WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

ilçesi nüfus müdürlüğüne kaydının yapıldığını, annenin çocuğu Cemre'nin nüfus kaydı esnasında baba hanesine kaydettirdiği Müslüm isminin gerçek olmadığını belirterek, müvekkili T1 küçük Cemre'yi tanımasına ve nüfus kayıtlarının bu yönde düzeltilmesine karar verilmesini talep etmiştir....

Davacının gerçek anne ve baba hanesine kayıt istemi de anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmaması, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Davacının, çocukların gerçek ana babası üzerine kayıt istemi ise anne ve baba arasında evlilik ilişkisi olmadığından baba yönünden soybağının düzeltilmesi davasıdır. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir....

    Ne var ki, davacının genetik anne ve baba hanesine kayıt istemi, anne yönünden yine nüfus kaydının düzeltilmesi talebi ise de, anne ve baba arasında evlilik ilişkisi bulunmadığından, baba yönünden soybağının düzeltilmesi talebidir. Bilindiği üzere, çocukla ana arasındaki soybağı doğumla; baba arasındaki soybağı ise ana ile evlilik, tanıma ve hakim hükmü ile kurulur. Esasen, soybağına ilişkin uyuşmazlıklarda, kişisel durum ile ilgili nüfus kaydında yer alan bilgi "doğru" olarak doğmuş ve kütüğe tescil edilmiştir. Bu doğru kayıt, daha sonra açılan bir dava, soybağının reddi veya sonradan evlenme yoluyla soybağına itiraz veya tanımaya itiraz veya tanımanın iptali yahut da Af Kanunları ile yapılan nesep düzeltmeye itiraz ile teknik olarak bir yanlışlığa dönüştürülmektedir. Nüfus kaydının düzeltilmesi davasında ise, resmi sicilin belgelediği olgunun doğru olmadığı, baştan yanlış olarak kütüğe geçirilmesi söz konusudur. Hal böyle olunca davalılar .... , .......

      Drama muhacirlerinden 6 hisse itibariyle birer hisse Küçük ... oğlu ... ve karısı ... ve oğlu ... ve kızı ... ve diğer kızı ... ve anası ...” şeklinde olduğu, dava dışı 58 ada 2 parsel(imar öncesi) sayılı taşınmazın aynı kişiler adına kayıtlı olduğu, 06.08.1982 tarihinde düzeltme yapılarak ... baba adı ..., ... baba adı ... soyadı ... ve baba adı olmayan ...’ın baba adının ... şeklinde düzeltildiği, davacılar ve davalılar adına intikallerin gerçekleştiği saptanarak, 14130 ada 1 sayılı parsel sayılı taşınmazın paydaşlardan ... ve ...’nin tapu kayıtları ile nüfus bilgileri arasında bağlantı ve tutarlılık sağlanarak, davanın kabulüne karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Davalı Tapu Müdürlüğü vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine....

        İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuklar ile baba arasında “Aynı şehirde oturmaları hali" ve “Farklı şehirde oturmaları hali" için ayrı ayrı kişisel ilişki düzenlenmiştir. Taraflar farklı şehirlerde yaşıyor olsalar bile, günümüzdeki ulaşım olanaklarındaki kolaylık gözetildiğinde, kişisel ilişkiye dair düzenleme yapılırken, taraflar bu hususun dikkate alınmasını açıkça talep etmemişlerse "ayrı şehir-aynı şehir ayrımına" gidilmesinin önemi bulunmamaktadır. Bu bakımdan, ayrı şehir-aynı şehir ayrımına gidilmeksizin babalık duygularını tatmine elverişli, çocukların da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

          Türk Medeni Kanunu'nun 185. madde hükmü gereğince, anne-baba birlikte çocukların bakımından sorumludur. Aynı yasanın 327. maddesinde ise “Çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için gerekli giderler ana ve baba tarafından karşılanır.” denilmektedir. Her baba ve annenin çocuğunu belli bir yaşa kadar büyütmek, yetiştirmek ödevi olup çocuğun ölümü nedeni ile artık yapılması gerekmeyecek yetiştirme giderlerinin belirlenecek destekten yoksun kalma tazminatından düşülmesi gerekmektedir....

            İlk derece mahkemesince velayeti anneye verilen ortak çocuk ile davacı -davalı baba arasında kişisel ilişki kurulurken çocuğun beş yaşını doldurmadan öncesi ve sonrası ayrı ayrı belirtilerek kademeli bir kişisel ilişki düzenlemesi yapılmıştır. Değişen koşullara göre, çocuğun yaşı ve eğitim durumu gözetilerek kişisel ilişkinin yeniden düzenlenmesi her zaman istenebilir. Kişisel ilişki kurulmasına yönelik hüküm kurulurken; gelecek yıllardaki koşullar önceden bilinemeyeceğinden, şimdiden çocuk ile baba arasında kademeli bir şekilde kişisel ilişki düzenlenmiş olması doğru değildir. Bu bakımdan babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli, daha uygun süreyle kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır. Ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hükmün bu bölümünün düzeltilerek onanması gerekmiştir (HMK m. 370/2)....

              Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının baba hanesinde 30.09.1971, diğer tüm kayıtlarda ise 27.05.1974 olarak kayıtlı olduğunu, bu durumun sorun yarattığını, bu nedenle kapalı olan baba hanesindeki nüfus kaydında 30.09.1971 olan doğum tarihinin 27.05.1974 olarak düzeltilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden; davacının doğumundan sonra 27.05.1974 doğumlu olarak 28.05.1975 tarihinde ... ve ... kızı olarak ... Mahallesi muhtarının düzenlediği doğum belgesine göre nüfusa ..., gerçek anne ve baba olan...'ın nüfusuna ise 30.09.1971 doğumlu olarak 30.09.1977 tarihinde baba ...beyanına göre düzenlenen doğum tutanağına göre de ... ad ve soyadı ile tescil edildiği; Nurettin ve ..., Hediye, ...ve ...'...

                ile davalı baba ... arasındaki kişisel ilişkinin sınırlandırılarak baba ile çocuk arasında her ayın ilk Cumartesi günü saat 10:00'dan takip eden Pazar günü saat 18:00'e kadar, dini bayramların 2. günü saat 10:00'dan 3. günü saat 18:00'e kadar, her yıl yarıyıl tatilinin başladığı ilk Pazartesi günü saat 10:00'dan takip eden Cuma günü saat 18:00'e kadar ve her yıl 1 Temmuz saat 10:00'dan 10 Temmuz saat 18:00'e kadar kişisel ilişki tesisine" sözcüklerinin yazılmak suretiyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, karardan bir örneğinin ilgili bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi. 16.01.2020 (Prş.)...

                  Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatlar ile nafakaların miktarı ve kişisel ilişki yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının tüm; davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Velâyeti anneye bırakılan 02/07/2016 doğumlu ortak çocuk ... ile baba arasında kurulan kişisel ilişki yetersizdir. Ortak çocuk ile baba arasında babalık duygularını tatmine elverişli, çocuğun da baba sevgisi ve şefkatini tatmasına yeterli kişisel ilişki tesisi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru bulunmamıştır....

                    UYAP Entegrasyonu