WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA Dava, bağkur sigortalılık tespiti istemine ilişkin olup Bölge Adliye Mahkemesince, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verildiği, Hükmün Dairemizce 12/03/2020 gün ve 2019/1789 Esas, 2020/1671 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu, 05/07/2012 gün ve 6352 sayılı Yasa ile 5521 sayılı Yasaya eklenen geçici 2.maddesi uyarınca yapılan incelemeye ve Dairemiz bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde Bölge Adliye Mahkemesinin direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin 10 gün içinde Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna iletilmesi gerektiği anlaşılmıştır. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenle Yargıtay incelemesine konu olan karar eski hükümde direnmeye ilişkin olup direnme Dairemizce yerinde görülmediğinden dava dosyasının Yargıtay Hukuk Genel Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, 08/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    kişilere zaman zaman kendi ad ve hesaplarına bağımsız çalıştıkları süreleri borçlanma ve bu sürelerin sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi olanağını tanıdığını, davacının 26.09.1995 tarihinden itibaren tespitini talep ettiğini ancak davacının 01.10.2008 tarihinden önce 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılık tescilinin bulunmadığını, davacının geriye dönük olarak bağkur tescil talebinde bulunabilmesi için 619 sayılı KHK'nın iptal edildiği tarih ile 4956 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği tarih arasında yani 08.08.2001- 02.08.2003 tarihleri arasında davalı kurumdan tescil talebinde bulunmuş olması gerektiği, ancak bu tarihler arasında 1479 sayılı yasa kapsamında sigortalılık için tescil talebinin bulunmadığını, bu nedenle 1479 sayılı yasa kapsamında geriye dönük olarak sigortalılık tespitinin mümkün olmadığının anlaşıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....

    Davacının 01.01.1977 tarihinden itibaren tarım bağkur sigortalısı olduğunun ve 6111 sayılı Yasadan yararlanma hakkının olduğunun tespiti talebi ile eldeki davanın açıldığı, Mahkemece 01.01.1977-30.04.1997 arası sigortalılık talebinin reddine, 01/05/1997 ile dava tarihi arasındaki döneme ilişkin sigortalılığın ise dava açıldıktan sonra Kuruma başvuru ile kabul edilmiş olduğu anlaşılmakla, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 1. fıkrası, “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmüne amir olup, davacının dava öncesi Kuruma başvurusu olmadığı anlaşılmakla Mahkemece davalı Kurum aleyhine vekalet ücreti takdir edilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir Ne var ki, bu aykırılığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden karar bozulmamalı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Geçici...

      Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, 1479 sayılı Kanun kapsamında bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. 2....

        Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanışımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının başvurusu üzerine davalı kurumca mevzuat ve kayıtlar çerçevesinde gereken incelemelerin yapıldığını, 1999 yılında TMO satışı nedeni ile bağkur adına tevkifat kesintisi yapıldığından bahisle yapılan araştırmada kesintiyi yapan firmanın listelerini müdürlüğümüze intikal ettirmediğinin tespit edildiğini, bunun üzerine Bağ-kur sigortalılık sürelerinin tevkifat kesintisine istinaden geriye dönük olarak işleme alınmadığını, kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu, düzeltilmesi gereken bir husus bulunmadığını belirtmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde: Dava tarım bağkur sigortalılığının tespiti davasıdır....

        Davalı kurum vekili istinaf dilekçesinde özetle; zamanışımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, davacının başvurusu üzerine davalı kurumca mevzuat ve kayıtlar çerçevesinde gereken incelemelerin yapıldığını, 1999 yılında TMO satışı nedeni ile bağkur adına tevkifat kesintisi yapıldığından bahisle yapılan araştırmada kesintiyi yapan firmanın listelerini müdürlüğümüze intikal ettirmediğinin tespit edildiğini, bunun üzerine Bağ-kur sigortalılık sürelerinin tevkifat kesintisine istinaden geriye dönük olarak işleme alınmadığını, kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu, düzeltilmesi gereken bir husus bulunmadığını belirtmiştir. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: Dairemizce dosya üzerinde ileri sürülen istinaf nedenleri ve HMK'nın 355. Maddesi gereği re'sen kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesinde: Dava tarım bağkur sigortalılığının tespiti davasıdır....

        Dava, 2926 sayılı yasa kapsamında tarım bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkin olup, Mahkemece, davanın kabulü ile tarım bağkur siğortalılığının tespitine karar verildiği, Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince, özel kuruluş tarafından yapılan tevkifat kesintileri kuruma intikal etmediği gerekçesiyle kararın kaldırılarak davanın reddine karar verildiği, kararın Dairemizce, özel kuruluş tarafından yapılan tevkifat kesintisinin kuruma intikal etmemesinin tarım bağkur siğortalılığının tesciline engel olmayacağı gerekçesiyle bozulduğu, bozma üzerine Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince, özel kuruluş tarafından yapılan kesintilerin kuruma intikal etmemesi durumunda geçmişe yönelik tarım bağkur sigortalılık süresi tespiti olanağı bulunmadığı gerekçesiyle önceki kararında direnilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmakta olup bozma ilamı gerekçesindeki açıklamalar gözetildiğinde, Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince verilen direnme kararı yerinde görülmediğinden talebin Yargıtay Hukuk Genel...

          K A R Ş I O Y Dava, davacının 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu 14.11.1993-16.2.1996 tarihleri arasıdaki dönemde 506 sayılı Yasaya tabi sigortalı olduğu çakışan sürelerde 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresinin iptali ile 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının geçerli olduğunun tespiti ile 506 sayılı Yasa hükümleri gereğince yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir. Mahkemece davacının 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının önceden başladığı gerekçesiyle davacının 1.12.1993-16.2.1996 tarihleri arasındaki 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının geçerli olduğunun kabulüyle bu dönemde 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılık süresi ile çakışan 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığının iptaline ve davacıya 506 sayılı Yasa hükümleri gereğince 1.2.2008 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmiştir....

            DAVA TARİHİ : 22.06.2018 HÜKÜM/KARAR : Ret Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen Bağkur sigortalılık tespiti davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili, davacının Bağ-Kur tescil ve hizmet süresinin vergi mükellefiyet tarihleri olan 21.02.1992 ile 30/06/1992 tarihlerine göre düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir. II....

              İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 16/01/2020 NUMARASI : 2017/169 E., 2020/8 K., DAVA KONUSU : Tespit (Sosyal Güvenlik Hukuku KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ İDDİANIN ÖZETİ Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin Bağ-Kur sigortalısı olduğu, Kurum kayıtlarında tescil tarihinin 03.12.2002 olarak göründüğü, 10.10.1990 tarihinde Bor Şoförler Odasına kaydı olduğu, bu kaydın halen devam ettiği, bu tarihten itibaren kendi nam ve hesabına çalışmalarının bulunduğu, sigortalılık hakkını kazanmak için Kuruma 05.05.2003 tarihinde Bağkur giriş bildirgesi verdiği, davalı Kurum tarafından hatalı işlem yapılarak Bağ-Kur sigortalılığının 03.12.2002 tarihinden başlatıldığı, oysa tescil tarihinin 10.10.1990 olması gerektiğini belirterek, davacının 03.12.2002 tarihli Bağkur (4/1- b) tescil kaydının Bağkur Şoförler Odası ilk üyelik tarihi olan 10.10.1990 tarihi olması gerektiğinin, 10.10.1990- 03.12.2002 tarihleri arası 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespitine karar verilmesini...

              UYAP Entegrasyonu