İŞ MAHKEMESİ TARİHİ : 17/02/2020 NUMARASI : 2018/668 E., 2020/170 K., DAVA KONUSU : HİZMET TESPİTİ KARAR : GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ : İDDİANIN ÖZETİ: Davacı dava dilekçesinde özetle; 01/09/1987 tarihinden itibaren dava dışı T2 ait işyerinde çalışmasına rağmen bu dönemin SGK kayıtlarında görünmediğini, işyeri tarafından 01/09/1987 tarihi itibari ile işe giriş bildirgesinin verildiğini ancak çalışmasının bildirilmediğini, T2 ait işyerinde çalıştığını belirterek, sigortalılığının tespitini talep ve dava etmiş, 21/01/2019 tarihli celsede talebinin 1 günlük sigortalık ve sigorta başlangıcının tespiti olduğunun beyan etmiştir. SAVUNMANIN ÖZETİ: Feri müdahil kurum vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait 01/09/1987 tarihli işe giriş bildirgesi verildiğini, ancak işveren tarafından adına prim yatırılmadığını, kurum kayıtlarında görünmeyen çalışma iddialarının gerçeği yansıtmadığını belirterek davanın reddini istemiştir....
Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. 2....
Bu kapsamda, yeniden geri çevirmeye mahal bırakmaksızın; Davalı SGK Başkanlığından davacıya ait bağkur giriş bildirgesi intikal tarihinin sorularak, davacıya ait bağkur şahsi sicil (4/b) dosyasının okunaklı bir suretinin celp edilip dosyaya eklenmesine, Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Belirtilen işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine, GERİ ÇEVRİLMESİNE, 22.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Taraflar arasındaki bağkur sigortalığının tespiti davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; cevabı yazıya ilişkin bilgi ve belge dava dosyası içerisinde ve UYAP ile oluşturulan elektronik ortamda bulunmadığı belirlenmiştir....
Bu kapsamda, yeniden geri çevirmeye mahal bırakmaksızın; davalı Kurumdan davacının 28.02.2006 tarihli tesciline esas bağkur giriş bildirgesinin intikal tarihinin (resen kurumca tescil edilmiş ise tescil tarihinin) sorularak bağkur giriş bildirgesinin okunaklı bir suretinin celp edilip dosyaya eklenmesine, Bu itibarla sözü geçen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere dosyanın Daireye gönderilmesi gerekir. KARAR Açıklanan sebeple; Belirtilen işlemlerinin yerine getirilmesi için dosyanın hükmü veren Bölge Adliye Mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 30.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
K A R A R 1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 3-Dava, davacının 10.05.1984 – 03.10.2000 tarihleri arasında esnaf bağkur sigortalılığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile; davacının, 03.05.1986- 03.10.2000 tarihleri arasında bağkur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmiştir. Davacının talebinin kısmen kabulüne karar verilmesine rağmen davalı kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı H.M.K.’nun 370/2. maddesi uyarınca hüküm bozulmamalı, davalı kurum lehine vekalet ücreti takdir edilmek suretiyle düzeltilerek onanmalıdır....
Mahkemece davacının.. hizmetlerinin tespiti taleplerinin hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair verilen karar doğrudur... sigortalılık yönünden ise davacının muhtar tarafından tanzim edilen ve 9.10.1987 tarihinde kayda alınan giriş bildirgesi ile 1.11.1987 tarihinden itibaren resen tarım bağkur sigortalı kaydının yapıldığı, 2002 ve 2004 yıllarında tesis kadastrosu ile sahip olduğu tarla ve bahçelerinin olduğu, köy muhtarı ve azalardan oluşan tanıkların davacının geçimini çiftçilikten temin ettiğini beyan etmeleri karşısında tarımsal faaliyetinin kanıtlanmış olduğu halde 1.11.1987 tarihinden 3.10.2000 tarihine kadar tarım bağkur sigortalı olduğunun kabul edilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır....
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve yersiz açılmış bir dava olup, reddinin gerektiğini, davalı kurumca davacının başvurusu üzerine mevzuat ve kayıtlar çerçevesinde gereken işlemlerin yapıldığını, TC kimlik ve 7383342628 Bağkur-nolu kurum sigortalısı davacı T1 13.08.2018 tarihli dilekçesi ile ürün satışı üzerinden kendisinden bağkur adına tevfikat kesintisi yapıldığını belirterek sigortalılık sürelerinin tespiti talebinde bulunduğunu ancak davacının tarım bağ-kur dosyasının tetkikinde ve davacı tarafından verilen 13.08.2018 tarihli dilekçe ve ekinde verilen ürün kesinti listesinde davacının adının olmadığının açıkça görüldüğünü, davacının teslim etmiş olduğu ürünlerden herhangi bir şekilde bağ-kur adına kesinti yapılmadığından davacının taleplerinin yersiz olduğunu, açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir....
SAVUNMANIN ÖZETİ Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 2001 yılına kadar çalıştığını, 2001 yılında kendi isteğiyle işten ayrıldığını, 2001 yılında işten ayrıldıktan sonra bağkur kapsamında taksi çalıştırdığını, bağkur sigortalılığı ile 4/a sigortalılığının aynı anda olamayacağını, resmi belgede üstünlük gereği bağkur kapsamında geçirilen sürelerin 4/a sigortalıymış gibi sayılarak çifte sigortalı kabul edilemeyeceğini, bağkur sigortalılığının davacının iddia ettiği 1980- 2017 arasındaki süreyi kestiğini, 2001 öncesi çalışmalara ilişkin hizmet tespitinin zaman aşımına uğradığını, davacının bağkurlu olduğu dönemde gerek eski çalışması gerekse oğlunun da müvekkili şirkette çalışması nedeni ile rast gele zamanlarda iş yerine uğrayıp çalışanlarla ve şirket yöneticileri ile sohbet ettiğini, bunun bağkur çalışması olarak kabul edilemeyeceğini, kaynak operatörlerinin mesleki yeterlilik belgesi zorunluluğu kapsamında yeterlilik belgesi almaları gerektiğini, davacının mesleki...
K A R A R Dava, davacıların murisi ... 01.02.2005 ile 07.02.2008 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde geçen hizmetinin tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, murisin bağkur sigortasının ölüm tarihine kadar devam ettiği ve bir kimsenin Bağ Kur lu olduğu dönemde aynı zamanda SSK lı olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosyadaki kayıt ve belgelerden davacının murisinin 07.02.2008 tarihinde vefat ettiği, 06.11.1984 tarihi itibariyle vergi kaydına istinaden bağkur tescilinin yapıldığı,Nakliyecilik faaliyetinden dolayı ......