kararlaştırılması sebebiyle, ikinci fıkrayla ilgili iptal hükmü 07.03.2012 tarihinde, dördüncü fıkrayla ilgili iptal hükmü ise 21.07.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir. Somut olayda dava, Türk Medeni Kanunu'nun 301/1, 303/2 maddelerine dayalı olarak açılan babalığın tespiti istemine ilişkin olup mahkemece hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında babalık davasında çocuk yönünden artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu olmadığından mahkemece baba olduğu iddia edilen ve 13.01.1974 tarihinde öldüğü anlaşılan ...'...
Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi h...nde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması h...nde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, kendiliğinden baba sıfatını kazanacaktır....
Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285.maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....
Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın, babalık sıfatı kendiliğinden ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, kendiliğinden baba sıfatını kazanacaktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Soybağının Reddi- Babalığın Tespiti Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 28.11.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı vekili Avukat ... ve karşı taraftan davacı ... Gencer ile vekili Avukat Esma Sen ve nüfus müdürlüğü temsilcisi geldiler....
Babalık davası, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir (TMK m.301). Yapılan yargılama ve toplanan delillere göre, dosya kapsamında taraf teşkilinin sağlandığı, nüfus kaydı uyarınca dava konusu çocuğun 09/01/2018 doğumlu T5 olduğu, Umut Can ve Hatice çocuğu olarak nüfusa kaydedildiği ve ATK raporu uyarınca davalının %99,99 ihtimalle çocuğun biyolojik babası olduğunun açıklandığı anlaşılmıştır. Bu itibarla babalık davasına yönelik olarak, mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, ilk derece mahkemesi babalık hükmünün usul ve yasaya uygun olduğu sonuç ve kanaatine ulaşıldığından, davalı tarafın bu yöndeki istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir....
Anayasa Mahkemesinin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere, kişinin genetik-biyolojik kökeni kendisine ait olmayan çocuğu reddetme hakkı en temel haklarından birisidir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, Kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği, 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır. 289.madde metninde yer alan "her halde doğumdan başlayarak beş yıl" ibaresi Anayasa Mahkemesinin 25.06.2009 tarihli ve 2008/30 Esas, 2009/96 Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş, ... bu iptal kararı 07.10.2009 tarihli 27369 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe...
Babalık davası, Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma; kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir.'' hükmü yer almaktadır. Babalık davasına dair hak düşürücü süreler ise Kanunun 303. Maddesinde düzenlenmiş olup, babalık davasının, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabileceği, çocuğun açacağı babalık davası yönünden maddenin ikinci fıkrasında öngörülen hak düşürücü sürenin Anayasa Mahkemesi’nin 27/10/2011 tarihli ve 2010/71 Esas, 2011/143 Karar sayılı kararı ile iptal edildiği, annenin açacağı babalık davası yönünden ise doğumdan başlayarak bir yıl içerisinde açılması gerektiği, çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık sürenin bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlayacağı, bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde de dava açılabileceği düzenlenmiştir....
Nüfusta kayıtlı anne ve baba adının gerçeği yansıtmadığı ve bu nedenle gerçek anne ve baba adının yazılması istemiyle açılacak ve nüfusa kayıtlı bulunan hanenin de değiştirilmesi sonucunu doğuracak davalarda, esasen iki iddia bulunmaktadır. Bunlardan bir tanesi, çocuğun kayden anne olan kadından değil, başka bir anneden doğduğu; ikincisi ise, kayden baba olarak gözüken kişinin genetik baba olmadığı iddiasıdır. Bu davada, kayden anne gözüken kişinin çocuğu doğurmadığı, genetik annenin başka bir kadın olduğunun tespit edilmesi halinde, yukarıda sözü edilen babalık karinesi aksi yönde işleyecek ve “Genetik annenin kocası olmayan” kayden babanın babalık sıfatı, aksine bir iddia bulunmadığı takdirde, ortadan kalkacaktır. Mahkemece belirlenen genetik annenin, çocuğun doğduğu tarihte evli bulunduğunun anlaşılması halinde, TMK'nın 285. maddesinde yazılı babalık karinesi nedeniyle genetik annenin kocası olan erkek, baba sıfatını kazanacaktır....
Anayasa Mahkemesinin iptal kararlarından sonra, çocuk tarafından açılan babalık davasında artık herhangi bir hak düşürücü süre sözkonusu değildir. Bu durumda çocuk açısından davanın süresinde olduğu açıktır....