Asliye Hukuk Mahkemesince; çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmadığı, anne yönünden davanın kayıt düzeltim davası olarak kalmakla birlikte, genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden babalık karinesi gerçekleşmeyeceğinden genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebinin "soybağı davası" niteliği kazandığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Afyonkarahisar 2. Aile Mahkemesince; davacı tarafın iddiasının TMK'nın 285.maddesinde yer alan babalık karinesi kapsamında kalmamakta olup nüfus kaydındaki gerçeğe aykırı beyanların düzeltilmesi talebi kapsamında kaldığı gerekçesiyle karşı görevsizlik kararı verilerek yargı yerinin belirlenmesi amacıyla dosya dairemize gönderilmiştir. Dava, nüfus kaydının düzeltilmesi istemine ilişkindir. 4721 sayılı TMK'nın 282. maddesi uyarınca, anne ile çocuk arasındaki soybağı doğum ile baba ile çocuk arasındaki soybağı ise “anne ile evlenme”, “tanıma” ve “hakimin hükmü” ile kurulmaktadır....
Değerlendirme 1.4721 sayılı Kanun'un 301 inci maddesi gereğince babalık davasının, Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği hükme bağlanmıştır. Dava çocuk adına anne tarafından açılan babalık davası olup, dava, Cumhuriyet savcısına ve Hazineye ihbar edilmeden, küçüğe kayyım atanmadan karar verilmiştir....
Davacının mahkemece kurulan babalık hükmüne karşı istinaf talebi bulunmamaktadır. TMK'nın 329. maddesine göre; küçüğe fiilen bakan ana veya baba, diğerine karşı çocuk adına nafaka davası açabilir. TMK'nın 337. maddesine göre; ana ve baba evli değilse velayet anaya aittir. TMK'nın 330. maddesindeki düzenleme, nafaka miktarının çocuğun ihtiyaçları ile ana ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçlerine göre belirlenir şeklindedir. TMK'nın 331. maddesi uyarınca da; durumun değişmesi halinde hâkim, nafaka miktarını yeniden belirler veya nafakayı kaldırabilir. TMK.nun 333. hükmünde açıkça düzenlendiği üzere, babalık davası ile birlikte nafaka istenebilir ve hakim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir....
Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesine göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Çocuğa doğumdan sonra kayyım atanmışsa, çocuk hakkındaki bir yıllık süre, atamanın kayyıma tebliği tarihinde; hiç kayyım atanmamışsa, çocuğun ergin olduğu tarihte işlemeye başlar. Çocuk ile başka bir erkek arasında soybağı ilişkisi varsa, bir yıllık süre bu ilişkinin ortadan kalktığı tarihte işlemeye başlar. Bir yıllık süre geçtikten sonra gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir....
Temyiz dilekçesinin süresinden sonra verilmesi hâlinde anılan Kanun’un 366 ncı maddesi atfıyla aynı Kanun’un 352 nci maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi uyarınca temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir. 6100 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi gereğince babalık davası gibi soybağını ilgilendiren davaları adli tatilde görülmeye devam edilir. Bu nedenle aynı Kanun'un 104 üncü maddesi babalık davalarında uygulanmaz. Bölge Adliye Mahkemesi tarafından verilen karar, davalı vekiline 09.07.2023 tarihinde tebliğ edilmiş; temyiz dilekçesi ise yasal süre geçirildikten sonra 17.08.2023 tarihinde verilmiştir. KARAR Açıklanan sebeplerle; Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süreden REDDİNE, Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde ilgiliye iadesine, Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 18.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....
Bu yön dikkate alınmaksızın, çocuk ile baba arasındaki soybağının belirlenmesini ana ve çocuğun isteyebileceği (TMK. m.301/1), baba olduğunu iddia eden kişinin babalık davası açamayacağı gözetilmeksizin davanın “babalık” olarak nitelendirilmesi ve yazılı gerekçe ile reddi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04.07.2011 (Pzt.)...
Hukuk dairesinin 03/04/2012 tarih, 2011/2463 E-2012/8110 ... sayılı ilamı ile; "davacının .... üzerindeki kaydının silinmesi isteği nüfus kaydının iptali, annesinin ... olmayıp... olduğunun tespiti ile bu şahsın hanesine tescil isteği yanlış kaydın düzeltilmesi niteliğinde, annesi ...in İsmet ile evlik dışı ilişkisinden doğduğuna ve İsmet’in hanesine tesciline ilişkin istek ise babalığa ilişkin olduğu, davacı ...’nın doğum tarihi itibarıyla davalı ... ve boşandığı eşi .....un evlilik dönemi içinde doğduğu dikkate alındığında buna yönelik isteğin soybağının reddi talebi içerdiği, soybağının reddi ve babalık davasının bu davadan tefrik edilerek görevli aile mahkemesine gönderilmesi gerektiğinden bahisle bozulması üzerine bozmaya uyulup babalık ve soy bağının reddi ile ilgili dava tefrik edilerek, yapılan yargılama neticesinde, soybağının reddi ve babalık davası ile ilgili görevsizlik kararı verilerek aile mahkemesine gönderilmiş; aile mahkemesince, ... raporu esas alınarak davacının...
, ana ve babalık duygularının tatmini esastır....
I-II) Ancak eşlerden biri evlenmeden sonra henüz bildirim yapılmadan “ölürse” tescil işleminin yapılabilmesi için aynen eşin bildirim görevini yerine getirmekten kaçınmasında olduğu gibi bir “soybağının düzeltildiğinin saptanması davası” açılması zorunludur. (GENÇCAN-Soybağı, s. 277) Alınacak mahkeme kararı ana babanın bildirimi yerine geçecektir. (Age. s. 278) Tescil işlemi ancak bu “saptama kararı” ile gerçekleştirilebilecektir. (Age. s. 277) Yerel mahkemenin düşüncesi gibi davayı “babalık davası” olarak değerlendiren değerli çoğunluğun “farklı görüşüne” bu sebeplerle katılmıyorum....
B)DAVALININ CEVABININ ÖZETİ: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde her ne kadar sadece muris İsmet Özkan ile davacı arasında baba-kız ilişkisinin tespitinin talep edildiği söylense de özü itibariyle bu talebin soy bağının tespitine ilişkin bir dava olduğu, başka bir deyişle babalık davası olduğu, bir kişinin, bir kişiye mirasçı olabilmesinin ya yasal mirasçı sıfatıyla ya da vasiyetname yoluyla atanmış mirasçı sıfatıyla olabileceğini, davacının talebinin muris İsmet Özkan'a yasal mirasçı olduğunun tespiti olduğunu, bir kişinin, bir kişiye yasal mirasçı olabilmesinin yolu, bu iki kişi arasında babalık davası ya da tanıma gibi hukuki bir takım eylemler sonucunda, resmi olarak soy bağı ilişkisinin kurulması olduğunu, davacının, dava dilekçesindeki talebi ile tam olarak bunu istediğini, dolayısıyla huzurdaki dava tam anlamıyla babalık davası olarak da bilinen soy bağının tespiti davası olduğunu, soy bağının tespiti davasının açılabilmesi için kurulmuş olan bir soy bağı...