Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Türk Medeni Kanunu'nun 729. maddesinde; bir kimsenin başkasının fidanını kendi arazisine yada kendisinin veya bir üçüncü kişinin fidanını başkasının arazisine dikmesi halinde, başkasının malzemesini kullanarak yapılan yapılara veya taşınır yapılara ilişkin hükümlerin bunlar hakkında da uygulanacağı hükme bağlanmıştır. TMK'nın 722. maddesinde ise; bir kimsenin kendi arazisindeki yapıda başkasının malzemesini ya da başkasının arazisindeki yapıda kendisinin veya bir başkasının malzemesini kullanması halinde bu malzemenin arazinin bütünleyici parçası olacağı ancak sahibinin rızası olmaksızın kullanılmış olan malzemenin sökülmesinin aşırı zarara yol açmaması halinde malzeme sahibinin, gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere bunların sökülüp kendisine verilmesini isteyebileceği, aynı koşullar altında arazinin malikinin de rızası olmaksızın yapılan yapıda kullanılan malzemenin gideri yapıyı yaptırana ait olmak üzere sökülüp kaldırılmasını isteyebileceği hükme bağlanmıştır....

    ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 29/03/2022 NUMARASI : 2020/139 2022/183 DAVA KONUSU : Kamulaştırma (Kamulaştırmasız El Koyma Nedeniyle El Atmanın Önlenmesi) KARAR : İlk derece mahkemesince verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olması nedeniyle dosya ve ekleri incelendi; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul ilçesi, Kadıköy ilçesi, Feneryolu Tuğlacıbaşı mahallesi, 150 pafta, 590 ada, 6 parsel olarak tapuya kayıtlı bulunan taşınmazın davacı müvekkillerinin hissedar olarak malik bulundukları taşınmaz olduğunu, taşınmaz üzerinde bina inşa edilirken 587 m2 alanının Kadıköy Belediyesi Başkanlığı'na yeşil alan (park yeri) olarak terk edildiğini, bina yapım izni verilerek bina inşa edildiğini ve kat mülkiyeti oluşturulduğunu, bu durumdan sonra taşınmazın 613.32 m2 miktarına düştüğünü, davalı tarafın binanın tamamlanmasından çok sonra binanın Kuyu Başı Sokağı tarafında kalan arsanın bir bölümünü aldığını ve bu günkü hale getirdiğini, belirtilen...

    Davalı, duvar ve ağaçların 161 parsel sayılı taşınmazına tecavüzlü olması nedeniyle sökerek kaldırdığını savunmuştur. Mahkemece, duvar ve ağaçların davalının taşınmazına tecavüzlü olduğu gerekçesi ile elatmanın önlenmesi isteminin reddine, ancak; ağaç ve duvarın yasal yollara başvurulmadan sökülmesinin haksız fiil olduğu gerekçesi ile 1500.00 Y.T.L.nin davalıdan tazmin edilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı temyiz etmişlerdir. 1 – Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davacının tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir. 2 – Davalının temyiz itirazlarına gelince ; Medeni Kanununun 738 maddesi uyarınca “ ..., kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye düşürmek ya da üzerlerindeki tesisleri etkilemek suretiyle zarar vermekten kaçınmak zorundadır. Komşuluk hukuku kurallarına aykırı yapılar hakkında taşkın yapılarla ilişkin hükümler uygulanır. “ hükmü öngörülmüştür....

      Kendi malzemesi ile başkasının arsası üzerine inşaat yapan kişinin tapu iptali ve tescil talep edebilmesi için başkasının taşınmazına bir yapı yapılmış olması gerekmektedir. Somut olayda, davacı TMK'nın 725. maddesi anlamında bir yapı nedeniyle değil komşu taşınmaza taşkın olarak inşa ettiği duvardan dolayı temliken tescil istemektedir. Fen bilirkişisi raporunda B ve C harfleri ile gösterilen yapıların ise akaryakıt istasyonuna ait yapılar ve halı sahaya ait binalar olduğu, kalıcı nitelikte bir yapı niteliğinde olmadığı anlaşıldığından temliken tescile konu edilemez. Davanın belirtilen bu gerekçe ile reddi gerekirken, tarla niteliğindeki taşınmazın ifrazının mümkün olmadığı gerekçesiyle reddedilmesi doğru görülmediğinden HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hükmün gerekçesinin düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir....

        Gerçekten, bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde bütün koşullar mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. ./.. 2009/9920 - 13167 - 2 - Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; Öncelikli koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır. Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikle yapı sahibinin iyiniyetli olması gerekir....

          Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde malzeme sahibinin iyiniyetli olması yanında diğer bazı koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. TMK’nın 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiasıyla ileri sürülebilir....

            Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Hemen belirtmek gerekir ki, taşınmaza sonradan malik olan kişiye karşı da bu kişisel hak ancak yapı sahibini bu haktan mahrum bırakmak amacıyla arsa sahibi ile el ve işbirliği içinde olduğu iddiası ileri sürülebilir....

              Hükmü, asıl davanın davacıları .. mirasçıları vekili ve birleştirilen davanın davacısı ... vekili temyiz etmiştir. 1-Birleştirilen davada temliken tescil isteyen davacı ... vekilinin tüm, elatmanın önlenmesi ve kal isteyen asıl davanın davacısı Faik Taner mirasçıları vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş reddi gerekmiştir. 2- Elatmanın önlenmesi ve kal isteyen davacı.. mirasçıları vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Malzeme sahibinin TMK’nın 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır....

                , her iki evin birbirine bitişik konumda olması nedeniyle katılanın çatısında meydana gelen zararın inşaatın yapımı sırasında oluşması muhtemel zararlardan olduğunun, ayrıca mevcut zararda çatıdaki aşırı eskime ve yıpranmanın da etkili olduğunun tespit edildiği anlaşıldığından, sanığın, katılanın çatısına kasten zarar verdiğine dair mahkumiyetine yeterli delil bulunmaması ve eylemin taksirli şeklinin suç olarak düzenlenmemesi nedeniyle mala zarar verme suçunun yasal unsurlarının oluşmadığından bahisle verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir....

                  Bir kimsenin kendi malzemesi ile başkasının tapulu taşınmazına sürekli, esaslı ve mütemmim cüzü (tamamlayıcı parçası) niteliğinde yapı yapması halinde diğer koşullar da mevcutsa malzeme sahibi yapının bulunduğu alan ile yapının kullanılması için zorunlu arazi parçasının tescilini mülkiyet hakkı sahibinden isteyebilir. Türk Medeni Kanununun 724. maddesinde yapı sahibine tanınan bu hak, kişisel hak niteliğinde olup, bina sahibi ve onun külli halefleri tarafından, inşaat yapılırken taşınmazın maliki kim ise ona ya da onun külli haleflerine karşı ileri sürülebilir. Malzeme sahibinin Türk Medeni Kanununun 724. maddesine dayanarak tescil talebinde bulunabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır; a) Birinci koşul, malzeme sahibinin iyiniyetli olmasıdır; Türk Medeni Kanununun 724.maddesi hükmünden açıkça anlaşıldığı üzere, taşınmaz mülkiyetinin yapı sahibine verilebilmesi için öncelikli koşul iyiniyettir....

                    UYAP Entegrasyonu