Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Haksız rekabet eyleminin kişilik haklarına bir tecavüz teşkil etmesi, tecavüz nedeniyle manevi zarar doğmuş olmalı, duyulan manevi zarar ile haksız rekabet fiili arasında uygun bir illiyet bağı olmalı, failin kusurlu olması gerekmektedir. Manevi tazminata karar verebilmek için haksız rakabet oluşturan fiilin aynı zamanda maddi zarara yol açmasına gerek yoktur. --- uygulamasına göre haksız rekabet fiili sabit ise maddi tazminat oluşmasa da davacı lehine uygun bir manevi tazminat hükmedilmesi gerekir. Manevi tazminatın miktarını davaya bakan hakim takdir hakkını kullanarak belirleyecektir. Ancak hakimin bu takdir hakkı keyfi ve kuralsız olmayıp bir takım esaslara bağlıdır....

    İNCELEME VE GEREKÇE Asıl dava, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshinden kaynaklanan uğranılan kâr kaybı, cezai şart ve iade edilmeyen tüp bedellerinin tahsili; karşı dava ise bayilik sözleşmesi kapsamında davacı tarafından nakde çevrilen teminat bedelinin tahsili ve manevi tazminat istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl davanın kabulüne, karşı davadaki maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; bu karara karşı, taraf vekillerince, yasal süreler içinde ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesi, HMK'nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleriyle ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır....

    yol açtığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur....

      Birleşen davada, intifa hakkı sona ermesine rağmen, birleşen davalının intifa şerhinin terkini ile ilgili işlem yapmadığı ve intifa hakkını kaldırmadığından, birleşen davacının maddi ve manevi zararına yol açtığı iddiası ile maddi ve manevi tazminat isteminde bulunulmuştur. Dava konusu taşınmazın intifa hakkının devamı nedeniyle, birleşen davacının maddi zararının varlığı, miktarı ve birleşen davalı eylemi ile illiyet bağı kanıtlanamadığından maddi tazminat istemi reddedilmiştir. Birleşen davalının hukuka aykırı ve birleşen davacı şirketin kişilik haklarının zedeleyici nitelikte bir eylemi kanıtlamadığından manevi tazminat istemi reddine, şeklindeki gerekçe il e neticeten; 1- Asıl davanın KISMEN KABÜLÜNE, Davacının kar yoksunluğu ve sözleşmenin 18....

      - K A R A R - Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 10.02.1993 tarihli bayilik sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafın ürettiği araçları satmak amacıyla müvekkilinin plaza inşa ettirdiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkide sorun olmadığını, müvekkilinin davalıya olan borçlarını zamanında ödediği halde davalının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, feshin MK'nun 2.maddesine aykırı olduğunu ileri sürerek 550.000 TL maddi, 100.000 TL manevi tazminatın davalıdan faizi ile bilikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 13.8.2010 havale tarihli dilekçesiyle maddi tazminat talebini 1.711.500.00 TL'ye çıkarılmıştır. Davalı vekili, davacının iyi niyetli olmaması, borçlarını ödememesi ve yükümlülüklerini yerine getirmemesi sonucu, 08.02.2001 tarihli ihtarnameyle yetkili satıcılık sözleşmesinin sözleşmenin 35.,37/a maddeleri gereğince feshedildiğini, feshin haklı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur....

        Çek No: .... 45.000 TL bedelli çekler üzerinde de ihtiyati tedbir kararı verilmesini ciro ve ödeme yasağı karan verilmesini, sözleşmenin haklı feshinin kabulü, maddi ve manevi tazminat verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde ve özetle; Taraflar arasında imzalanmış 31.5.2013 tarihli bir bayilik sözleşmesi olmadığını, davacının dosyaya sunduğu bayilik sözleşmesinin aslını dosyaya sunmasının gerektiğini, davanın esasına girilmeden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafından Beşiktaş ... Noterliğinden keşide edilen 30.10.2014 tarihli ve ... yevmiye numaralı ihtara verilen 21.11.2014 tarih ve ... yevmiye numaralı İzmir ......

          ın mallarını haksız suretle temin ettiği iddiasıyla haksız rekabetin tespiti ile tedbir talepli açtığı davada 08/08/2006 tarihinde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, müvekkilinin haksız ihtiyati tedbir nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın 08/08/2006 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir . Davalı vekili, davacı ile ... Derneği arasında yazılı bir bayilik sözleşmesinin bulunmadığını, peşin para ile müşteri statüsünde mal satıldığının tespit edildiğini, davacının zararının olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

            , davacı dışında bir başka firmaya ürünlerin dağım yetkisi vermeyeceğine ilişkin bir taahhüdü bulunmadığını, bayilik sözleşmesinin 8.maddesinde, Bayilik bölgesinde başka bayiler ihdas edemeyeceği ifade edilmekle birlikte maddenin devamında“ancak bayinin satışının ve bölge özelliğini de dikkate alınarak......

              KARAR Davacı, 2001 yılında şans oyunları oynatabilmek amacıyla davalı idareden bayilik ruhsatı aldığını, ruhsatının 3 kez iptal edildiğini, iptal kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle dava actığını, davanın Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini,hukuka aykırı yapılan bu üç iptal sebebiyle kazanç kaybına uğradığını, aynı zamanda kişilik haklarının zedelendiğini ileri sürerek maddi ve manevi zararlarının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, idarenin bilgisi dışında davacının şirket hisselerinin tamamını 3. kişilere devrettiğini, bu durumun fiilen ruhsatın devri anlamına geldiğini, ruhsat devrinin ise Şans Oyunları Yönetmeliğinin 32/n maddesi gereğince yasaklandığını savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece davanın maddi tazminat yönünden kabulüne, manevi tazminat yönünden reddine hükmedilmiş, karar davalı tarafça temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle Ankara 6....

                -KARAR- Davacı vekili, müvekkilinin 1999 yılı Temmuz ayından itibaren davalının yetkili satıcılığını sürdürdüğünü, ancak davalının Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’ni haksız olarak feshettiğini, fesih sebebiyle araç satış, servis işçilik, yedek parça satış kârından mahrum kalındığı gibi bu feshin davacının ticari itibarını zedeleyip, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 50.000.00.-er TL.maddi ve manevi tazminatın ihtar tarihinden işleyecek reeskont faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 24.04.2009 günlü dilekçesi ile maddi tazminat tutarını ıslah ettiğini bildirdiği halde ıslah harcını yatırmayacağını duruşma sırasında imzası ile beyan etmiştir. Davalı vekili, davacının sözleşme yükümlerini yerine getirmediğini, sözleşmenin feshinde kusurlu olan davacının tazminat isteyemeyeceğini ileri sürerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur....

                  UYAP Entegrasyonu