Asliye Hukuk Mahkemesine babalık davası açarak, babası olduğunu iddia ettiği ......
Sulh Hukuk Mahkemesinin 2018/340 Esas, 2018/718 Karar sayılı ilamı incelendiğinde; küçük Ömer Talha Türk adına babalık davası açmak, soy bağının reddi işlemlerini takip ve temsil etmek üzere T1 kayyım olarak atanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Davacı kayyımın dava dilekçesinde küçük Ömer Taha Türk ile nüfus kayıtlarında baba olarak gözüken T2 arasındaki soybağının kaldırılmasını ve küçük ile gerçek baba olan Ferhat Çelik arasında soybağının kurulmasını talep ettiği, soy bağının reddi davası ile babalık davasının aynı anda görülememesi nedeniyle babalık davasının iş bu dosyadan tefriki karar verildiği, babalık davasının mahkememizin 2019/717 Esas sırasına kaydının yapıldığı anlaşılmıştır....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi KAYYIM İHBAR OLUNAN DAVA TÜRÜ :Babalığın Tespiti - Nafaka Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava küçük adına kayyım tarafından açılan babalık davası ve küçük yararına nafaka tayini taleplerine ilişkindir. Kayyım..., ihbar olunan anne ... tarafından davalı ... aleyhine açılan babalık davası nedeniyle Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesi uyarınca ...Sulh Hukuk Mahkemesinin 1999/119 esas 1999/306 karar sayılı ilamıyla küçük ...'i o davada temsil etmek üzere temsil kayyımı olarak atanmıştır. İhbar olunan anne ... tarafından açılan babalık davası, ...l. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/54 esas 2003/62 karar sayılı ilamıyla 18.02.2003 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiştir....
KARŞI OY YAZISI ... kayyımı tarafından açılan babalık davası sonucunda davalı ile küçük Tolga arasında babalık hükmü ile soybağı ilişkisi kurulduğu halde kişisel ilişki kurulması yönünde bir karar verilmemiş olup çocuğu ile kişisel ilişki kurulması gereği davalı tarafından açık olarak temyiz edilmiştir. Davaların çabuk, basit ve ucuz bir biçimde incelenmesinde tarafların olduğu gibi kamunun da yararı vardır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. (Anayasa m. 141) Usul ekonomisi ilkesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.ncı maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ile paralellik göstermektedir. Mevcut davada karar verilmesi mümkün olan bir konuda tarafları yeni bir dava açmaya yöneltmenin yukarıda açıkladığımız ilkelerle bağdaşır bir tarafı yoktur. O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....
Velayet kendisine verilmeyen taraf ile ortak çocuk arasında kurulacak kişisel ilişkide çocuğun üstün yararı yanında analık ve babalık duygularının da tatmin edilmesi gerekmektedir. Davacı babayla ortak çocuk .... arasında günümüzdeki ulaşım kolaylıkları da dikkate alınarak her ayın belirli hafta sonları da kişisel ilişki kurulmaması babalık duygularını tatmin etmekten uzaktır. Açıklanan sebeple mahkemece davanın kabulü ile ortak çocuk ile davacı arasında babalık duygularını tatmin eder şekilde kişisel ilişki kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 22.12.2016 (Prş.) .......
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava babalık davasıdır. Hazine ihbar üzerine (TMK. md. 301) usulüne uygun olarak müdahale isteğinde bulunup davaya müdahil olmadığına ve davada taraf durumuna gelmediğine göre, hükmü temyizde hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu sebeple temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir. SONUÇ:Temyiz dilekçesinin yukarıda gösterilen sebeple REDDİNE, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 28.01.2013 (Pzt.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi :3-Nüfus Müdürlüğü DAVA TÜRÜ :Soybağının Reddi - Babalık- Evlat Edinme Sırasında Ana :ve Babanın Rızasının Aranmaması Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm soybağının reddi ve babalık davası yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2012 (Pzt.)...
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından veya çocuk adına açılan babalık davalarında artık herhangi bir hak düşürücü süre söz konusu değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı, 426/2. maddesinde ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı, 301. maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Babalığın tespiti davasında davacı anne tarafından babalık davası açıldığında yasal temsilci ile çocuk arasında çıkar çatışması olduğu durumlarda çocuğa kayyım atanarak taraf teşkilinin sağlanması gerekir. İlk derece mahkemesi babalık davasında annenin her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek çocuğa kayyım tayin edilmelidir. Somut olaya gelince Çocuğa 3....
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından veya çocuk adına açılan babalık davalarında artık herhangi bir hak düşürücü süre söz konusu değildir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 337. maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı, 426/2. maddesinde ise yasal temsilci ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı, 301. maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Babalığın tespiti davasında davacı anne tarafından babalık davası açıldığında yasal temsilci ile çocuk arasında çıkar çatışması olduğu durumlarda çocuğa kayyım atanarak taraf teşkilinin sağlanması gerekir. İlk derece mahkemesi babalık davasında annenin her zaman çocuğun yararına davranmayacağı ilkesinden hareket ederek çocuğa kayyım tayin edilmelidir. Somut olaya gelince Çocuğa 3....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı Merve Görür dava dilekçesinde, T3 ile boşanma davası devam ederken davalı T2 ile birlikteliğinden T5 doğması nedeniyle nüfusa eski eşi T3 adına tescil edildiğini, küçüğün gerçek babasının davalı T2 olduğunu iddia ederek, T2 'ın, oğlu Umut'un babası olduğuna karar verilmesini istemiş; mahkemece davanın babalık davası olduğu, bir başka erkekle soybağı bulunan çocuğun bu soybağı usulünce reddedilmeden babalık davasının da dinlenmeyeceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. 04.06.1958 ve 15/6 Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme kararı gereğince, maddi olayları açıklamak taraflara, ileri sürülen olayları hukuken nitelemek ve uygulanacak kanun hükümlerini tesbit etmek görevi ise hakime aittir....