in hanesindeki kaydının iptali ile ...'in çocuğun babası olmadığı ileri sürüldüğüne göre dava nüfus kaydının iptali değil Türk Medeni Kanunu’nun 298. maddesine dayanan tanımanın iptali niteliğindedir. Davanın yasal dayanağını teşkil eden Türk Medeni Kanunu’nun 298. maddesi ise aile hukuku kitabında yer alıp 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanun’un 4. maddesi gereğince davaya bakma görevi aile mahkemesine aittir. Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden gözetilir. Bu husus dava şartıdır. O halde davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması gerekirken bu husus nazara alınmadan karar verilmiş olması, 2-Kabule göre de; Küçüğün nüfus kayıtlarında 20.05.2011 olan doğum tarihinin hastane kayıtlarına göre 11.01.2009 olarak tashihine ilişkin bir dava mevcut değilken talep dışına çıkılarak doğum tarihinin tashihine karar verilmiş olması, Doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tanımanın iptalı Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 09.05.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü taraflardan kimse gelmediğinden incelemenin dosya üzerinden yapılmasına karar verildi. Temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Mahkemece, davacı vekili tarafından açılan tanımanın iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edildikten sonra davacı asıl ... 27.04.2017 havale tarihli usulüne uygun kimlik bilgileri de tespit edilmiş dilekçesi ile davadan ve temyizden feragat ettiği anlaşılmaktadır....
Somut olayda, iptali istenen... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 13.08.1969 gün, 1969/264 Esas, 1969/274 Karar sayılı mirasçılık belgesinde mirasçı olarak gösterilen ve murisin tanıması yoluyla mirasçı olan ..., ..., ..., ..., ..., ... aleyhine davacılar ... ve ... tarafından... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/60 Esas sayılı dosyası ile tanımanın iptali davası açılmış ve açılan dava henüz derdest bulunmaktadır. ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2014/60 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesi beklenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.03.2016 gününde oybirliği ile karar verildi....
Noterliği'nin 26.08.1999 tarih ve 024924 yevmiye sayılı tanıma senedine göre tescil edildiğine göre davalı ... aleyhine açılan dava "tanımanın iptali davası" niteliğinde olup, 4721 sayılı Kanun'un 300 üncü maddesi gereğince tanıyanın dava hakkının, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceği hükmü gözetilerek, davalı ... aleyhine açılan davanın 4721 sayılı Kanun'un 300 üncü maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre geçtikten sonra, açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın bu gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken, İlk Derece Mahkemesince davalı ... aleyhine açılan davanın soybağının reddi davası olduğu, 4721 sayılı Kanun'un 289 uncu maddesinde düzenlenen hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş olması ... görülmemiştir....
Bölümünde "Tanıma", bir yabancı eğitim belgesinin, eğitim ve/veya iş etkinliklerinde kullanılmak üzere yetkili makam tarafından resmi olarak kabulü şeklinde tanımlanmış; VI. bölümünün 1. maddesinde ise "Bir tanıma kararı, yükseköğretim belgesi tarafından belgelenen bilgi ve beceri esasına dayanıyorsa, her Taraf, tanımanın istendiği belge ile tanımanın istendiği Tarafça bu belgeye karşılık gelen diploma arasında önemli bir farklılık(substantial difference) görülmediği durumda, diğer Tarafta verilmiş yükseköğretim belgelerini tanıyacaktır." kuralına yer verilmiştir. Dosyanın incelenmesinden, Bulgaristan Sofya Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümünden 2013 yılında mezun olan davacının diplomasına denklik verilmesi istemiyle yaptığı başvurunun, seviye tespit sınavından başarılı olması halinde denklik verilebileceği gerekçesiyle davalı idarece reddi üzerine söz konusu işlemin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır....
Nüfus kayıtlarındaki düzeltme istemine ilişkin davalarda, mahkemelerin hiç bir kuşku ve duraksamaya neden olmaksızın doğru sicil oluşturmak zorunluluğu bulunduğu gözetilerek, somut olayda mahkemece salt taraflar ve tanık beyanları ile yetinilmeyip bu iddia ile ilgili olarak DNA testi yaptırılıp alınacak rapor da gözetilerek karar verilmesi gerekirken tanımanın iptali yapılmadan ana adının tashihinin mümkün bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alındığında davacının gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan .... ve .... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ....'in nüfusuna kaydına ilişkin birinci talebi, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi kapsamına giren nüfus kaydının düzeltilmesi davası olup, asliye hukuk mahkemesi görev alanında kalmaktadır. İkinci talep olan ...'ın davacının gerçek babası olduğunun tespiti talebi ise babalık davası olup aile mahkemesinin görevi kapsamındadır. Mahkemece, gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan ... ve ... hanesindeki nüfus kaydının iptali ile gerçek annesi ....'...
(TMK m. 329) Yasal düzenleme bu olmakla birlikte davalı baba, davacı anne ile bir dönem birlikte olduğunu, davacının Marmaris'e gelerek, çocuğu tanımaması halinde rezillik çıkaracağını söyleyerek kendisini korkuttuğunu, bu korku nedeni ile çocuğu tanıyıp nüfusuna alıp kayıt ettiğini, Marmaris 3.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/584 E tanımanın iptali davası açtığını belirmiştir. Tanımanı iptali davasının sonucu göre eldeki dosyada verilecek karar da değişecektir. Bu nedenle Marmaris 3.Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2019/584 E.sayılı dosyasının sonucu beklenmelidir. (HMK. m.165) Kabule göre de davacı annenin de bakım yükümlüğün bulunduğu, takdir edilecek nafakanın miktarının iki tarafın da sosyal ekonomik durumuna göre değişiklik göstereceği ortada iken davacının ekonomik durumu araştırılmadan nafaka takdiri de hatalı olmuştur....
DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali KARAR DÜZELTME İSTEYEN : Davalı Mirasçılarından 1-.... ... Yukarıda tarihi, konusu ve tarafları gösterilen hükmün; bozulmasına dair Dairemizin 27.12.2012 gün ve 19630 - 31804 sayılı ilamıyla ilgili karar düzeltme isteminde bulunulmakla, evrak okundu, gereği düşünüldü; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1.10.2011 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, bu Kanuna 6217 sayılı Kanunla ilave edilen geçici 3. maddenin (1.) bendinde, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun kanun yollarına ilişkin hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı hükme bağlandığından, karar düzeltme talebinin incelenmesi gerekmiştir....
Ancak; Dava, davacının 02.10.2014 tarihli duruşmadaki beyanı ile tanımanın iptali davasına dönüşmüştür. Tanıyan...öldüğüne göre davanın TMK 298/2 uyarınca tanıyanın mirasçılarına karşı açılması ve yürütülmesi gerekir. Buna göre, mahkemece tanıyan ...’nın tüm mirasçılarının davaya dahil edilip husumet eksikliği tamamlanıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan, eksik inceleme ve yerinde olmayan gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 03.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....