışlamadan geri dönülerek davaya konu aracın...

              Bağışlama konusunun değeri, yüklemenin yerine getirilmesi masraflarını karşılamaz ve aşan kısım kendisine ödenmezse bağışlanan, yüklemeyi yerine getirmekten kaçınabilir." şeklinde, yine aynın kanunun 292. maddesinde; "Bağışlayan, bağışlananın kendisinden önce ölmesi durumunda, bağışlama konusunun kendisine dönmesi koşulunu koyabilir. Bağışlama konusu, taşınmaza veya taşınmaz üzerindeki bir ayni hakka ilişkin ise, bağışlayana dönme koşulu tapu siciline şerh verilebilir." şeklinde, yine aynın kanunun 293. maddesinde; "Bir kimse başkasına bağışlamayı önerdiği bir malı, başka mallarından fiilen ayırmış olsa bile, bağışlananın kabulüne kadar, bağışlama önerisini geri alabilir." şeklinde, yine aynın kanunun 294. maddesinde; "Bağışlayan, bağışlamadan doğan zarardan bu zarara ağır kusuruyla sebep olmadıkça, bağışlanana karşı sorumlu değildir. Bağışlayan, bağışlanılan şey veya alacak hakkında ayrıca garanti sözü vermişse, bununla sorumlu olur."...

              Hukuk Dairesi'ne ilişkin iş bölümü kurallarının 1. maddesinde "6102 sayılı Türk Ticaret Kanununda yer alan ticari işletme, ticaret sicili ve unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, acente, şirketler (anonim, limited, kollektif ve komandit), kıymetli evrak (poliçe, bono, çek ve diğerleri), yolcu ve eşya taşıma, deniz ticareti (gemi, donatma iştiraki, deniz kazaları, deniz taşımaları), sigorta (hayat, mal, sorumluluk ve deniz sigortaları) ve ilişkilerinden ve sigorta sözleşmesinden kaynaklanan prim alacaklarına ilişkin davalar," şeklindeki açık hüküm ve somut olayda taraflar arasında bağışlama sözleşmesinden kaynaklı bono verildiği hususu nazara alındığında bu davanın istinaf incelemesinin Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi'nce yapılması gerektiği ortaya çıkmaktadır. Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 6....

              UYAP Entegrasyonu