Ancak, çocuğun doğduğu tarihte, genetik annenin evli bulunmaması halinde, anne yönünden dava, “gerçeğe aykırı beyana dayalı oluşturulan nüfus kayıtlarının düzeltilmesi” davası olarak kalmakla birlikte; genetik anne ile evli olmayan genetik baba yönünden, “babalık karinesi” gerçekleşmediğinden, genetik babanın nüfus kaydına işlenmesi talebi “soybağı davası” niteliğini kazanacaktır. Bu takdirde ise uyuşmazlığın, 4787 sayılı Kanunun 4. maddesi uyarınca aile mahkemesi tarafından incelenip çözüme kavuşturulması gerekecektir. (Yargıtay HGK 2013/354-1554, 18....
KARŞI OY YAZISI ... kayyımı tarafından açılan babalık davası sonucunda davalı ile küçük Tolga arasında babalık hükmü ile soybağı ilişkisi kurulduğu halde kişisel ilişki kurulması yönünde bir karar verilmemiş olup çocuğu ile kişisel ilişki kurulması gereği davalı tarafından açık olarak temyiz edilmiştir. Davaların çabuk, basit ve ucuz bir biçimde incelenmesinde tarafların olduğu gibi kamunun da yararı vardır. Davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması yargının görevidir. (Anayasa m. 141) Usul ekonomisi ilkesi Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6.ncı maddesinde yer alan adil yargılanma hakkı ile paralellik göstermektedir. Mevcut davada karar verilmesi mümkün olan bir konuda tarafları yeni bir dava açmaya yöneltmenin yukarıda açıkladığımız ilkelerle bağdaşır bir tarafı yoktur. O halde küçük Tolga ile davalı arasında kişisel ilişki kurulmak üzere hükmün bozulması gerekir....
Bu karara karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuş olup, istinaf incelemesi yapan bölge adliye mahkemesince iştirak nafakasının babalık hükmünün kesinleşmesinden itibaren ödenmesine, diğer istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir. Türk Medeni Kanunu m. 333 hükmünde açıkça düzenlendiği üzere babalık davası ile birlikte nafaka istenebilir ve hâkim, babalık olasılığını kuvvetli bulursa, hükümden önce çocuğun ihtiyaçları için uygun bir nafakaya karar verebilir. Açıklanan nedenlerle, davalının çocuğun babası olduğu da sabit olduğuna göre dava tarihinden itibaren nafakaya hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki anılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılanmayı gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HMK m. 370/2)....
Dava niteliği itibarıyla babalığın tespitine ilişkindir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin son fıkrasında yer alan "babalık davası Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir." Hükmü uyarınca ana tarafından açılan davanın kayyıma ihbar edilmemesi, küçüğün kayyımı yok ise, kayyım atanmadan davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırı görülmüştür. Diğer taraftan; babalık davası kamu düzeni ile ilgili olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi hükmüne göre davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç doğurmamaktadır. Mahkemece taraflardan delillerin sorulup toplanması, kan ve genetik bulgular yönünden kendiliğinden inceleme yapılması gerekirken bu hususunda gözardı edilmesi doğru bulunmamıştır....
Dava niteliği itibarıyla babalığın tesbitine ilişkindir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 301. maddesinin son fıkrasında yer alan "Babalık davası Cumhuriyet Savcısına ve Hazineye; dava ana tarafından açılmışsa kayyıma, kayyım tarafından açılmışsa anaya ihbar edilir" hükmü uyarınca ana tarafından açılan davanın kayyıma ihbar edilmemesi, küçüğün kayyımı yok ise, kayyım atanmadan davanın sonuçlandırılması usul ve yasaya aykırıdır. Diğer taraftan babalık davası kamu düzeni ile ilgili olduğundan Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 95/2. maddesi hükmüne göre davalının davayı kabul etmesi hukuki sonuç doğurmamaktadır. Mahkemece taraflardan delillerin sorulup toplanması, kan ve genetik bulgular yönünden kendiliğinden inceleme yapılması gerekirken bu hususunda gözardı edilmesi doğru bulunmamıştır....
Av. ...” adresinin ikamet adresi olarak belirtilmesi, yine küçüğün annesi tarfından Şişli Aile Mahkemesine babalık davası için verilen dilekçede yerleşim yeri adresinin “ Avukat ...” olarak bildirilmesine göre uyuşmazlığın, İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp, çözümlenmesi gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nun 21. ve 22. maddeleri gereğince İstanbul 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 31/10/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....
K.md.36) baba adının düzeltilmesi istemi ise babalık davası niteliğindedir (TMK. md. 301). Babalık davası Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından (üçüncü kısım hariç) kaynaklanmakta olup görevli mahkeme aile mahkemesidir( 4787 s. K.md.4). Bu nedenle babalığa ilişkin istemin tefriki ile davaya aile mahkemesi sıfatıyla bakılması, ana adının tashihi yönünden ise taraflara delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak sonucu uyarınca karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA,işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.05.11.2012 (Pzt.)...
Asliye Hukuk Mahkemesince, davanın babalık davası olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Aile Mahkemesi ise, uyuşmazlığın mükerrer nüfus kaydının iptali ile hatalı kaydın düzeltilmesi davası belirtilerek yetkisizlik yönünde hüküm kurulmuştur. Aile Mahkemeleri TMK.nun 282. ve devamı maddelerinde sınırlı olarak belirtilen soybağının reddi (TMK.nun 286 vd) babalık, tanıma, tanımanın iptali gibi davalara bakmakla görevlidir. Davanın kabul edilmesi halinde anne adının değiştirilmesinin yanında çocuğun nüfusta babası gözüken kişi olan Mahir ile soybağının iptali de gerekeceğinden, dava bu niteliği itibariyle bir nesep davasıdır. Soybağı hukuku ile ilgili davalar 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin görev ve yargılama usullerine dair kanunun 4. maddesinde gösterilen davalardan olup TMK.nun 282 vd maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgili bu davanın Aile Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir....
Dava; babalık (babalığın tespiti) istemine ilişkindir. Dava, çocuk tarafından açılan babalık davası niteliğindedir. Dairemizin 2021/159 Esas 2021/160 Karar 24/02/2021 tarihli kararı sonrası ilk derece mahkemesince, Türk Medeni Kanunu'nun 301/3. maddesi gereğince davanın Hazine ve Cumhuriyet savcısına ihbar edildiği anlaşılmıştır. Yapılan yargılama sonucunda mahkemece verilen karara karşı, davalı tarafça istinaf yoluna başvurulmuştur. Davalı taraf dava dilekçesinin ve 7. celse olan 29/29/2020 tarihli duruşma gününün kendisine tebliğ edildiğini diğer duruşma günlerinden haberdar edilmediğini istinaf sebebi yapmış ise de; 7 numaralı celsede davalı vekil ile temsil edilmeye başlanmış olup, sonraki celse olan son duruşma gününün davalı vekilinin katıldığı duruşmada belirlendiği görülmüştür. Türk Medeni Kanunu'nun 303. maddesine göre, babalık davası, çocuğun doğumundan önce veya sonra açılabilir. Ananın dava hakkı, doğumdan başlayarak bir yıl geçmekle düşer....
TMK 285.maddesi babalık karinesini düzenlemiş olup, babalık karinesinin çürütülmesi, soy bağının reddi davası ile mümkündür. Kişisel durumlardaki değişikliklerin nüfus kaydında belirtilmesi ve doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi, nüfus kayıtlarının düzeltilmesi davalarının konusudur. Yukarıda belirtildiği üzere soy bağının reddi davası babalık karinesi kapsamında yer alan dolayısıyla babalık karinesinden faydalanan çocukların soy bağının ortadan kaldırılmasını ifade eden bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma söz konusu olmaksızın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soy bağının kurulması söz konusu olmadığı için böyle bir durumda çocukla koca arasında soy bağının bulunmadığını tespite yönelik açılacak dava soy bağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi davasıdır....