Baba soyadının ne özelliği vardır ki “evlilik dışı” bir çocuk için “babalık hükmü alanlar” yönünden de bu uygulamaya geçilmiştir/geçilmektedir? Kadın erkek eşitliği açısından bakıldığında “evlilik dışı çocuk” açısından ana soyadı ile baba soyadının birbirine üstünlüğünden söz edilemez. Değerli çoğunluğun 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (Resmi Gazete: 29 Nisan 2006 - Sayı : 26153) Geçici Madde 5 hükmüne dayanması da olanaksızdır. Gerçekten Geçici Madde 5 hükmü ile 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu m. 321 hükmü “babalık hükmü alanlar” yönünden de yürürlükten kaldırılmış mıdır? Başka bir anlatımla babalık davalarında bundan sonra ana hanesine tescil edilen çocukların babalığa hüküm kararı sonucu “baba hanelerine nakline” karar verilmesi bir zorunluluk mudur/“emredici” bir hüküm müdür?...
Burada çocuğun kayden baba olarak görünen kişinin nüfusundan çıkarılması işleminin de soybağı davası ile bir ilgisi bulunmamaktadır, zira çocuk kayıt babasına 4721 sayılı Kanun’un soybağı hükümlerine göre değil, tarafların baştan itibaren yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemleriyle yasaya aykırı şekilde kurulmuştur. 4721 sayılı Kanun hükümlerine göre soybağının reddi davası ancak babalık karinesi kapsamında yer alan, dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığının tespitine yönelik olarak açılan dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır....
Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “Babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18. HD 2015/1360- 3281, 2015/1591- 4537)....
Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “Gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “Babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “Soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4.maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir (Yargıtay HGK 2013/354- 1554, 18. HD 2015/1360- 3281, 2015/1591- 4537)....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık Davası Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkeme kararının ve hazine vekilinin temyiz dilekçesinin kayyıma ve Cumhuriyet Savcılığına tebliğ edilmesi için dosyanın yerel mahkemesine GERİÇEVRİLMESİNE, oybirliğiyle karar verildi.25.05.2006 (Prş.)...
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi İHBAR OLUNANLAR DAVA TÜRÜ :Babalık Taraflar arasındaki babalık ve tazminat davalarının birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm küçük ...'...
Bunu sağlayan dava ise babalık davasıdır. Babalık davası ana veya çocuk tarafından açılabilir. TMK'nin 295. maddesinde ise tanıma düzenlenmiştir. Buna göre, tanıma, babanın nüfus memuruna veya mahkemeye yazılı başvurusu ya da resmî senette veya vasiyetnamesinde yapacağı beyanla olur. Somut olayda dava, baba olduğunu iddia eden kişi tarafından açılan babalığın tespiti davasıdır. TMK'nin 301. maddesi uyarınca babalığın tespiti davası ancak anne veya çocuk tarafından açılabileceğinden, davacı babalık davası açamayacaksa da; babalığın tespiti talebi tanımanın tespiti istemini de içerdiğinden, davacı, çocuğun babası olduğunu ileri sürerek mahkemeye yazılı olarak başvurduğuna göre, bu başvurunun mahkemeye yapılmış "tanıma" başvurusu olarak değerlendirilip bu çerçevede hüküm kurulması gerekirken, bu yön nazara alınmadan hatalı nitelendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava soy bağının reddi ve babalık davası olduğu anlaşılmaktadır. Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda ilk derece mahkemesi tarafından yargılama yapılarak karar verilmiş ise de kararda esas ve usulden eksikliklerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilinin dosya içerisine sunduğu vekaletname genel vekaletname olup, soy bağının reddi ve babalık davası şahsa sıkı sıkıya bağlı bir hakkın kullanılması özelliği taşıdığından özel vekaletname ile tarafların temsili gerekir. Davacı tarafa süre verilmeli özel yetki içeren vekalet sunulması halinde dosya içerisine alınması gereklidir. Davacı dilekçesi ile yurt dışında yaşayan biyolojik babanın 2019 yılı haziran ayında Türkiye'ye gelerek davacının kendisine bu durumu söylediği iddia edilmiştir....
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alınarak mahkemece Hazine ve Cumhuriyet savcısına ihbar edildikten sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. 3-TMK'nun 301. maddesine göre ananın babalık davası açma hakkı bulunduğuna göre, birleşen dosya davacısı ... tarafından açılan babalığın tespiti davasının asıl davada görülen davacı ... tarafından açılan soybağının reddine ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesinin beklenmesinden sonra karar verilmesi gerekirken; birleştirme kararı ve ananın soybağının reddi davası açamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, doğru olmadığından kararın bozulması gerekmiştir....
Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....