nafakasının karar tarihinden itibaren takdiren aylık 1.500,00 TL'ye yükseltilmesine, tedbir nafakasının kararın kesinleşmesine kadar devamına, karar kesinleştiğinde bu nafakaların iştirak nafakası olarak devamına, kadın için 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir. 4.Kadının 26.05.2016 tarihli birleşen bağımsız tedbir nafakası davası yönünden; ortak çocuk için tedbir ve iştirak nafakasına hükmedildiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, kadın yönünden yasal şartları oluşmayan tedbir nafakası talebinin reddine karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Dava tedbir nafakası talebine, birleşen dava boşanma talebine yöneliktir. Boşanma davasından bağımsız açılan nafaka davası bulunmadığından, davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 2.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 2.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 10.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili isitnaf dilekçesinde taleplerinin tedbir nafakası istemine ilişkin olduğunu, tedbir nafakasının her zaman istenebileceğini ileri sürerek tedbir nafakasına hükmedilmemesi yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış çocuk için aylık 1000- TL tedbir ve iştirak nafakası ile kendisi için aylık 1000- TL tedbir ve yoksulluk nafakası isteminden ibarettir. Davacı vekili dava dilekçesinde ; taraflar arasında görülen boşanma davasında iştirak ve yoksulluk nafakası istemi olmadığından bu hususta hüküm kurulmadığını, boşanmaya ilişkin hükmün henüz kesinleşmemiş olduğunu belirterek eldeki davayı açtığını beyan etmiştir. Bilindiği üzere boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren 1 yıl içinde yoksulluk nafakası davası açılması mümkün olup mahkemece yasal şartların varlığı halinde yoksulluk nafakasına hükmedilmesi mümkündür....
Açıklanan nedenle davalı-karşı davacı erkeğin bağımsız tedbir nafakası davasına ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. 2-Davalı-karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir....
SONUÇ: Davacı-davalı erkeğin "Kadının birleşen tedbir nafakası davasına" yönelik temyiz dilekçesinin yukarıda (1.) bentte gösterilen sebeple REDDİNE, temyiz edilen bölge adliye mahkemesi hükmünün yukarıda (2/b) bendinde gösterilen sebeple "Kadın yararına Türk Medeni Kanunu'nun 169. maddesi uyarınca hükmedilen tedbir nafakasının başlangıç tarihine yönelik" esastan ret kararının kaldırılarak ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının hüküm fıkrasından 3 numaralı bendinin tamamen çıkarılmasına, yerine 3. bent olarak " Davalı-davacı kadın yararına asıl boşanma dava tarihi olan 28.09.2016 tarihinden itibaren geçerli olacak şekilde aylık 700,00 TL nafakanın kararın kesinleşmesine kadar tedbir, kararın kesinleşmesinden sonra ise aynı miktarda yoksulluk nafakası olarak davamı ile davacı-davalı erkekten alınarak davalı -davacı kadına ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine " cümlesinin yazılmasına, hükmün bu bölümünün DÜZELTİLEREK, temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda (2/a) bendinde...
Davacı vekili tarafından yerel mahkeme kararına karşı, tedbir nafakası davasının açılış tarihi ile, boşanma davasının açılış tarihi arasında tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, sonrası dönem için davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi ve davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, yargılama giderlerinin müvekkilinin üzerinde bırakılmasının ve davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu yönünde istinaf başvurusunda bulunulduğu anlaşılmakla; her ne kadar yerel mahkemece, derdestlik dava şartı yokluğundan davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ise de; davanın niteliğinin TMK 197.maddesi gereğince açılmış bağımsız tedbir nafakası davası olduğu, boşanma davasından farklı şartlara tabi olduğu gözetilmeden, sonradan açılan boşanma davasında çocuk yararına TMK 169.maddesi gereğince dava tarihinden geçerli olmak...
Aile Mahkemesi'nin 2010/119 esas, 2010/1053 karar sayılı dosyası ile açmış olduğu bağımsız tedbir nafakası (TMK m. 197) davasında verilen tedbir nafakasının boşanma kararının kesinleşmesine kadar devam edeceğinin anlaşılmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davalı kadın süresinden sonra 10.02.2015 tarihli dilekçesi ile yoksulluk nafakası talebinde bulunmuştur. Mahkemece bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verileceği yerde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ancak bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün bu yönden düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK m. 438/7)....
Bölge adliye mahkemesince davalı-karşı davacı kadın tarafından açılan karşı davanın bağımsız tedbir nafakası davası olduğu dikkate alınarak, istinaf incelemesi sonucuna göre karşı dava hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre yeniden hüküm kurulması zorunlu hale gelen erkeğin boşanma davası ve ferilerine yönelik sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 08.03.2021 (Pzt.)...
Hiç kimse kendi kusuruna dayanarak dava açamayacağına ve davalının bir kusuru da ispatlanamadığına göre davacı erkeğin boşanma davasının reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2-Davalı-davacı kadının birleşen tedbir nafakası davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Bağımsız tedbir nafakası davasında, davayı açan taraf ayrı yaşamakta haklılığını ispatla mükelleftir. Davalı-davacı kadın tarafından açılan bağımsız nafaka davası, davacı-davalı erkek tarafından açılan boşanma davasıyla birleştirilmiştir. Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, ortak konutu terk ederek birlikte yaşamaktan kaçındığı anlaşıldığına göre, davalı-davacı kadın ayrı yaşamakta ve nafaka talep etmekte haklıdır. Türk Medeni Kanununun 197. maddesi gereğince kadın ve ortak çocuklar yararına uygun miktarda nafaka takdiri gerekirken, birleşen nafaka davasının reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tedbir Nafakası - Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; karşı dava ile kendi davasında lehine hükmolunan nafaka miktarı yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise karşı davanın kabulü ile kendi davasında kusur belirlemesi ve hükümde yer alan davacı ifadesinin düzeltilmesine yönelik temyiz edilerek dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle davacı-karşı davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre, tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2- Davacı-karşı davalı kadının davası Türk Medeni Kanununun 197. maddesine dayalı bağımsız tedbir nafakası davasıdır....