Aynı Yasanın geçici 5.maddesinde ise bu Kanun yürürlüğe girinceye kadar tanıma beyanı veya babalığa hüküm kararı sonucu ana hanesine tescil edilen çocukların baba hanelerine nakline ana veya babanın birinin, çocuk ergin ise kendisinin müracaatı aranır hükmü ile 29.4.2009 günlü ve 27214 sayılı Resmî Gazete’de yayınlanan “Soyadı Nizamnamesinde Değişiklik Yapılmasına İlişkin Tüzük” ve bu Tüzük’le değiştirilen Soyadı Nizamnamesinin 15. maddesi de konuyla ilgili olup, evlilik dışında doğan çocuğun, anne babasının birbiriyle evlenmesi, babası tarafından tanınması ve babalık hükmü verilmesiyle birlikte babasının soyadını taşıyacağını belirtmektedir. Açıklanan yasal mevzuat gözetilerek evlilik dışı doğan çocuğun babalık hükmü ile birlikte baba hanesine babasının soyadı ile tescil edilmesi gerekmektedir. Dolayısı ile babalık hükmü sonucu çocuk artık annenin değil babanın soyadını taşıyacaktır....
Aile Mahkemeleri TMK'nın 282 ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK'nın 286. vd.) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Somut olayda davacı vekili, müvekkilleri ... ... ve ... ...'ın ... ... ile ... ...'ın nikahı olmaksızın aynı çatı altında bir aile gibi 5 yıl süren birlikteliğinden olmuş çocuklar olduğunu, çocukların resmi evlilik dışında doğduğundan gerçek anne ... ...'ın nüfus kaydına yazıldıklarını ve baba adlarının da ... olarak yazıldığını ancak bu baba ile çocuklar arasında baba - evlat hukuki ilişkisinin kurulmamış olduğunu davacıların babası Mustafa'nın vefat ettiğini belirterek ... ... ve ... ...'ın babasının ... ... olduğunun tespiti ile nüfus kaydında babalık bağının kurulmasını talep etmiş olup dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Babalık ve Tazminat Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle babalık davasının eki niteliğinde olmayan manevi tazminatlar yönünden harç yatırılması suretiyle açılmış bir dava bulunmadığı, mahkemece bu taleplerin reddedilmesinin bu sebebe istinat ettiği anlaşıldığına göre bu isteklerin reddi nedeniyle davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmemiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığından davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davalı, dava devam ederken 22.07.2009 tarihinde çocuğu tanımış, soybağı tanıma ile kurulmuştur (TMK. md.295)....
Öte yandan, davacı her ne kadar tanımanın iptaline dair dava açmışsa da Küçükler T4 ve T5'ın tanıma yoluyla değil de evlilik içerisinde bildirimle soybağının kurulduğu, ortada 4721 Sayılı TMK'nın 295. vd. maddeleri uyarınca "tanıma" yolu ile kurulmuş olan, "tanımanın iptali" (4721 S. TMK md. 297 vd.) davası açılmasına müsait bir soybağının kurulmadığı gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin red kararı ve gerekçesi usul ve yasaya uygun görülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde, açılan dava hem soybağının reddi, hem de babalığın hükmen tespiti istemlerini kapsadığı, her iki dava yönünden de biyolojik baba olduğunu iddia eden Davacının aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı, tanıma suretiyle de bir soybağı da kurulmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine ilişkin verilen ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacının yerinde bulunmayan istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın çocuğun doğumundan itibaren bir yıl geçmeden süresi içerisinde anne tarafından açılan babalık davası olduğu, talep edilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden dosyanın tefrikine karar verildiği, taraf beyanları, dosya kapsamındaki tüm belgeler kapsamı ile; yargılama devam ederken davalının davaya konu çocuğu tanımış olduğu, davalının dava konusu çocuğu tanıyarak bu talep yönünden çekişmeyi ortadan kaldırdığı ve bu talep yönünden davayı konusuz bıraktığı, babalığın hükmen tespiti davasının ferileri olan tedbir, iştirak ve ananın mali hakları talepleri yönünden yargılamaya devam edildiği, tarafların anılan sosyal ekonomik durumlarına göre davalının tanıma senedi ile tanıdığı, davaya konu çocuk için tedbir ve iştirak nafakası ödemesi gerektiği, davacının 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 304 üncü maddesi gereğince maddî taleplerde bulunduğu, davalının, çocuğu tanıma...
Ve devamı maddelerinde sınırlı olarakk belirtilen soybağının reddi (TMK 285,286 ve devamı),babalık davası, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davada,davacı ...'ün nikahsız eşinden doğan ve hanesine yazılmayan çocuğun mevcut nüfusuna yazılmasına (Tanıma )ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlığın Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesince görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; HUMK.’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince Kula Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 23.11.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
nin evlilik hanesine 12.08.2009 tarihinde "tanıma" (TMK.m.295) suretiyle tescil edilmiştir. Başka bir ifadeyle evlilik dışında doğan çocukla davalı ... arasındaki soybağı ana ve babanın sonradan evlenmesi suretiyle değil tanıma yoluyla tesis edilmiştir. Dava bu çocuğun babası olduğunu iddia eden ... tarafından açılmıştır. Bu halde, dava babalık değil, tanımanın iptali niteliğinde olup Türk Medeni Kanunu’nun 298. maddesine dayanmaktadır. Bu maddeye göre de genetik baba olduğunu iddia eden kimse "ilgili" sıfatıyla tanımanın iptalini dava etme hakkına sahiptir. Davanın bu çerçevede değerlendirilmesi ve işin esasının incelenmesi gerekirken hatalı şekilde babalık olarak vasıflandırılıp davacının dava hakkı bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi Dava dilekçesinde, babalık ve nafaka yükümlülüğüne ilişkin yabancı mahkeme kararının tenfizi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dosyadaki yazılara, bozmaya uyularak karar verilmiş bulunmasına ve bozma ilamında gösterilen gerekçeye ve özellikle yabancı ilamda yer alan babalık hükmü yönünden tanıma (5718 sayılı MHÖK md.58) kararı verilmesi gerekiyorsa da, verilen tenfiz kararının tanımayı da kapsadığının anlaşılmasına göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddi ile usule ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
amacıyla DNA ve mahkememiz tarafından gerekli görülen tüm biyolojik ve tıbbi testlerin yapılmasını, küçük Pınar Lina ile davalı arasındaki babalık soybağının tespiti ile neticesinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini temsil yetkisine istinaden talep ve dava etmiştir....
amacıyla DNA ve mahkememiz tarafından gerekli görülen tüm biyolojik ve tıbbi testlerin yapılmasını, küçük Pınar Lina ile davalı arasındaki babalık soybağının tespiti ile neticesinde nüfus kayıtlarının düzeltilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini temsil yetkisine istinaden talep ve dava etmiştir....