Mahkemece davanın 5 yılllık hak düşürücü sürede açılmadığı ve gecikmeyi haklı kılacak bir sebebinde ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 297. maddesinde; tanımanın iptali davasının anaya ve çocuğa karşı açılacağı, 426/2. maddesinde; yasal temsilcisi (annesi) ile küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olayda, davanın baba tarafından anaya ve küçük ...'a karşı açıldığı, tanımanın iptaline ilişkin olduğu ve mahkemece küçüğe kayyım tayin ettirilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Yukarıdaki yasal düzenlemeler dikkate alındığında, mahkemece küçük ...'a kayyım tayin ettirilerek davanın kayyıma da yöneltilmesi suretiyle taraf teşkili sağlanıp gösterdikleri takdirde delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir....
nüfus kaydından iptali ile soybağının kaldırılmasını talep etmiştir....
Cumhuriyet Başsavcılığı" ile "DAVA: Tanımanın İptali" ibareleri yazılmak suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 24.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu aşamadan sonra, baba hanesinde kayıtlı çocukların bu hanedeki kayıtlarının iptali için açılacak dava tanımanın iptalidir. Türk Medeni Kanununun 300. maddesi “Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı,.... olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ay içinde dava açılabilir.” hükmünü içerdiği, davacı tarafından 03.12.2010 tarihinde tanıma işlemi yapılmış, dava ise bir yıllık hak düşürücü süre geçtikten sonra 20.10.2014 tarihinde açılmıştır....
Hukuk dairesinin yerleşik içtihatlarına göre; soybağının düzeltilmesine ilişkin davalar, tanımanın iptali, soybağının reddi, sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının iptali, babalık tespiti davaları olarak belirtilmiştir. Somut olayda davacı Suriye vatandaşı olduğunu, annesinin Ayyuş Sever olup Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olduğunu, Ayyuş Sever'in annesi olduğunun tespit edilmesini talep etmiştir. Dava, niteliği itibariyle nüfus kaydının düzeltilmesi niteliğinde bulunduğundan ve nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalar Asliye Hukuk Mahkemelerinin görev alanına giren davalardan olduğundan, Hatay 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar vermek gerekmiştir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, tanımanın iptali istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı Gülderen Tazeoğlu tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacılar vekili dava dilekçesinde, ölü eşi ... ... ile davalı ... çocuğu olarak görünen ...'ın gerçekte baba ... ... çocuğu olmadığını, ... ...'...
TMK’nın m. 297/f.l hükmüne göre tanıyanın; yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle açacağı tanımanın iptali istemli davayı anaya ve çocuğa karşı açılmalıdır ve ana ve çocuk arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Tanımaya karşı dava açabilecek diğer hak sahipleri ise TMK’nın 298. maddesinde düzenlenmiştir. TMK’nın 298. maddeye göre ana, çocuk ve çocuğun ölümü halinde altsoyu, cumhuriyet savcısı, Hazine ve diğer ilgililer tanıyan, tanıyan ölmüş ise mirasçılarına karşı tanımanın iptalini dava edebilirler. Yine diğer davalarda olduğu gibi bu tanımanın iptali davasında da hak düşürücü süre bulunmaktadır....
Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Hal böyle olunca Seçkin'in mevcut kayıttaki anne ve baba adının iptali ile gerçek anne ve babasının hanesine kaydedilmesi davasında gerçek babası ... ile arasında soybağı kurulacaktır. Bu haliyle davanın soybağı davası olarak nitelendirmesi gerekir. Soybağına ilişkin hükümler 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 282. maddesi ve devamında düzenlenmiş olup aile mahkemelerinin görevi kapsamındadır. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesinde düzenlenen nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına ise asliye hukuk mahkemesinde bakılır. Bu açıklamalar dorultusunda; 1-Davacıların, davalı ...'...
(Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine,peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi. 18.12.2006 (Pzt.) KARŞI OY YAZISI Türk Medeni Kanununun 297. madde uyarınca, tanıyan yanılma, aldatma veya korkutma sebebiyle tanımanın iptalini dava edebilir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Tanımanın İptali Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle tanımaya itiraz eden, tanıyanın mirasçısı olduğuna göre, "tanımanın iptalı" davasının Türk Medeni Kanununun 298. ve 300/2. maddelerine istinat ettiğinin kabulü gerekmesine göre yerinde bulunmayan temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna ve 73.90 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.08.12.2011 (Per.)...